GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:25
Tarih:28.11.2024

ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, 6'ncı madde üzerinde grubumuz adına söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri takip eden aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin adını köylerimiz için rencide edici bulmakla birlikte torba yasa tekniğini de yasama süreci açısından sorunlu bulduğumuzu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Zira, bugünkü şartlar göz önüne alındığında köylerimiz bu Mecliste özel olarak ele alınmalı ve var olan sorunlarına kapsayıcı ve kalıcı çözümler getirilmelidir. Bu yapılırken "Ben yaptım oldu." mantığıyla değil, Komisyonda bütün paydaşların katılımıyla ciddi bir istişare süreci yürütüldükten sonra Genel Kurul aşamasına getirilmelidir. Köylerin sorunları bir torba yasaya sıkıştırılarak çözülemez, nitekim çözülemiyor da. Özellikle büyükşehirlerimizde, Büyükşehir Yasası çıktıktan sonra köylerimiz neredeyse yok olmuş, köylerimizin yok olmasıyla birlikte tarım ve hayvancılık ciddi zarar görmüştür. Meralar ve tarım arazileri kamulaştırılmış, nesilden nesile üzerinde üretim yapılan topraklar kamulaştırılarak TOKİ eliyle satışa çıkarılmıştır. Gelin, evvela Büyükşehir Yasası'nı yeniden gözden geçirelim; mahalleye dönüştürülen köylerimizdeki köylünün sesine kulak verelim, feryadını dinleyelim; üretim yapılan köylerimizi ve köylümüzü koruyalım, onları bir torba kanuna sıkıştırıp geçiştirmeyelim.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde tarım ve hayvancılık kan kaybetmeye devam ediyor. Çiftçilerimiz bir yandan borç ve faiz yükü altında ezilirken diğer yandan tarım arazileri ve meralarına el konuluyor. Üretim yapabilen köylümüz borçlu, üretecek arazisi olmayan ise mecburen ya şehre göçüyor ya da ilçede asgari ücret karşılığında bir iş bulursa işçi oluyor.

Bakın, size sadece bir örnek vereyim. Aydın Bozdoğan ve Muğla Kavaklıdere arasındaki 1.479 dekarlık alan madencilik faaliyeti yapılabilsin diye 9088 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'yla acele kamulaştırılıyor. Bu alan, Örentaht ve Derebağ Mahallelerimizi içerisine alan; ormanlık arazi, yerleşim yeri, tarım arazisi ve zeytinlikleri de kapsayan bir alandır. Burada bir kömür ocağı kurulacağı söyleniyor. Yerleşim yerlerine 15 metre mesafede, zeytinliklerin olduğu bölgede, burada kömür ocağı kurmak demek, yerleşik halka, zeytinliklere, tarım ve hayvancılık faaliyetlerine ve ormanlık alanlara yaşama hakkı tanımamak demektir. ÇED raporu başvurusu yapılmış fakat sonucu beklenmeden harekete geçilmiş. Bu sorun sadece bir bu bölgemizde yok, Türkiye'mizin dört bir yanında rant uğruna bu faaliyetler yürütülüyor. İşte Kazdağları, işte Fatsa, işte Akbelen, işte Giresun ve daha niceleri. Çocuk kandırır gibi diyorsunuz ki: "Kesilen her ağacın yerine 5 ağaç dikiyoruz." Biz size "Bu fidanları dikmiyorsunuz." demiyoruz ancak bunların çoğunun ağaca dönüşmeden kuruyup yok olduğunu siz de biliyorsunuz ve diktiğiniz tohumları grafiklere yazıyorsunuz. Grafiklere bakınca orman varlığımızın arttığı görülüyor ancak bunun aksine, gerçekte, orman varlığımızın hızla azaldığını hepimiz biliyoruz. Grafiklerle oynayarak bu hakikatlerin üzerini örtemezsiniz. Hakikat şudur ki maden ocaklarını işleten firmalar ve bir avuç yandaş kazanırken köylülerimiz ve üreticimiz özelinde 85 milyon vatandaşımızın tamamı bu işlerinizden zarar görmektedir. İnsan ve doğa yaşamını hiçe sayarak rant uğruna yapılacak her türlü faaliyete sonuna kadar karşı olacağımızı buradan ifade ediyorum. Bu yanlışlardan bir an önce geri dönmenizi bekliyoruz.

Değerli milletvekilleri, köylüyü korumak üretimi korumaktır, üretimi koruyup geliştirmek ise 85 milyon vatandaşımızın tamamının hakkını korumaktır. Biz her defasında, siz yetki sahiplerini, bütün vatandaşlarımızın hakkını hukukunu korumaya davet ediyoruz. Burada ifade ettiğimiz hakikatleri sorumluluklarınızı hatırlatmak maksadıyla dile getiriyoruz. Size düşen, alınganlık göstererek sorunlardan kaçmak değil, sorumluluklarınızı hatırlayıp gereğini yapmaktır; size düşen, her adımınızı iktidar olduğunuz gerçeğini unutmadan atmanızdır. Şairin ifadesiyle "Uyarınca kabullenip hatayı, süpürmeli çapulcuyu çeteyi./Bugünden bakıp da yüz yıl öteyi görmeyen iktidar neyime gerek?" diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)