Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 14 |
Tarih: | 05.11.2024 |
CHP GRUBU ADINA BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ne yazık ki geçen haftadan bu yana, Türkiye'nin gündeminde, seçilmiş belediye başkanlarına kayyum tayin eden, milletin iradesini ayaklar altına alan kötü uygulamalarla meşgulüz. Geçen haftadan bu yana 4 belediyeye kayyum atandı. Dün sabah uyandık, 3 belediye; Mardin, Batman, Halfeti Belediyeleri; geçen hafta da biliyorsunuz, Esenyurt Belediyesiyle başladı. Bu, tesadüfi bir şey değil. Tabii, bu kayyumla ilgili kanun hükmünde kararname çıktığından bu yana 149 belediyeye kayyum atanmış ancak son günlerde yaşadığımız süreç başka bir kurgunun ipuçlarını veriyor, başka bir işaret gösteriyor. Bunları herkes kendince okumaya çalışıyordu ama işin sırrı bugün -tahmin edildiği üzere- Sayın Bahçeli’nin grup konuşmasında çözüldü. Atılan adımların arkasındaki bütün planlama Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarını bir gün daha uzatma planlanmasıdır, bir gün daha uzatma. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Hadi be! Saçmalıyorsun ya! MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) – O nasıl olsun be! BÜLENT TEZCAN (Devamla) – “Erdoğan bir gün daha iktidarda kalsın, isterse Türkiye yansın; Erdoğan bir gün daha iktidarda kalsın, isterse milletin iradesi ayaklar altına alınsın, hiç önemi yok.” yaklaşım bu. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, bakın, derdin bu olduğu belli. Önce nerede denediler? “Gelin, Anayasa'yı değiştirelim.” dediler. Yahu kardeşim, mevcut Anayasa’yı uygulamıyorsunuz, niye ihtiyacınız var Anayasa’yı değiştirmeye, niye? Erdoğan bir daha aday olsun diye, belli. Bizden yüz bulamadılar, “Olmaz öyle şey.” dedik. Ondan sonra bir başka şey çıktı, ne? “İsrail Türkiye'ye saldıracak, iç cepheyi güçlendirelim.” Ne olacak? Arkasından gelecek şey şuydu: “Bu saldırı karşısında Erdoğan’ın etrafında kenetlenelim.” Yok öyle yağma! O da boşa çıktı; şurada, gizli görüşmede hiçbir şeyin anlatılmadığını hepimiz biliyoruz, o da boşa çıktı. Ondan sonra başka bir şey, ondan sonra Öcalan’a bir çağrı; “Gelsin, Türkiye Büyük Millet Meclisi grup odasındaki kürsüden konuşma yapsın.” dedi Sayın Bahçeli. ERKAN AKÇAY (Manisa) – Evet. BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Ne pahasına? Erdoğan’ın iktidarını bir gün daha uzatma pahasına. (CHP sıralarından alkışlar) Abdullah Öcalan’ı Meclise çağırmanın arka planı Erdoğan’ın iktidarını bir gün daha uzatma hesabıdır, bugün bunların hepsi ortaya çıktı. MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) – Ya, ne yiyip ne içiyorsun sen ya! BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Ondan sonra “Ya havuç, ya sopa” değil mi? Olmadı, orada da plan tutmadı, arkasından kayyum… Önce Cumhuriyet Halk Partili Belediyeden başladı, arkasından DEM’li Belediyelere yöneldi. Niye? Yeni bir tablo, yeni bir söylem, yeni bir iftira kampanyası; “Kimler, kimlerle beraber!” teranesini yeniden kurma hesabı… Kim ne derse desin, Cumhuriyet Halk Partisi milletin iradesiyle beraberdir, halkın iradesiyle beraberdir. (CHP sıralarından alkışlar) Halkın oylarıyla, helal oylarıyla seçilenleri ayaklar altına alıp çiğneyerek bir günlük iktidar uzatma sevdanıza, oyununuza bu ülkeyi teslim etmeyeceğiz. Şimdi, iç cepheyi sağlamlaştıracaklarmış. Nasıl sağlamlaştıracaksınız? Esenyurt’ta oy verenler iç cephenin unsuru değil mi? Mardin seçmeni iç cepheye dâhil değil mi? Bu memlekette sizin adaylarınıza oy vermeyenler iç cepheye dâhil değil mi? Bu mesele, iktidar üzerinden yeni bir ayrıştırma ve planlama meselesidir. Tabii, buradaki iş çok açık; Demirtaş çıktı “Seni başkan yaptırmayacağım.” dedi, sekiz senedir onun bedelini ödüyor; Osman Kavala bu oyunun parçası olmayıp itiraz etti, yedi yıldır bunun bedelini ödüyor. Şimdi, kayyum siyasetiyle buna teslim olmayanlar da kayyum siyasetiyle terbiye edilmeye çalışılıyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun. BÜLENT TEZCAN (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Değerli arkadaşlar, bugün, Cumhuriyet Halk Partisi olarak sizin ne anayasa tezgâhınızın parçası olacağız ne kayyum siyasetinizin parçası olacağız ne bu milletle canınız isteyince çözüm, canınız isteyince çatışma oyununuzun bir parçası olmayacağız. (CHP sıralarından alkışlar) Bizim meselemiz dost sorunudur, post sorunu değil. Bizim çözeceğimiz mesele bu memlekette Erdoğan'ın kürk meselesi değildir, bu ülkenin toplumsal barışını sağlama meselesidir. Onun için Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu meseleye derhâl el koymamız lazım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)