GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siverek-Diyarbakır kara yolunda dün meydana gelen kazaya, Lübnan'daki ateşkes haberine ve İsrail’in devam eden katliamına, “Bağımsızlık Seferberliği” projesine; İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu, Muş Milletvekili Sezai Temelli ile Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:24
Tarih:27.11.2024

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Divanı, kıymetli milletvekillerimizi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Dün Siverek-Diyarbakır kara yolunda yoğun sis ve buzlanma nedeniyle meydana gelen zincirleme kazada 8 vatandaşımız yaralandı. Yaralananlar arasında 27'nci Dönem Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Adil Çelik de yer alıyor. Tüm yaralılarımıza Allah'tan acil şifalar diliyorum ve geçmiş olsun diyorum.

Evet, Lübnan'da bir ateşkes haberiyle yüreğimize biraz su serpilir gibi bir haber aldık ancak bu ateşkesin Gazze'de de Filistin'de de bir an önce hayata geçmesi için büyük bir çaba ve gayret içerisindeyiz. Gazze'deki saldırılar devam ettiği sürece bu adımın tam anlamıyla barışa hizmet edeceğini maalesef söyleyemiyoruz. İsrail'in hâlâ kadın, çocuk, masum demeden sürdürdüğü katliamlar karşısında dünya kamuoyu da sessizliğini koruyor, katliamlar devam ediyor.

Yine, Uluslararası Ceza Mahkemesinde bir karar alınmasına rağmen bunun uygulanmamasının dünya kamuoyu tarafından da takip edilmesi ve kabul edilmemesi gerektiğini tekrar hatırlatarak biz bu zalimlere karşı, zulme karşı mücadelemizi sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz ve Filistin toprakları özgürleşene kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yeşilayın başlattığı Bağımsızlık Seferberliği Projesi'ne yürekten destek veriyoruz. Bu önemli girişim sağlıklı nesiller ve güçlü bir gelecek inşa etmek için hayati bir adımdır. Bu seferberlik, bağımlılık zincirlerini kırarak toplumumuzu daha güçlü ve bağımsız bir geleceğe taşımak adına son derece önemlidir. Bağımlılıklar, milletimizin enerjisini tüketen en büyük tehditlerden biridir. Sigara, alkol, uyuşturucu ve dijital bağımlılıklar sadece bireylerin değil ailelerin ve toplumun huzurunu da hedef almaktadır. Bu noktada, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bağımlılıkla mücadele bir vatan görevidir." anlayışını rehber alıyor, bu mücadeleyi de kararlılıkla sürdürüyoruz. Yeşilayın başlatmış olduğu bu projeyi de tekrar canıgönülden destekliyor ve tebrik ediyoruz.

Evet, birkaç gündür gündemimizde teğmenler konusu var, kreşler konusu var. Bunlarla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu açıklamalardan CHP'nin bu kadar alınmasına şaşırmadık tabii ki. Ama grup toplantısındaydık, hepimiz konuşmayı dinledik; Sayın Cumhurbaşkanımızın, Genel Başkanımızın CHP'nin 1'inci parti olduğunu söylediği bir cümle dahi geçmedi; burada sanırsam bir yanlış anlama var veya yanlış bir algılama var.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Geçti ya!

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Neden bu kadar alınıyor CHP? Yapamadıkları hizmetlerin; yolsuzluklarının, iş bilmezliklerinin hesabını veremedikleri için bu tip algılarla asıl kendilerinin haklı olduklarını ortaya çıkartmaya çalışıyorlar. Hep bir engellemeden bahsediliyor, hiçbir engellemenin olmadığını kamuoyu da çok çok iyi biliyor. Bu kadar, işçinin, hakkın, hukukun yanındaysanız kendi belediyeniz İstanbul'da Kartal'da, Maltepe'de işçiler grevde; İzmir'de Buca'da işçiler grevdeler, haftalardır grevdeler. Sokaklar çöp yığınları hâline gelmiş durumda, İzmirliler de İstanbullular da isyan etme noktasındalar. Bu işçilerin hakkını hukukunu niye gözetmiyorlar? Niye konuşmuyorlar? Bunlar için niye bir açıklama getirmiyorlar? Niye çözemiyorlar? Biraz da bunları anlatsalar da Türkiye'nin gerçeklerini biz de kamuoyunun önünde CHP'nin ağzından duysak.

8 milyon mülteciden bahsediliyor, böyle bir sayı yok.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Daha fazlası var; "yok" diyorsunuz, Türkiye'de doğanları saymıyorsunuz.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bakın, "mülteci" diyerek herkesi aynı kefeye koymak; göçmenleri, mültecileri, burada farklı statülerde yaşayan bütün yabancıları aynı kefeye koymak olsa olsa bir CHP zihniyetinde olur; 8 milyon mültecimiz yok. Aynı bağlamda, Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili Merkel'in söylediklerinden farklı anlamlar çıkartarak ülkenin sanki mülteci cennetine dönüştüğünü söyleyenler var. Burada bir anlaşma yapıldı, karşılıklı, mütekabiliyet esasıyla geri kabul anlaşması denildi. Bu geri kabulde de bizden izinli giden her mülteci için Avrupa'ya biz bir mülteci daha gönderdik. Bu anlaşmalar çok özenle çalışıldı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle Akdeniz'de, Ege'de botlarda öldürülen, ölen, katledilen, botları batırılarak katledilen insanların hakkını hukukunu gözetmek için bu anlaşmayı yaptığını çok iyi biliyoruz. O yüzden buradan da farklı anlamlar çıkartmak hiç doğru bir yaklaşım değil.

Türkiye partisi olup olmadığımızı değerlendirecek tek bir yetkili merci vardır, o da millettir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin Usta, lütfen tamamlayın.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - 14-28 Mayıs seçimlerinde karşımızda büyük bir kitleyle birleşip aylarca, yıllarca toplantılar yapıp yapıp, zar zor bir aday belirleyip çıktılar ama milletimiz yine de dedi ki : "Recep Tayyip Erdoğan ve AK PARTİ."

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Nasıl dedi? 2'inci parti oldunuz.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Burada Türkiye partisi olarak kimi seçtiğini millet göstermiştir.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bura da 6'ydı, ora da 6'ydı; ya, siz de topladınız etrafınıza herkesi.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - "Türkiye partisiyim." demek, etnik bir köken üzerinden ayrımcılıkla, ayrıştırmakla siyaset yapmakla Türkiye partisi olunmaz; biz hem Türklerin hem Kürtlerin hem Zazaların, bu ülkede yaşayan gayrimüslimlerin de hepsinin de partisiyiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin Usta, lütfen tamamlayın.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bugüne kadar hem gayrimüslimlerin hem Kürtlerin haklarıyla ilgili cumhuriyet tarihinde dahi hiç görülmemiş en büyük iyileştirmeleri, en büyük hakları yerine getirmiş bir parti olarak bu ülkenin, Türkiye'nin partisiyiz diye göğsümüzü gere gere çok rahatlıkla söylüyoruz.

Kahraman ordumuz üzerinden birtakım algı çalışmaları yapılıyor. Bakın, dün de konuşuldu; Sayın Hulusi Akar bu dönem Kayseri Milletvekilimiz; Kayseri'de doğmuş, kırk dokuz yıl üniforma giymiş, kahraman ordumuza hizmet etmiş ve çok farklı birimlerde ve görevlerde komutanlık yapmış, en sonunda da Genelkurmay Başkanlığı görevi, daha sonrasında da Millî Savunma Bakanımız olarak hem bu ülkeye hem ordumuza hizmet etmiş birisine laf uzatmak kimsenin haddi değildir. En çok terörizmle mücadele eden ve en zorlu dönemlerde, FETÖ'nün darbe girişiminde bile korkusuzca onlara karşı dimdik ayakta duran birisine bunu söylemek kimsenin haddi değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin Usta, son kez uzatıyorum, lütfen tamamlayın.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Asıl hesap sorulacak, eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na tanklar nasıl açıldı da milletin üzerine kurşun yağdırılırken onun önündeki tanklara izin verilip, açılıp da bir belediye başkanının evine gidip evinden kahve içerek darbeyi nasıl izlediğini ve sonucunun ne olacağını gözlemlediğini hepimiz çok iyi biliyoruz. O tanklar nasıl oldu da kimin emriyle açıldı, bunu izah etmediler hiçbir zaman, bundan kaçıyorlar.

Bizim kahraman ordumuza da dil uzatmaya kalkışanlara söyleyeceğimiz tek şey var: O teğmenler çıksaydı, kılıçlarını çektiklerinde deselerdi ki "Peygamber'in ordusuyuz." tekbir getirselerdi "Allahuekber!" "Biz Allah'ın ordusuyuz." veya "Erdoğan'ın askerleriyiz." deselerdi yine aynı tavrı mı gösterecektiniz? Hayır, asla böyle bir tavır göstermezlerdi. (CHP sıralarından "Ne alakası var ya!" sesleri, gürültüler)

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Kim karşı çıktı ya?

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Aynı tavrı gösterirdik.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Asla tavır göstermezlerdi, bunun tamamen bir disiplinsizlik olduğunu ve sonuna kadar soruşturulması gerektiğini çok net...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin Usta, teşekkür için açıyorum, lütfen tamamlayın.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Anıtkabir'de bağırıyorlar ya.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Siz herhâlde şeriat ülkesinde yaşadığınızı zannediyorsunuz.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bunu söyleselerdi -bakın, kendiniz itiraf ediyorsunuz- bunun bir disiplinsizlik olduğunu ve soruşturulması gerektiğini sonuna kadar söyleyecektiniz. Biz aynı kararlılıktayız.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Nerede itiraf ettim ben? Sen söylüyorsun, sen cevaplıyorsun.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Eğer disiplin dışında hareket ediyorlarsa, komutanlarına sorup izin almadan -orada ne söyledikleri önemli değil- kılıçlarını çekip bu eylemi yapıyorlarsa bu kesinlikle bir disiplinsizliktir.

ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Ankara) - İyi de onu ayrı bir yerde yapmışlar zaten, törende yapmamışlar ki!

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Hele hele askeriyede kabul edilemeyecek bir disiplinsizliktir. İşte, bu disiplinsizliklere zamanında göz yumdular, FETÖ'cüler bu orduların içinde bu kadar yükseldi ve kalkıp darbe yapmaya kalkıştılar. (CHP sıralarından gülüşmeler, gürültüler)

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - FETÖ'cüleri siz getirdiniz oralara ya!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya, çok komik bir şey bu! Gerçekten bu olacak şey değil ya!

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - FETÖ'nün arkasında kimin olduğunu çok iyi biliyorlar. Ordunun içerisinde onlar nasıl yükseldi ve bu makam mevkilere geldi, onların arkasında kimler vardı? CHP zihniyeti vardı. "Bu Müslümanlar gitsin de FETÖ'cüler gelsin." diyerek hepimize eziyet ettiler. Bunları bu tarih unutmadı; bunları bu Türkiye'nin gerçekleri olarak kabul etmek zordur, ağırdır ama bizim ordumuza da... (CHP sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Utan! Utan!

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Gerçekten ya!

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yalan da böyle söylenmez ki ya!

BAŞKAN - Sayın Şahin Usta, lütfen tamamlayın.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bence daha fazla söz vermeyin, daha çok pot kıracak.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - "Askerlik yan gelip yatma yeri değil." diyen siz değildiniz zaten değil mi?

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Hiç kıvırmayın...

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ben niye kıvırayım, lafa bak!

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bunların arkasında kimin olduğunu çok iyi biliyorsunuz. 28 Şubat döneminden beri bu FETÖ'cülerin arkasında sizin olduğunuzu çok çok iyi biliyoruz.

ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Ankara) - MGK kararlarına onun için imza, şerh koydunuz, şerh!

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Herkesi saf dışı bırakıp onları yükselten kim ordunun içerisinde? Sizsiniz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İmzaları biz atmadık, Cumhurbaşkanı attı imzaları, terfilerini o yaptırdı.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Şimdi de kılıç çekip disiplin soruşturmasına bile maruz tutmak istemediğiniz teğmenleri iki gün sonra hangi amaçla, hangi niyetle kullanacaksınız; eminim ki onun hesabını yapıyorsunuzdur ama buna müsaade etmeyeceğiz. Kim disiplinsizlik yaptıysa bunun hesabını elbette ki verecektir diyorum.

Sayın Başkan, bugün Genel Kurulda görüşmemiz gereken önemli bir kanunumuz var. Bunlar milletin yararına olacak işler, bunun için Genel Kuruldayız ve Genel Kurul çalışmalarına başlamak istiyoruz. Burada yapılan her kanunla ilgili konuşmayıp, kanunun gündemine girmeyip kanun üzerinden farklı algılarla yine Meclisin gündeminde hiçbir iş yapılmıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin Usta, lütfen tamamlayın.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

Milletin bizden beklediği yasaların çıkartılması için bir çaba ve gayret içerisindeyiz, bunu da milletimizin takdirine sunuyoruz.

Teşekkür ederiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)