| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 12.12.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HASAN TOKTAŞ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerine İYİ Parti grubu adına söz almış bulunuyor, yüce heyeti ve büyük Türk milletini saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Dün 49'uncu ölüm yıl dönümü olan, bizleri Orta Asya bozkırlarından Çin sarayına koşturan ve bir deli kurdun peşine takan, Türkiye'nin yetiştirdiği en seçkin tarihçilerden, şair, Türkolog ve büyük mütefekkir Hüseyin Nihal Atsız'ı rahmet ve minnetle anıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Ayrıca -ölüm yıl dönümü- geçtiğimiz yıl bugün vefat eden Hasan Bitmez'e saygı olsun, rahmet olsun diyorum.
Değerli milletvekilleri, Plan ve Bütçe Komisyonunda değinmiştim, buradan da ifade etmek istiyorum. Benim mensubu olmaktan her zaman onur duyduğum Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüz her ne kadar vatandaşlarımıza ve tüm kurumlarımıza büyük kolaylık sağlayan Tapu Kadastro Bilgi Sistemi yani TAKBİS, Tapu ve Kadastro Modernizasyon Projesi, Web Tapu, Harita Bilgi Bankası, e-haciz, e-tebligat gibi bilişim çağına uygun projeler ve hizmetler yürütmekte ise de belli hususlarda önemli eksiklikleri bulunmaktadır. Ben, burada, başta Sayın Genel Müdür ve personeli olmak üzere Tapu ve Kadastronun gerçekten çok gayretli ve çalışkan olduğunun bilincindeyim. Tapu ve Kadastroda işlem ve hizmetler gerçekten hızlı ve güvenli bir şekilde verilmektedir. Lakin bu konuda özellikle tapu daireleri başta olmak üzere mekân ve personel sorunu bulunmaktadır Sayın Bakanım. Ben Plan ve Bütçe Komisyonunda da anlatmıştım, Bursa'dan örnek vermek istiyorum. Mesela, Bursa'da Osmangazi Tapu Müdürlüğü, Nilüfer Tapu Müdürlüğü an itibarıyla 100 bin yevmiyeyi geçti. Yani iş günlerine göre bakarsak bu tapu müdürlükleri her gün ortalama beş yüzer işlem yapmaktadırlar. Tapu ve Kadastro bölge müdürlüğü binası... Bölge müdürü, müdürler, personel -gerçekten şahidim- gayretli çalışmalar yapmaktadırlar. Lakin bir tapu müdürlüğünün içerisinde 500 işlemi ve bu işlemin taraflarını düşündüğünüzde her gün binlerce insanın girip çıktığı, bazen -emin olun- kuyrukların oluştuğu, insanların nefes almakta zorlandığı bir fiziki durum söz konusudur. Bu yönüyle, tapu ve kadastro binalarında çok ciddi anlamda iyileştirmeye ihtiyaç olduğunu buradan ifade etmek istiyorum. Ülkenin genel bütçesine geçtiğimiz yıl 90 küsur milyar TL katkısı olan, önümüzdeki yıl yaklaşık 130-140 milyar TL katkısı olacağı öngörülen bu kurumların iyi bir şekilde elden geçirilmesinin gerçekten önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.
Ayrıca, üç boyutlu kadastro ve şehir modelleri hızlı bir şekilde hayata geçirilmelidir. Bu vesileyle, yapılan projeler, şehir yönetimi için alınacak teknik kararlar, emin olun, daha verimli ve daha bilimsel altyapıya ulaşmış olacaklardır. Bu konuda Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bütçesel anlamda ciddi bir şekilde desteklenmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü eliyle oluşturulan hukuki ve teknik, topoğrafik altyapı gerçekten çok önemlidir. Bakın, şu an internetin bir an için olmadığını düşünün. Tapu ve kadastronun da oluşturmuş olduğu hukuki ve teknik altyapı, gerçekten ülkemizdeki tüm kurum ve kuruluşların çalışma yapabilmesine olanak sağlayan altyapıdır.
Bakınız, cumhuriyetin 2'nci yüzyılına girmiş bulunmaktayız ama buna rağmen, başta İstanbul, İzmir, Bursa olmak üzere -teknik anlamda söylüyorum ama önemlidir Sayın Bakanım- bir koordinat birliği henüz sağlanamamıştır. Türkiye'de kadastro bitmiştir ama kadastro yenileme çalışmaları henüz bitirilememiştir. Kadastro yenileme çalışmalarının bitirilememiş olması da teknik kapasitenin kullanımı açısından ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Kadastro yenileme ihaleleri yapılır iken maalesef diyebilirsiniz "Bu, müteahhitleri ilgilendiriyor." ama bana göre Genel Müdürlüğü ve Bakanlığı ciddi anlamda ilgilendiriyor. Ciddi kırımlarla işler yapılmakta, kimi işler de taşeronun taşeronu yoluyla yapıldığı için çeşitli sorunlar ortaya çıkarak baştan savma -bizim meslekte tabirimizdir- sabunlama yoluyla da işler yapılmaktadır. Bu vesileyle de 1960'lı yıllarda o günün kısıtlı imkânlarıyla meslek büyüklerimizin ortaya koyduğu çalışmaları da doğruluk anlamında, emin olun, arar durumunda oluyoruz bazen.
Sayın Bakan, Başkan, sayın milletvekilleri; iklim değişikliği konusuna da değinmek isterim. İklim değişikliği yalnızca çevresel değil aynı zamanda ekonomik, sosyal, insani ve demografik bir konudur. İklim değişikliğinin her birimizin çok ciddiye alması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Bakınız, Türkiye ciddi bir kuraklık tehlikesiyle maalesef karşı karşıyadır, sınırındayız ama Türkiye her an su fakiri bir ülke olma konumunda hızla ilerlemektedir. Bu yönüyle, tarım ve su yönetimi konusunda çok radikal tedbirler almak zorundayız. Hızla tükenen su kaynaklarımız tarımsal üretimimizi ciddi anlamda riske sokmaktadır. Kuraklıkla mücadele strateji planı ivedilikle oluşturulmalı ve yürürlüğe konulmalıdır.
Sayın milletvekilleri, iklim değişikliğinin önemli sonuçlarından biri de -muhtemel- 2050 yılına kadar yaklaşık 250 milyon iklim mültecisi oluşturacak olmasıdır. Bakın, sınır güvenliği konusunda, sığınmacı ve mülteci konusunda özellikle sicili bozuk olan iktidarın, böylesi -250 milyon gibi- bir iklim mültecisine karşı çok ciddi tedbirler alma zarureti vardır. Bunun çocuklarımıza ve torunlarımıza karşı her birimizin -iktidarıyla, muhalefetiyle- önemli bir borcu olduğunu düşünüyorum. Anadolu'daki devlet ve millet varlığımızı sürdürebilmemiz açısından da konu gerçekten çok önemlidir. İklim değişikliği bir gelecek meselesidir aslında. Buradan Bakanlığa bir kez daha sesleniyorum: Daha ciddi, daha somut ve daha hızlı adımlar atın çünkü gerçekten kaybedecek zamanımız olmadığını düşünüyorum.
Sayın Bakanım, özellikle bir konuya daha değinmek isterim. Bu konu şu: Geçtiğimiz günlerde "Köy Kanunu" adı altında burada kanunlaşmış olan bir torba yasa içerisinde, daha önceleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle gerçekleşen ama Anayasa Mahkemesinin "Bu kararnameyle yürümez bu iş, doğru değildir; bunu kanunlaştırın." demesi sonucu Çevre ve Şehircilik Bakanlığının imar planı yapma, imar uygulaması yapma, ruhsat kesme, yapı kullanma izni verme gibi çeşitli vesilelerle kanunlaşan bu yetkisinin ben doğru olmadığını düşünmekteyim.
Bakınız, önemli kamu yatırımlarında -bu önemli yatırım yükseköğretim yatırımı olabilir, savunma sanayisiyle ilgili, ülke güvenliğiyle ilgili önemli bir yatırım ya da önemli bir sağlık yatırımı olabilir- bütün bunlar yapılırken belli iş ve işlemlerin yerel yönetimlerle koordineli bir şekilde hızlandırılması adına bu yetki kullanılabilir. Ancak, Bursa'dan örnek vermek isterim. Mesela, Bursa'da Soğuksu İleri Teknoloji Sanayi Bölgesi -Kestel ilçesinde- 2017 yılında Büyükşehir Belediyesi AK PARTİ'de olmasına rağmen, Kestel İlçe Belediyesi AK PARTİ'de olmasına rağmen yerel yönetim dinamikleri ve belediye meclisleri yok sayılarak Bakanlık tarafından doğrudan onaylanmıştır. Benzer çeşitli uygulamalar vardır. Çeşitli benzin istasyonları, çeşitli mülkiyetler yine Bakanlık eliyle doğrudan yerel yönetimler yok sayılarak planlanmıştır. Buradan ben şunu açıklıkla sormak istiyorum: Hiç şuna baktınız mı? Mesela, 2017 yılında planlanan bu bölgede kimler mülkiyet sahibi olmuştur? Bu mülkiyet sahibi olanların 1 lira olan yerinin değerinin, imar yoluyla köylünün elinden alındıktan sonra, 10 liraya çıkması sonucu elde edilen rant belli kişilerin cebine girecektir. Sayın Bakan, bu doğru mudur?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - 100 lira, 100 lira.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Bakın, bir örnek vereyim: Bursa'da TEKNOSAB var; yaklaşık 7 bin dönümün üzerinde bir alan planlanmak suretiyle özel teşebbüs tarafından alınıp arazilerde imar hakkı verildikten sonra -emin olun, 1'e 10- en az 1 milyar dolar para birilerinin cebine girmiştir. Burada bu yetkinin ben doğru olmadığını düşünüyorum. Bu yetkide çok ısrarcıysanız bu, belediyeleri baypas eden yetkidir.
Yani İstanbul'da belediye başkanı olamadınız ama Türkiye çevre ve şehircilik belediyesi diye bütün Türkiye'nin belediye başkanı olmak istiyorsunuz diyor, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)