GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:04.12.2024

PERİHAN KOCA (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Hakkâri'den Batman'a, Mardin'den Halfeti'ye, Esenyurt'tan Ovacık'a, Dersim'den Bahçesaray'a, iradesine sahip çıkarak kayyum darbesine boyun eğmeyen onurlu halkımızı Türkiye Büyük Millet Meclisinden saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Evet, yine, rant ve yağma kaygısıyla üstünkörü hazırlanmış, adına "acele çökme kanunu" diyebileceğimiz bir kanun teklifiyle daha karşı karşıyayız. Öyle ki bu kanun teklifi tümüyle iktidarın 31 Mart yenilgisinin intikamını almak üzere hazırlanmış. Belediyelerin yetkisini gasbeden, halkın barınma hakkına çöken, imara çökmeyi "imar hakkı aktarımı" diye müjdeleyen bir muhtevaya sahip. Öyle ki bu düzenlemeyle kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ile yenileme alanı ilanına ilişkin gerekli hazırlık işlemlerini yürütme görev ve yetkisi Bakanlığa bağlı Kentsel Dönüşüm Başkanlığına veriliyor yani belediye yetkilileri tümüyle gasbediliyor, pasivize ediliyor yani "Yağma garanti olsun, ihaleler garanti olarak yandaşa gitsin." diye bir düzenleme yapılıyor, merkezî teşkilatın yetkisi yerel teşkilattan üstün tutuluyor. Yani, aslında seçimlerle birlikte yerelde kaybedilen denetim, rant için merkezî teşkilata bir kez daha oy çokluğuyla verilmiş oluyor.

Değerli milletvekilleri, şunu ifade etmek isterim ki kentsel dönüşüm Türkiye'nin yoksul halkının en önemli ihtiyaçlarından bir tanesi. Mutlak surette, depreme dirençli kentler yaratmak adına toplum ve doğa yararını gözeten dönüşüm projeleri hayata geçirilmeli ama sizler iktidar olarak ne yapıyorsunuz? Sürekli, deprem korkusu içinde yaşayan halkın duygularını rant için sömürüyorsunuz, "kentsel dönüşüm" diyerek rantsal dönüşümleri hayata geçirmeye çalışıyorsunuz; kentsel dönüşümü değil, yağmacı dönüşümü hayata geçiriyorsunuz. Toplumun ve doğanın yararını değil, müteahhit çetelerinin, soyguncu inşaat şirketlerinin yararını baz alıyorsunuz. Ne yazık ki bu anlayışı yıllardır güttüğünüz için, yirmi iki yıldır "İnşaat ya Resulullah!" dediğiniz için 6 Şubat depremlerinde on binlerce insanımıza tabutluklar, mezarlıklar yaptınız ve 6 Şubat depremlerinde on binlerce insanımız göz göre göre enkaz altında ölüme terk edildi. O da yetmezmiş gibi, hayatta kalanlar için de deprem bölgeleri cinayet mahallerine çevrilmiş oldu. Şimdi, bu anlayışla, İstanbul başta olmak üzere deprem kentlerinin de deprem beklenen illerin de cinayet mahalline çevrilmesi planlanıyor.

Bakın, değerli hazırun, 2003 yılından bu yana sözüm ona kentleri depreme hazır hâle getirmek için, tedbirler alabilmek için tamı tamına 70 milyar TL toplanmış yurttaşlardan ama bu para, toplanan bu para halk dışında her yere harcanmış, özellikle sizin inşaat şirketlerinize harcanmış. Ne yazık ki böyle olduğu için insanlarımız o tabutluklarda öldüler. Hayatta kalanların ise, yaşama tutunanların ise mallarına nasıl çökeceğinizin planlamalarını yaptınız. İşte, bunu 6 Şubat depremlerinde rezerv alan ilanlarıyla görmüş olduk.

Sizlere bunun güncel bir örneğini vermek istiyorum değerli hazırun, özellikle AKP milletvekilleri, sizlere sesleniyorum: Antakya'da, Hatay'ın, Antakya ilçesinin Akevler Mahallesi'ni belki rezerv ilan mücadelelerinden hatırlarsınız, rezerv alan ilan edilen Akevler Mahallesi'nde yurttaşlar direnişe geçtiler, "Depremde ölmedik, bizi öldürmeyin, canlı canlı öldürmeyin." diye direnişe geçtiler ve mahkemeye başvurdular. 37 mahalle sakininin 29'u için yürütmeyi durdurma kararı verildi ama Hatay Valisi yürütmeyi durdurma kararına rağmen yıkıma devam ediyor, hatta Vali hızını alamayıp yıkım kararı olmayan yerlere bile, insanların yaşadığı yerlere bile gidiyor. Buradan sormak istiyorum: Hatay Valisine bu yetkiyi kim veriyor, bu kadar keyfî davranmasının dayanağı neredendir? Bizler bu örnekten çok net bir şekilde görüyoruz ki önceki yasal düzenleme yoluyla aslında önünü açmış olduğunuz rezerv alan uygulamasının geldiği noktada keyfîlik imparatorluğu kuran bir işleyiş var ve şimdi bu yasal değişiklikle birlikte siz aslında bu keyfîliği, bu keyfîlik imparatorluğunu ve yağmayı daha ileri bir boyuta taşımak istiyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Koca.

PERİHAN KOCA (Mersin) - O yüzden biz diyoruz ki: Yerel yönetimleri, halkın iradesini yok sayan bu yasa tümüyle geri çekilmelidir. Ancak, TMMOB'un yetkilerini gasbeden düzenlemelerin muhalefetin etkin tutumuyla, aktif tutumuyla geri çekilmesini de önemli bir kazanım olarak görüyoruz. Bu anlamıyla, başta DEM PARTİ olmak üzere, muhalefet vekillerinin eline, emeğine, direnişine, muhalefetine sağlık diyorum.

Genel Kurulu saygıyla, sevgiyle selamlıyor. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)