Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 15 |
Tarih: | 06.11.2024 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin tamamına sesleniyorum: Sabırla, sükûnetle dinlerseniz eğer çok memnun olurum ama siz dinlemezseniz milletime sesleniyorum buradan: Şimdi, Almanya, Hitler Reichstag yangınını bahane ederek nasıl bir soykırım yaptıysa İsrail de bu Reichstag yangını gibi 7 Ekim saldırısını bahane ederek büyük bir soykırıma imza attı ve buradan bir gazeteci haber yaptı biliyorsunuz, ismini söylemeyeyim. Hasan Bitmez şu sıralardan kalktı ve buraya geldi, konuşmasında bir gazeteciye atıfta bulunarak bizim limanlarımızdan ve bizim limanlarımızı transit olarak kullanan gemilerden İsrail’e yiyeceklerin, iaşelerin, malzemelerin gittiğini söyledi. Buradan sesleniyordunuz, “Yalan söylüyorsunuz!” diyordunuz; ardından bağırıyordunuz, “Yalancı!” diyordunuz, değil mi? Bunu söylüyordunuz. Peki, daha sonra ne dediniz? “Biz bunları Filistin'e gönderiyoruz. Filistin'in limanı olmadığı için İsrail limanlarına gönderiyoruz.” Ne kadar merhametli bir devlet değil mi bu İsrail, ne kadar insancıl; hem öldürüyor hem de sizin göndermiş olduğunuz malzemeleri Filistinlilere ulaştırıyor, değil mi? Ne kadar insancıl bir devlet(!) Bu devlet 50 bin kişiyi öldürdü, bu devlet oraları işgal ediyor. Ardından şöyle söylediniz: “Yok, devletimiz yapmıyor.” Tamam. Kim yapıyor? “Özel sektör yapıyor ve özel sektör buralarla ilgili tazminat olduğu için de tazminat ödemek istemiyor, devam ediyor.” dediniz. Ardından bir bakan çıktı... Bu bakan CHP'li bakandı(!) Sizin bakanınız var mı? ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Yok daha; seneye olacak, seneye. SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) – İYİ Partili, Gelecek-Saadetli bakan olabilir mi? Bu bakan -sizin bakanınızdı sizin, CHP'nin bakanıydı, Gelecek Partisinin bakanıydı(!)- şöyle söyledi: “Biz İsrail'e şu ana kadar 1,9 milyon ton, 1 milyon 900 bin ton malzeme gönderdik.” Kim söyledi bunu? Ulaştırma ve Altyapı Bakanı söyledi. Yalancı mı, Bakanınız yalancı mı? Değil, değil mi? Bakan söyledi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Bakanı söyledi. Ardından, gazeteciler sordular “Ne gönderdiniz, içinde ne vardı? Demir mi, çelik mi, yiyecek mi, ne malzemeler vardı?” Ulaştırma Bakanı dedi ki: “Bunu bana sormayın.” “Kime soralım?” “Bunu Ticaret Bakanına sorun.” dedi. Ticaret Bakanına sordular. Cevap var mı? Ben onlarca soru önergesi verdim Ticaret Bakanına, ya Ulaştırma Bakanı için “yalancı” de veyahut da bana bunları tadat et, kalem kalem söyle dedim. Şu ana kadar söylemediler ve ardından siz dediniz ki: “Bu ticaretle ilgili kısıtlama getiriyoruz.” Nereye kısıtlama getiriyorsunuz? Filistin'e giden malzemelere. Hani Filistin'e gidiyordu? Filistin'e giden malzemelere niye kısıtlama getiriyorsunuz? Siz Filistinlileri sevmiyor musunuz, Gazzelileri sevmiyor musunuz, Müslümanları sevmiyor musunuz siz? Seviyorsunuz. Peki, niye kısıtlama getirdiniz? Yalan söylüyordunuz, kısıtlama getirmediniz, daha önceden İsrail'e yaptığınız ticarete kısıtlama getirdiniz, Filistinlilere değil. Ardından, bu sefer Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki “İsrail'e olan ticareti kesiyoruz.” Hani Hasan Bitmez yalan söylüyordu burada? Hani Hasan Bitmez yalan söylüyordu, yalancıydı Hasan Bitmez? Sayın Cumhurbaşkanı mı yalancı? Bir Cumhurbaşkanı yalan söyler mi? Söylemez ki. Evet, doğruyu söylüyordu, ticareti o gün durdurdunuz. Şimdi muvazaalı bir iş daha yapıyorsunuz, söyleyeyim size; kim yapıyorsa ister şirketler ister devlet eliyle ister yabancı şirketler ister limanlarımızı kullanarak -bakın, gemicilikle uğraşan arkadaşınız var içinizde- şunu unutmayın: Bu gemiler nereden ne taşıyorsa hepsi tadat edilir, bütün dünya seyreder bunu, içinde ne varsa bilinir; silahsa silah, yiyecekse yiyecek, demirse demir, bunlar vardır. Ve ardından şimdi Filistin'e gönderiyorsunuz bunları. Nereye gönderiyorsunuz? Filistin ile İsrail’in arasında ara buluculuk yapan yerlere gönderiyorsunuz. Filistin'e doğru, çimento gönderiyorsunuz; doğru, demir gönderiyorsunuz; çelik gönderiyorsunuz. Ateşkes oldu değil mi orada? Filistinliler evlerini yapacaklar, değil mi? Mimarları kaldı, değil mi? İnşaat mühendisleri kaldı, değil mi? Hiçbir şey kalmadı orada! Açık ve net söylüyorum, bunların hepsi İsrail'e gidiyor, değerli arkadaşlar, İsrail'e gidiyor! (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ve unutmayın şunu, aziz dostlar, unutmayın şunu: Hakikatlerin şöyle bir özelliği vardır: Kardelen çiçekleri gibidir. Bir gün o dağların zirvesinde, karların arasından başını çıkarır; beyaz, ak bir şey çıkarır. Adınız “ak” ama o çiçek gibi olmazsınız; o çiçek ak olur, der ki: “Hakikat budur.” Kim söyler bunu biliyor musunuz? Tarih söyler, tarih ve o zaman mahcup olursunuz. Lütfen şunu söyleyin: “Yapıyoruz.” deyin, “Yapıyoruz, ticaret yapıyoruz. Bunu özel sektör yapıyor.” deyiniz. Daha anlamlı olur, daha erdemli olur. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun. SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) – Onun için değerli milletvekilleri, gelin, öncelikle bir özeleştiri yapın ve bunları itiraf edin. Zaten çıkıyor ortaya, çıkacak bak göreceksiniz hem de birkaç ay sonra, ateşkes olduktan sonra bu gemilerle Filistin'e gönderdiğiniz ne varsa bunların hepsi ortaya çıkacak. Son cümle, bir epilog yapayım: Oraya gönderilen, Filistin'e gönderilen ve İsrail'e giden bütün malzemeler ne kadar artmış biliyor musunuz? Yüzde 100 mü? Yüzde 200 mü? Yüzde 300 mü? Yüzde 400 mü? Yok, yok; yüzde 1 milyon 200 artmış, yüzde 1 milyon 200! Bu Filistinlerin ne kadar çok parası varmış be(!) Bu demirler için para ödüyorlar Türkiye'ye, bu çimentolar için ödüyorlar, bu dikenli teller için ödüyorlar(!) Doğru, Gazze’nin sınırlarını yeniden çizecekler; doğru, 1967 sınırlarına çekilecek İsrail; doğru, böyle bir ateşkes(!) Onun için böyle şeyler yok. Lütfen, sözlerinize dikkat edin, en azından susun ve sükût edin çünkü sükût etmek bir erdemdir, aksi takdirde “yalancı” demeyin, bunu Bakanlarınız söyledi. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) – Ve göreceksiniz iki ay sonra, üç ay sonra orada bir anlaşma olacak ve ardından da utanacaksınız, lütfen utanacağınız işler yapmayın. (AK PARTİ sıralarından “Yalan söylüyorsun, yalan, yalan!” sesi) Kendinize yakışır işler yapın, Sayın Cumhurbaşkanını da yalanlamayın diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum, milletime sesleniyorum. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)