GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:30
Tarih:10.12.2024

CHP GRUBU ADINA YUNUS EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, sayın bakanlar, değerli bürokratlar; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine konuşurken son siyasal gelişmeleri ve Suriye'deki olayları ele almak durumundayız. Türkiye'de bir yalancı bahar havası estiriliyor. Türkiye'deki gazetelerden birkaç manşet size sunmak istiyorum: Yeni Şafak gazetesi "Sabır ve Zafer", Akşam gazetesi tabii geri kalmıyor, bayram ilan ediyor "Yeni Suriye Bayramı", Takvim gazetesinde dört bir yanda bayram havası "Altmış Bir Yıllık Rejim On İki Günde Bitti" başlığıyla çıkıyor. Yine, Takvim gazetesinde "Türkiye Kazandı" manşeti atılıyor. Aynı ortamda Sayın Bakanın Yardımcısı Sayın Nuh Yılmaz çıkıyor, sosyal medyada bir video paylaşıyor. Video baktığınızda güzel bir video, ay yıldızlı bayrağımız görülüyor. Aman Allah'ım! Sesini açıyorsunuz, Kurtlar Vadisi dizisinin müziği çalıyor. Dışişleri Bakanlığının hâline bakın. Dünya birbirine girmiş, Suriye'deki olaylara karşı Bakanlığımızın değerlendirmesi Kurtlar Vadisi müziği. Ya, siz Orta Doğu'yu film seti mi zannediyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Kendinizi artist mi sanıyorsunuz? Soralım o zaman bu filmin yönetmeni kim? Bu filmin senaristi kim?

EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - "Konuşun." dedikten on iki saat sonra Esad düştü.

YUNUS EMRE (Devamla) - Bu Orta Doğu'daki filmin yapımcısı kim?

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - İsrail.

YUNUS EMRE (Devamla) - Anlaşılan bu beyefendi, Bakan Yardımcısı, yardımcı oyuncu rolünde. Kurtlar Vadisi'nde Memati vardı ya, Memati; Memati rolünde Bakan Yardımcısı. Yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bu bahar havasını, bu zafer havasını biz niye gündeme getirdiğinizi biliyoruz. Türkiye'nin sorunları çözülemediği için, enflasyon dizginlenemediği için, Türkiye'de bir huzur iklimi kurulamadığı için Türkiye'nin dışında bir bahar havası, bir yalancı bahar havası estiriliyor, kandırma amaçlı bir balon şişiriliyor; bu balonu patlatacağız değerli arkadaşlarım, bu balonu patlatacağız.

Sayın milletvekilleri, neyin pahasına bu zafer manşetleri atılıyor, hatırlatmak istiyorum size: Son dönemin en uzun süren iç savaşında dünyanın gördüğü en büyük mülteci krizi pahasına bu bayram havası estiriliyor; yerinden edilen 14 milyon insan, hayatını kaybeden 500 bin can için aslında bu bayram havası estiriliyor. Nüfusunun yüzde 90'ı yoksul, yüzde 70'i insani yardıma muhtaç bir ülke hâline gelmiş bir Suriye; günde sadece bir iki saat elektrik verilebilen, insanların 15-20 dolar gelirle geçinmek durumunda kaldığı bir Suriye işte, Suriye'nin vaziyeti bu. Siz bu hâle getirdiniz, bir de bayram havası estiriyorsunuz, bu manşetleri atıyorsunuz! (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri...

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Meclisinde konuşuyorsun, söylediğin şeyin ne kadar ciddi olduğunun farkında mısın? Haddini bil!

(CHP sıralarından "Dinle!" sesleri)

YUNUS EMRE (Devamla) - Şimdi anlatacağım, anlatacağım, anlatacağım, hiç merak etmeyin.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Esad'la görüşmek lazım (!)

YUNUS EMRE (Devamla) - Ben bu telaşınızın sebebini biliyorum, telaşınızın sebebini biliyorum, onu da anlatacağım. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YUSUF AHLATCI (Çorum) - Sizin telaşınızın sebebi ne?

YUNUS EMRE (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin komşusu bir cihatçı örgüt oluverdi. Bu cihatçı örgütün yaşadığı hiçbir değişim yok. Cihatçılığı küresel planda yapan bir örgüt, dedi ki: "Ben hedefimi küçülttüm. Cihatçılığı Suriye'de yapıyorum." Değişen tek söylemi, politikası bu. Ve yine hatırlatmak istiyorum ki -şunu unutmayınız- Esad'ı indirirken bu cihatçıların size ihtiyacı vardı ama artık oraya geldiklerinden sonra, emin olun, size ihtiyaçları kalmadı; kendi anlayışları, kendi programları neyse onu uygulayacaklardır aşama aşama. Şuna acaba hazır mıyız, bir cihatçı komşumuz olmasına hazır mıyız? Batılı ülkelere de buradan seslenmek istiyorum: Acaba onlar da bu kadar yakın bir cihatçı komşuya hazırlar mı?

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Sen Türkiye'nin nereden nereye geldiğini bilemiyorsun.

YUNUS EMRE (Devamla) - Tabii, değerli arkadaşlar, bu bayram havasına niye gerek yok diyorum biliyor musunuz? Suriye'de bütün sorunlar zaten devam ediyor. Suriye'yi bir başarısız devlet hâline getiren, bir çöküntüye getiren sorunlar aynı şekilde devam ediyor. Kurtlar Vadisi müziği çalacağınıza Türkiye bu sorunları nasıl aşar, bölge sorunları nasıl aşar; bize bunları anlatın. Şimdi, sorular orta yerde duruyor. Parçalanmış bir Suriye var, eli silahlı insanlar var. O eli silahlı insanların elinden silahlar nasıl alınacak? Bir Suriye ordusu, bir Suriye ulusu nasıl kurulacak? Suriye'de bu silahlı unsurları destekleyen türlü ülkeler var, bunlar bu yaklaşımlarını nasıl devam ettirecekler? Bu silahlı insanların farklı ideolojileri var, farklı hedefleri var; bunlar nasıl çözümlenecek?

Değerli arkadaşlar, sormak istiyorum: Geri dönüş en önemli meselemiz, doğru ama o Türkiye'ye gelen insanların da yerlerine yerleşen başka insanlar var, döndüklerinde ne olacak? Bu geri dönüşün finansmanı nasıl sağlanacak? Suriye'de geçmişten beri önemli demografik mühendislik hamleleri gerçekleşti, Esad döneminde de iç savaş döneminde de; bunlara karşı da ne yapılacak? Türkiye geçmişte Suriye'de kimi sorunlar yaşadığında kimi zaman Rusya'yı, kimi zaman İran'ı müttefiklerimize karşı dengeleyici adımlar atabiliyordu, şimdi öyle ya da böyle İsrail'le ve ABD'yle beraber kaldık Suriye sahasında; buna ilişkin acaba hazırlığınız var mı? Aramızdaki çıkar çatışmalarının bir silahlı çatışmaya dönmemesi için acaba hangi hazırlıklarınız var?

Değerli arkadaşlarım, şunun da bilinmesini istiyorum: Suriye'ye bu cihatçı yönetim geldi, öyle görünüyor ama Suriye'nin gerçekten bir çeşitliliği var, çoğulculuğu var, Suriye'nin bir tarihi var. Sayın milletvekilleri, Suriye'de Sünni Araplar var, Arap Aleviler var, Kürtler var, Hristiyanlar var, Dürziler var.

YUSUF AHLATCI (Çorum) - Türkler var.

YUNUS EMRE (Devamla) - Türkler de var, tabii ki Türkler de var.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Türkmenleri unutma.

YUNUS EMRE (Devamla) - Ve tabii şunu da unutmayın: O bölgede yaşayan, Suriye'de yaşayan insanların Türkiye'de de akrabaları var, onlar da büyük bir tedirginlik içerisindeler. Türkiye'nin vatandaşları olarak bu tedirginliği yaşıyor olmalarını hiç utançla karşılamıyor musunuz?

Sayın milletvekilleri...

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Öneri getirin, bir öneri söyleyin; ne yapmak lazım?

YUNUS EMRE (Devamla) - Ne yapacağımızı da anlatacağım. İlk iş, tabii, sizden kurtulmak lazım, onu söyleyeyim. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, sayın milletvekilleri, deniyor ki: "Suriye'de kazandık." Ya, kardeşim, bize bir anlatın bakalım; birazdan Sayın Bakan çıkacak, bir dinleyelim bakalım, ne kazanmışız? Yani biz diktatörlerin devrilmesini kazanç hanesine yazıyorsak -e, dünyanın her tarafında diktatörler var- acaba Suriye'de bundan sonra gelenler demokrat mı olacak? Yani bugün İran'da demokrasi mi var Allah aşkına? Ne diyeceğiz yani İran'da demokrasi yok diye onlardaki yönetimin devrilmesinin mi peşine gideceğiz? Aklınızı başınıza alın!

Sayın milletvekilleri, ne kazandık, soralım yani. Türkiye'de terörle mücadele bakımından acaba HTŞ'den bir beklentiniz mi var? Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin çıkarları bakımından bir şey mi kazandık acaba HTŞ'yle beraber? Yeni Suriye yönetimi acaba gelip bizimle bir münhasır ekonomik bölge anlaşması yapacak mı? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıyacak mı? Bunların hiçbiri gerçekleşmeyecek, bunların yanıtlarını biliyoruz. Vatandaşları kandırmaktan vazgeçin.

Ne oluyor biliyor musunuz? İsrail basınında haberler yapılıyor. Bir televizyona çıkan Ehud Yaari isminde bir yorumcu diyor ki: "Yahya Sinvar Orta Doğu haritasını değiştirmeyi hayal ediyordu, bunu başardı ama bölgenin haritası şimdi gözlerimizin önünde, onun umduğunun tam tersine değişiyor." Ne demek istiyor? Diyor ki: "Biz, işte bu gelişmeler sayesinde..." Sizin başarı zannettiğiniz, Türkiye'nin zaferi zannettiğiniz gelişmeler karşısında İsrail neler yapıyor? Hemen sınırımızda, Kamışlı'da havalimanını bombalıyor, efendim, Lazkiye Limanı'nı bombalıyor; Suriye'nin ne kadar gemisi, uçağı, havalimanı, cephanesi varsa bunların hepsini ortadan kaldırıyor; Golan Tepeleri'nden çıkmış, sınırlarını genişletme azminde ve birtakım hesaplar yapılıyor. Yani İsrail'den başlayarak geçmişte kendilerinin desteklediği cihatçıların da aslında iş birliğiyle Dara'da, Kuneytra'da, sonra Amerikan Üssü var -şu haritadan göstereyim- El-Tanf'ta, efendim, burada El-Kaim'de kapı var ve oradan kuzeye doğru bir koridordan bahsediliyor. Bunu İsrail basını anlatıyor arkadaşlar, İsrail basını anlatıyor. Yani İsrailliler...

Ve hatırlayın, Netanyahu çıktı ne dedi? "Esad'ı biz devirdik." dedi. Niye bunu söyleme cesaretini kendisinde buldu? Netice itibarıyla, Esad içeriye doğru çökmüş bir yönetimdi, halkının desteğine sahip değildi, kurumları da kalmamıştı; onu orada tutan İran'ın desteği, Hizbullah'ın desteği, Rusya'nın desteğiydi. İsrail saldırılarıyla İran'ı ve Hizbullah'ı etkisiz hâle getirince aslında Esad da düşmüş oldu. Yani sizin kendi başarı hanenize falan yazacak bir şey yok. Netanyahu Esad'ı düşürmüştür, bunun adını koyalım; ortaklığını kabul ediyorsanız hayırlı olsun (!) Benim size diyecek başka neyim olsun! (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi bilelim. Biz AK PARTİ iktidarları döneminde neler yapıldığını, Türkiye'nin itibarının nasıl ayaklar altına alındığını çok iyi biliyoruz, bunun çok örnekleri var; şimdi birkaç örneğini size hatırlatmak istiyorum ama aramızdaki farkı bilelim, bunun altını da çiziyorum. Siz çünkü işinize geldiğinde Amerikancı olursunuz, işinize geldiğinde Rusçu olursunuz, işinize geldiğinde İngilizci olursunuz, işinize geldiğinde İrancı olursunuz. Neyse menfaatiniz, Erdoğan'ı o koltukta tutmak için ne gerekiyorsa ocu olursunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Siz, Türkiye harici her şeyi savunursunuz!

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Emre.

YUNUS EMRE (Devamla) - Tekrar söylüyorum: Gidersiniz, Moskova'da Kremlin kapılarında beklersiniz, Rıza Sarraf'ı A Haber televizyonuna çıkarıp "Efendim, ben Türkiye'nin cari açığını kapattım." diye yayın yaptırırsınız. Efendim, gidersiniz, BOP Eş Başkanlığıyla övünürsünüz, Yahudi Üstün Cesaret Madalyası alırsınız. Tekrar söylüyorum: Siz, işinize geldiğinde Rusçu da olursunuz, İngilizci de olursunuz, Amerikancı da olursunuz, İrancı da olursunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Ama bizimle kendinizi karıştırmayın, bizimle kendinizi karıştırmayın.

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Sizden hiçbir şey olmaz!

YUNUS EMRE (Devamla) - Sizin "Erdoğan kazansın." diye girmeyeceğiniz kılık yoktur, yapmayacağınız iş yoktur!

EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - Ya, sen git kendi partinin işlerine bak!

YUNUS EMRE (Devamla) - O yüzden bizimle kendinizi karıştırmayın; siz onların tarafısınız, biz Türkiye'nin tarafıyız. Siz, Millî Mücadele kahramanlarına idam cezası çıkaranların tarafındasınız, sonra da İngiliz zırhlısına atlayıp memleketten kaçanların tarafındasınız. (CHP sıralarından alkışlar)

EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - Ne alakası var ya!

YUNUS EMRE (Devamla) - Biz, bayrak için, namus için, ezan için Millî Mücadele'yi örgütleyenlerin tarafındayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YUNUS EMRE (Devamla) - Kendimizi bilelim, nereden geldiğimizi bilelim, nereye gittiğimizi bilelim. (CHP sıralarından alkışlar)