Konu: | Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 27 |
Tarih: | 04.12.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HASAN TOKTAŞ (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Bu Köy Kanunu Teklifi'yle ilgili değinmem gereken birkaç konu var. Özellikle bu imar hakkı aktarımı "yüzde 20'yi geçmemek kaydıyla" diye verilmişti fakat daha sonra verilen önergeyle bu, yüzde 30'a çıkarıldı. Bu önergede "idare veya kurumun yetki alanında olması kaydıyla" diyor yani kamu elinde olan yerlerde ya da kamulaştırmasız el atılmış olan yerlerde devletin eline bağışlamak kaydıyla yüzde 30'a kadar imar aktarımı söz konusu. Şimdi, daha öncesinde bütün Türkiye geneli gibi algılanmıştı, burada "idare veya kurumun" derken mesela belediye ise ilçe bazlı olacağı anlaşılıyor ancak belediye mücavir alanı dışında olduğu zaman valiliğin yetkisinde ise de il bazında olduğu anlaşılıyor. Bunun planlama ilkelerine aykırı bir durum olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Bunun "planlama alanı" diye sınırlanırsa daha doğru olacağı konusunda bir uyarıda bulunmak istiyorum. Burada alıcı parselin metrekare birim değerinin verici parselden daha fazla olmaması kaydıyla bunu pozitif olarak değerlendiriyoruz lakin bu uygulama, bir taraftan bakarsak bir kolaylaştırıcı yani problemli parsellerin çözülmesi, devletin ve belediyelerin ekonomik anlamda rahatlatılması olarak değerlendirilebileceği gibi bir diğer taraftan da bir planlama alanı içerisinde yoğunluğun yüzde 30 artırılabilmiş olması bütün planlama ilkelerine, akla ve bilime aykırıdır çünkü siz, 1.000 kişinin yaşamasını öngörmüş olduğunuz bir alana 1.300 kişiyi yerleştirmek istiyorsunuz. 1.000 kişiye göre yol, yeşil alan, altyapı, sosyal donatı alanları tasarlanmıştır imar planında ancak siz oraya 1.300 kişiyi yerleştirmeyi planlıyorsunuz. Dediğim gibi bu, planlama ilkelerine aykırıdır.
Ayrıca, bir konuyu hatırlatmak istiyorum. Burada, bu kanunun çıkabileceği öngörüsüyle acaba son dönemde bu şekilde parseller el değiştirmiş midir, acaba kimlerin eline geçmiştir? Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisini -açık olarak ifade etmek istiyorum- bu şerefli Gazi Meclisi organize işlere, ranta, hırsızlığa, yolsuzluğa, kayırmacılığa alet etmemek gerektiğini düşünüyorum. İmar rantı vasıtasıyla milyarlarca haksız kazanca göz yumulmaması gerektiğini, bu konunun da mutlaka bir bilimsel altyapısının akademik odalarla birlikte hazırlanması gerektiğini düşünmekteyim.
Muhterem milletvekilleri, bu kanun teklifi kapsamında, köy yerleşik alanlarının, meraların ihtiyaca binaen geçmişte o köyde ikamet etmek şartıyla, yaşamak şartıyla vatandaşa uygun şartlarda parsellenerek verilmesi ve bunlardan da süresi dolanların yani bina yapmamış, çeşitli gerekçelerle taksitini ödeyememiş... Ki bu konuda bizim Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün vermiş olduğu uzatımla alakalı bir kanun teklifi vardı, bu dikkate alınmadı ama burada yine olumlu bir gelişme olarak görüyoruz ki 31 Aralık 2028'e kadar uzatılıyor yani dört yıl uzatılıyor; bunun beş yıl olarak uzatılmasının daha doğru olacağını düşünmekteyiz.
Ayrıca, bir konuya özellikle değinmek istiyorum. Muhterem milletvekilleri, bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılan ancak Anayasa Mahkemesi tarafından kanunlaştırılmasının doğru olacağı söylenilen Çevre Bakanlığının illerde, ilçelerde, bütün planlama alanlarında imar planı yapma yetkisinin doğru olmadığını, mücbir sebepler dışında doğru olmadığını özellikle ifade etmek istiyorum. Burada, belediyelerin, belediye başkanlarının, belediye meclislerinin yetkisi gasbedilmektedir çünkü çok olumsuz, çok kötü örnek olacak olan uygulamalarınız var; şahsa özel, adamına göre yapmış olduğunuz uygulamalar var. "Yok." diyen bir milletvekili varsa Bursa'dan ada ada, parsel parsel, isim isim sizlere bunların örneklerini verebilirim. Yani, A vatandaşının parselinin imarı yok iken B vatandaşına aynı vasıflardaki yerde Bakanlık yetkisi kullanılarak imar hakkı verilmesi açık açık adam kayırmaktır, açık açık hırsızlıktır. Bundan mutlaka ve mutlaka vazgeçilmesi gerekir; ancak ve ancak kamu yararının söz konusu olduğu enerji yatırımlarında, büyük eğitim yatırımlarında bu metot denenebilir. Yine, burada, belli süreler içerisinde yapı kullanma izni verilmezse ya da imar müracaatı yerine getirilmezse yine Bakanlığın bu konuda resen yetki kullanımı ifade ediliyor; bunun da sakıncalı olacağını düşünmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, kanunun dışına çıkarak az önce basından takip ettiğim bir konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirlerine sunmak istiyorum. İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya sığınmacılarla ilgili yapmış olduğu açıklamada şunları söylüyor, Sayın Bakan diyor ki: "Tüm Suriyeliler ve yabancılarla ilgili adres tahkikatı yaptık, tek tek adreslerini kontrol ettik, 731 bini adreslerinde bulunamadı. Bunlara süre verildi, 580 bini adreslerini güncelledi, 150.327'sini bulamadık." Evet, Sayın AK PARTİ milletvekilleri, bu ülkenin İçişleri Bakanı diyor ki: "150.327 Suriyeli sığınmacıyı bulamadık." Evet, aynen böyle söylüyor. "Bunları Aile Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığına sorduk 'Bu ailelere en son ne zaman hizmet verdiğiniz?' diye; bu ailelerin hiçbiri bir yardım almamış, çocuklarını okullardan almış, sağlık hizmeti almamış; bu aileler yok. Bu ailelerin nerede olduğuyla ilgili kanaatimiz Avrupa'ya geçtikleri yönünde." diyor Sayın Bakan. Siz ne söylediğinizin farkında mısınız Sayın Bakan? Nerede olduğu bilinmeyen 150.327 sığınmacıdan bahsediyorsunuz. Bu nasıl devlet yönetimidir, bu nasıl devlet adamlığıdır, bu ne büyük bir basiretsizliktir! Sayın Bakanın bu beyanı bana şu sözleri hatırlattı: "Öyle horozlar vardır ki öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar." Evet, bizim İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya, Aile Bakanlığından yardım almadıkları için, Sağlık Bakanlığından yardım almadıkları için 150.327 Suriyelinin, sığınmacının Avrupa'ya gittiğini zannediyor. Sayın Bakan, eğer Avrupa'ya gitmedilerse terörün kol gezdiği bu coğrafyada bunca sığınmacının nerede olduğunu bilmeyen bir İçişleri Bakanına "Yazıklar olsun!" demekten başka bir söz bulamıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar) Bunların bir kısmının adres kayıtları sizin evinizde çıkmıştı, arka odanıza gidin bakın. Nerede olduklarının izahını acilen ve derhâl bu Türkiye Büyük Millet Meclisine verin diyor, heyeti saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)