GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:30
Tarih:10.12.2024

AK PARTİ GRUBU ADINA HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Akreditasyon Kurumunun bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyor, bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kuruluşların, üçüncü taraflarca belirlenmiş teknik ölçütlere uygun çalıştığının tarafsız ve bağımsız kuruluşlarca onaylanması demek olan akreditasyon; insan, çevre sağlığının yanı sıra ürünlerin ulusal ve uluslararası pazarda serbest dolaşımı için de hayati öneme sahiptir. Hepinizin bildiği gibi, dünya ticareti günümüzde 33 trilyon dolarlara dayanmış bulunmaktadır ve bu ticaretin yüzde 80'i de standardizasyon ve teknik düzenlemeler yani akreditasyon kapsamındaki faaliyetlerden doğrudan etkilenmektedir.

Değerli arkadaşlar, yine, sizlerin bildiği gibi, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra galip ülkeler, gelişmiş ülkeler yeni bir dünya düzeni kurdular. Bu dünya düzeninde güya ticaretin serbestçe gerçekleştirilebilmesi için örgütler kurdular ve 1948 yılında da Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması yürürlüğe girdi ancak bu düzenlemeleri yapan gelişmiş ülkeler kendi güçlü standardizasyon ve akreditasyon altyapılarına güvenerek yine küresel pazarlarda bizim gibi gelişmekte olan ülkelere karşı haksız rekabet ortamı oluşturmaya, bunun için de yeni koruma politikalarını devreye almaya başladılar. Bu haksızlığa karşı, gelişmekte olan ülkelerin mutlaka güçlü standardizasyon, metroloji ve akreditasyon kuruluşlarına sahip olmaları lazım ki hamdolsun, ülkemizde TSE, UME ve TÜRKAK kendi alanlarında küresel aktörlerdir.

TÜRKAK, akreditasyon alanında dünyanın 10 büyük kuruluşundan biridir. Uluslararası Akreditasyon Forumu, Uluslararası Laboratuvar Akreditasyon Birliği ve Avrupa Akreditasyon Teşkilatının tam üyesi olan TÜRKAK, Almanya ve İngiltere gibi Avrupa ülkeleri ve Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan gibi Türki cumhuriyetler dâhil olmak üzere 27 ülkeyle de iş birliği anlaşmaları imzalayarak etkinliğini her geçen gün artırmaktadır.

Değerli arkadaşlar, bugün itibarıyla TÜRKAK, 200 personeli ve 1.800 dış uzmanıyla 2.500 kadar kuruluşumuza akreditasyon hizmeti vermektedir. Bu hizmetler kapsamında deney ve kalibrasyon laboratuvarları, muayene ve teknik muayene ve gözetim, ürün, sistem ve personel belgelendirmesi yapan kuruluşların akreditasyonunun yanı sıra referans malzeme üreticileri, sera gazı emisyon doğrulayıcıları, yeterlilik test sağlayıcıları ve biyobankalarda akreditasyon hizmeti vermektedir. Bu hizmetinin yanı sıra TÜRKAK 2024 yılında 5.300 kişi/saat eğitimiyle de ülkemizin akreditasyon alanındaki insan kaynağı açığının kapatılması için mücadele vermektedir.

Değerli hazırun, hepinizin bildiği gibi, son dönemlerde dünyamızda sürdürülebilirlik, çevre ve yeşil ekonomi en önemli konular hâline gelmeye başladı. Bu alandaki faaliyetleri elbette sevinçle karşılıyoruz çünkü dünya hepimizin. Ancak, ne yazık ki gelişmiş ülkeler güçlü sanayi altyapılarına dayanarak bu alanda da bizim gibi ülkelere küresel ticarette haksız rekabet oluşturabilmek için belli dayatmalarda bulunuyorlar. Bu dayatmaları aşabilmek, hem kendi pazarlarımızı koruyabilmek hem de uluslararası pazarlarda etkin olarak rol alabilmek için bizim hızlı bir biçimde sanayide yeşil dönüşümü gerçekleştirmemiz ama bu gerçekleştirdiğimiz dönüşümü de yine akredite kuruluşlar tarafından belgelendirmemiz gerekiyor. Eğer bu belgelendirmeyi biz kendimiz yapamazsak nelerle karşılaşacağımızı geçmişten biliyoruz. 1990'lı yıllarda Türkiye, gümrük birliğinin tarafı olduğunda CE yani Avrupa direktiflerine uygunluk belgesi vermeye yetkili Türkiye'de atanmış bir kuruluş yoktu. Böyle bir kuruluş olmadığı için de Avrupa kuruluşları -altını çizerek söylüyorum- tanesi 30 bin eurodan, 50 bin eurodan bizim işletmelerimize belge sattılar. Ne zaman ki yerli kuruluşumuz devreye girdi, aynı Avrupa kuruluşları -yine altını çizerek söylüyorum- 50 bin eurodan 2 bin euroya bir anda fiyatları indiriverdiler. Dolayısıyla standardizasyon, akreditasyon ve metroloji alanında güçlü altyapısı olmayan ülkeleri sömürmekte gelişmiş ülkelerin üzerine yok maşallah. İşte bu yeni alanda yine yeni bir sömürüyle karşılaşmamak için akreditasyon teşkilatımız zamanında gerekli çalışmaları başlattı. Şu an sera gazı doğrulama, uluslararası havacılık alanında karbon dengeleme ve küçültme politika ve programları olmak üzere ilgili alanlarda Türk Akreditasyon Kurumu akreditasyon faaliyetleri vermektedir.

Ben, Türkiye Yüzyılı çerçevesinde böylesine önemli bir konuyu bu kadar hızlı bir biçimde gerçekleştirdikleri için Türk Akreditasyon Kurumunun yöneticilerine ve çalışanlarına teşekkür ederken 2025 bütçemizin tüm ülkemize, bölgemize ve insanlığa da hayırlar getirmesini diliyor, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.