| Konu: | Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 04.12.2024 |
GEORGE ASLAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 13'üncü maddesi üzerine söz aldım. Yurt içinde ve yurt dışında bizleri izleyen halklarımızı ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, deprem kuşağı içerisinde olan Türkiye'de binaları depreme karşı dayanıklı hâle getirmenin ne denli önemli olduğunu Van, İzmir ve en son yaşanan büyük Maraş depremiyle acı bir şekilde tekrar görmüş ve yaşamış olduk. Ancak bütün bu acı deneyimlere rağmen ciddi önlemler alınmadığı gibi tüm kentsel ve kırsal alanlar imara açılarak sermaye ve yatırım araçlarına dönüştürülmüştür. İktidar, daha çok inşaat sektörünün sermaye birikimini öncelemiş ve yaşanan depremlerin sonuçlarını doğal afet olarak göstermeye veya kaderci bir yaklaşımla tahribatları normalleştirmeye çalışmıştır. Nitekim, 6 Şubat depreminden sonra havuz medyasıyla birlikte iktidar temsilcilerinin "yüz yıllık felaket" "kader planı" demeleri ve depremden hemen sonra, yapılacak konut sayılarını dile getirmeleri iktidarın bu meseleye yaklaşımını ortaya koymaktadır. 2013'te yapılan değişiklikle Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin ve bağlı odaların yapılara ilişkin vize ve rapor onay yetkileri kaldırılmıştır.
(Uğultular)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Başkan, çok uğultu var, duyamıyoruz hatibimizi.
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Başkanım, dün de onlar bağırıyorlardı, hiç susmuyorlardı.
GEORGE ASLAN (Devamla) - Bu kanun teklifi içerisinde de Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğünün görevleri arasında yer alan "Bakanlığın görev alanına giren konularla ilgili olarak mimarlık ve mühendislik meslek kuruluşlarına ilişkin mevzuatı hazırlamak ve bunları denetlemek." ifadeleriyle 700 binden fazla mühendis, mimar ve şehir plancısının üye olduğu Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı odaların kendilerinin ve üyelerinin bağlayıcı karar alma ve yetkilerine engel olunmaya çalışılmaktadır. Dünyanın pek çok ülkesinde devlet, iktidar meslek odalarını toplumsal sorunlar çerçevesinde harekete geçirmek için projeler üretmektedir. Meslek odaları da uzmanlık alanlarıyla ilgili konularda kamuoyu oluşturmaya çalışmakta, kamu idaresi üstünde baskı kurup adım atmaya zorlamaktadır. Ancak Türkiye'de işler tersi yönde ilerlemekte, meslek odaları baskı altında tutularak işlerini yapamaz hâle getirilmektedir.
Değerli milletvekilleri, 13'üncü madde yapı denetim kuruluşlarını daha sıkı bir denetim ve yaptırım altına almayı hedefliyor gibi görünse de bu düzenleme bazı ciddi sorunlar barındırmaktadır. Getirilen idari para cezalarının alt sınırlarının yüksek olması, özellikle küçük ölçekli yapı denetim firmalarını olumsuz etkileyerek sektörde rekabeti baltalayabilir. 50 bin TL'den az olmayan cezalar, küçük işletmeleri piyasanın dışına itebilir, büyük firmaların hâkimiyetini ise artırabilir. Bu durum, sektörde tekelleşmeyi tetikleyebilir ve hizmet kalitesini düşürerek yapı güvenliği açısından riskler doğurabilir.
Düzenlemeye göre, yapı denetim kuruluşlarının belirli teknik standartlara uymadıkları tespit edilirse faaliyetleri geçici olarak durdurulabilir veya yüksek para cezalarına maruz kalabilir. Ancak bu yaklaşım, sorunların asıl nedenlerini ele almak yerine cezalandırıcı bir model üzerinden ilerlemektedir. Bu da sektörde daha iyi bir denetim ve kalite standartı oluşturmak yerine bürokratik engellerin artmasına ve sektördeki işleyişin aksamasına neden olabilir.
Sonuç olarak bu değişiklik yapı denetim sektöründe adalet, şeffaflık ve sürdürülebilirliği sağlamak yerine sektörü cezalandırmaya ve mali yükleri artırmaya yönelik bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle denetim süreçlerinde daha şeffaf, adil ve hesap verebilir bir model geliştirilmelidir. Yapı sahipleri de sürece dâhil edilmeli ve cezalar orantılı bir şekilde düzenlenmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
GEORGE ASLAN (Devamla) - Aksi hâlde yapı denetim sektörünün zayıflaması ve yapı güvenliğinin tehlikeye girmesi kaçınılmaz olacaktır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)