| Konu: | Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 04.12.2024 |
ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Görüşülmekte olan Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerinde grubumuz adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ben biraz köyden şehre takılmak istiyorum, şehre geri gelmek istiyorum. İşçiye, memura, emekliye, dar gelirliye, bunların beklentilerini de dikkate alarak bu konulara temas etmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önümüzdeki hafta 85 milyon vatandaşımızı yakından ilgilendiren 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin Genel Kurul görüşmelerini gerçekleştireceğiz. Milletimizin darboğazda olduğu, her kesimden vatandaşımızın geçim sıkıntısı sorunuyla cebelleştiği, emeklilerimizin âdeta hayatta kalma mücadelesi verdiği böylesi bir ortamda hazırlanacak bütçe elbette hayati öneme sahiptir. Hazırlanan bütçe mutlaka üretim bütçesi olmalıydı, hazırlanan bütçe kesinlikle yatırım ve istihdam bütçesi olmalıydı fakat Komisyon sürecinde gördük ki ne yazık ki böyle bir bütçe hazırlanmamış. 2025 yılı bütçesi diğer bütçeler gibi faiz, borçlanma ve tüketim bütçesi olarak hazırlanmıştır. Oysaki ağır ekonomik şartlar altında ezilen vatandaşlarımızın böyle bir bütçeyi kaldıracak mecali kalmamıştır. İnanıyorum ki vatandaşın ihtiyaçlarına cevap vermeyen, faiz ve borçlanmaya dayalı hazırlanmış 2025 yılı bütçesi Genel Kuruldan gerekli onayı alamayacaktır inşallah. Gazi Meclisimiz emeklilerimizin, memurlarımızın, çiftçilerimizin, esnaflarımızın, işçilerimizin ve öğrencilerimizin tamamının gözetildiği bir bütçeyi savunmalı ve ancak böyle bir bütçe gelirse onay verilmelidir çünkü burası milletin Meclisidir, dolayısıyla milletin aleyhine olan işlerin onaylandığı merci olmamalıdır.
Değerli milletvekilleri, vatandaşlarımız artan temel ücretler ile açıklanan enflasyon rakamları arasında sıkışıp kalmaktadır. Artan ücretler ile açıklanan enflasyon oranları arasında tutarsızlık var. Resmî kurumların açıkladığı rakamların çarşıda, pazarda karşılığı yoktur. Örneğin, kasım ayı kira artış oranı yüzde 60,45 olurken yıllık enflasyon yüzde 42,91 olarak açıklanıyor. Et ve süt ürünleri, yumurta ve sebzelerin aylık fiyatları artışları ortalama yüzde 20'nin üzerinde gerçekleşirken aylık enflasyon yüzde 2,24 olarak açıklanıyor. Hasılı, kâğıtlarda yazan oranlar ile sokaktaki gerçekler örtüşmüyor. Hayat pahalılığını vatandaşlarımız pazarda, markette, sokakta bizatihi yaşamaktadır. Rakamlarla oynayınca sorun çözülmüyor, aksine daha da derinleşiyor. Gerçeklerle örtüşmeyen enflasyon oranları vatandaşlarımızı her gün biraz daha yoksullaştırıyor çünkü ücretler, açıklanan oranlar baz alınarak yapılmakta, maaş artışları açıklanan enflasyon oranlarından doğrudan etkilenmektedir. Enflasyonu düşük göstermek en başta maaşlı bütün çalışanlarımızın hakkını gasbetmektir.
Değerli milletvekilleri, önümüzdeki günlerde asgari ücret görüşmeleri gerçekleşecek ve bir zam oranı belirlenecek. Asgari ücrete yapılacak zamdan önce bazı gerçekleri ifade etmek gerekir. Ülkemizde 17.002 lira olan asgari ücret karşılığında çalışan oranı yüzde 49'dur. Ayrıca 4 kişilik bir ailenin beslenmek için yapması zorunlu aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 20.562 TL olarak açıklanmıştır. Asgari ücretli, harcamalarında kazancının üçte 1'ini dolaylı veya doğrudan vergiler yoluyla devlete ödemektedir. Buzdolabından ütüye, ekmekten şampuana kadar her üründe vergi olarak devlete kazancının üçte 1'ini öderken kazancının üçte 1'ini de faiz olarak bankalara ödemektedir. Asgari ücretli ayda sekiz gün devlete, sekiz gün bankalara çalışırken sadece kalan sekiz günde kendisi ve ailesi için çalışabilmektedir. Hem çalışanı hem de işvereni vergiler ve kesintiler yoluyla ezen bir tabloyla karşı karşıyayız. Birkaç ayda yok olan maaş zamlarıyla, vergi yükünü sabit tutarak hayat pahalılığıyla mücadele edilemez, yeni bir vergi düzenlemesine, ekmeğin fiyatına dahi sirayet etmiş faizin tamamen bertaraf edilmesine acilen ihtiyaç vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Mevcut ekonomi yaklaşımıyla hayat pahalılığı sorununun çözülemeyeceği artık görülmelidir. Hem asgari ücretliye hem de işverene ciddi bir yük oluşturan asgari ücretten alınan vergilerin düzenlenmesiyle asgari ücrette makul bir artış sağlamak mümkündür. Bizim için aslolan, insan onuruna yaraşır bir temel ücretin belirlenmesidir.
Bu duygularla, Genel Kurulu saygıyla hürmetle selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)