GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:34
Tarih:14.12.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; öncelikle geçen yıl kaybettiğimiz Hasan Bitmez ağabeyi rahmetle minnetle anıyorum.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, muhterem milletvekilleri; meramımızı hiç lafı dolandırmadan anlatmaya gayret edelim. İçinde her şeyin olduğu, bir tek milletin kendisinin olmadığı, basit usulde tutulmuş bir muhasebe defteri misali bütçenizi getirdiniz ve dayattınız. Eğer bu bütçenin içerisinde millet olsaydı 16 milyon 154 bin emekliyi kök maaşa mahkûm etmez, bu hayatın yükünü çekmiş çileli insanlarımızın kökünü kurutmazdınız. Bu kök maaş belası gerçekten şeytanın bile aklına gelmiyor. 12.500 TL'ye mahkûm ettiğiniz milyonlarca emeklinin, torunlarına harçlık veremez hâle gelmesi ve yüzünü yere eğmesi hem de 2024 yılını Emekliler Yılı ilan ettiğiniz bir zamanda olması gerçekten zulümdür, açlıktır, perişanlıktır. Bu yıl emekli olan ile -biraz önce Erhan Vekilimin söylediği gibi- önümüzdeki yıl emekli olacak vatandaşlar arasında yüzde 30 oranında düşüş olacağı gerçeğini çözmeniz gerekmektedir. Bu bütçenin içerisinde millet olsaydı eğer, bir ümitle bankalara koşup promosyon harçlığını almak isteyen çaresiz emeklilere "Hesabınıza bloke kondu." dedirtmezdiniz. TÜİK hesaplarına göre SSK, BAĞ-KUR emeklileri yaklaşık yüzde 17, memur emeklileri yüzde 12 zam alacak. İnsan, Allah'tan korkar, her şeyin yüzde 100 arttığı bir ortamda bu zamlar konuşulur mu Allah aşkına?

Eğer bu bütçenin içinde vatandaş olsaydı, bu 3600 ek göstergeyi çıkarırken üretime yönelik görev yapan elektrik, bilgisayar, makine, kimya, ziraat ve benzeri teknikerlerin ek göstergelerini 2800'de bırakmaz, aylık tam 2.500 lira hak kaybına uğratmazdınız. Aynı şekilde, ülkemizin en iyi üniversitelerinden mezun olmuş, lisans mezunu, birinci dereceye ulaşmış şef, uzman, başuzman, araştırmacı gibi idari personelin ek göstergeleri 2800'de kalmazdı. Birinci derece başta olmak üzere farklı kademelerdeki memurlara da 3600 ek gösterge hakkını verir, adaletli bir gelir artışı sağlardınız. Bu zalim bütçenin içerisinde eğer esnaf olsaydı, söz verdiğiniz, seçimlerden önce Sayın Cumhurbaşkanının meydan meydan dolaşıp söylediği, 7200 iş gününü dolduranların emekli edilip aylığa bağlanması yönündeki talebini karşılamış olurdunuz. Bu zalim bütçenin içinde eğer adalet olsaydı, memura verdiğiniz 8.077 TL'lik seyyanen zammı söz verdiğiniz üzere bütün memur ve memur emeklilerine de verirdiniz. Bu zalim bütçede eğer vatandaş olsaydı, milyonların beklediği intibak yasasını komisyonlarda süründürmezdiniz. Hâlbuki maaşlar arasında adaletsizliğin giderilmesi için tek çözüm, yeni bir intibak yasasının çıkarılmasıdır; yapmadınız, yapamadınız, daha doğrusu yapmak da istemediniz. Bu bütçenin içerisinde vatandaş olsaydı eğer, polisimiz ve askerimizin askerlik borçlanmasıyla ilgili mağduriyetlerini de gidermiş olurdunuz. Bu bütçenin içerisinde eğer emekçi olsaydı, sigorta başlangıç tarihi 8/9/99 olduğu için bir günle, on yedi ile yirmi yıl arası emeklilik farkı oluşturmaz, kademeli geçişi sağlardınız. Bu zulüm bütçesi içerisinde vatandaş olsaydı eğer, staj ve çıraklık mağdurlarının haklı feryatlarını dindirir, sigorta başlangıç tarihini, staj ve çıraklık başlangıç tarihiyle birleştirirdiniz çünkü bu apaçık bir emek hırsızlığıdır.

Sayın Bakan, siz Çalışma Bakanısınız, sırf -bakınız- "Bizden değil." diyerek ekmeklerinden edilen ve sekiz aydır Van ve Diyarbakır belediyeleri önünde direnen HİZMET-İŞ Sendikası -ki sayıları 2 bin civarında- üyeleri için, Çayırhan'da ekmek tekneleri "özelleştirme" adı altında peşkeş çekilmesin diye mücadele eden MADEN-İŞ üyesi madenciler için, sendikalaştıkları için işten çıkarılan TEKGIDA-İŞ üyesi Polonez işçileri ve Gemlik Borusanda sırf sendikalaştıkları için işten çıkarılan LİMAN-İŞ üyeleri için, Manisa Akhisar'da sırf DİSK'e üye oldukları için işten çıkarılan 307 emekçi için, en son, Bursa TOFAŞ'ta yine işten çıkarılan 2.500 işçi için yani sizin asıl çalışma alanınız olan işçiler için Allah aşkına ne yaptınız? (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

İşte, en son, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle BİRLEŞİK METAL-İŞ'in, aralarında İzmir'in de olduğu, 5 ilde grev kararını "millî güvenliği bozucu nitelikte" diye altmış gün süreyle ertelediniz. İşçinin bir anayasal hakkı var, grev, onu da engelliyorsunuz. Şimdilerde asgari ücret tiyatrosu oynanıyor. Bu asgari ücrete yüzde 25-30 arasındaki zam düşüncesi kabul edilemez; bu açlıktır, ölümdür, zulümdür.

Sayın Bakan, şimdi, bir fotoğraf göstereceğim ve hususen SGK'de yetim malının ve hakkının nasıl gasbedildiğini size anlatmaya çalışacağım. Burası Ankara'da Zafer Çarşısı'nın orada SGK'nin mülkü olan bina. Şimdi, bu bina kimin? 2 no.lu Baronun. Kim vermiş? SGK vermiş. Bununla ilgili yönetmelik der ki: Bu tür taşınmaz satışlarında açık ihale yapılır, en yüksek fiyatı veren alır. Burada böyle mi yapılmış? Yapılmamış Sayın Bakan. Ne yapılmış? 17 Mayıs 2024'te yönetim kurulu bir yönetmelik değişikliğiyle bunu yandaş baronuz, 2 no.lu Baroya resmen altın tepside sunmuş, ikram etmiş.

Efendim, yine, bu 17 Mayıs 2024 tarihli toplantıda alınan kararlardan biri de şu: SGK, avukatlık hizmetlerini alırken müracaatlar alıyor, bunu sınava tabi tutuyor, mülakat yapıyor, sonra veriyordu, artık bunu bile yapmıyor. SGK'ye, direkt avukatlık hizmetleriyle alakalı, alacaklarıyla alakalı -bu, hukuk büroları açısından da çok getirisi olan bir iş- çağırıp -bunu iptal etmişler, sınavı ve mülakatı- direk istedikleri avukatlara, eski vekillere, vekil çocuklarına, il ve ilçe başkanı yakınlarına bu hizmetleri verdiriyorsunuz.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Yaparsa AKP yapar.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Efendim, ezcümle, zalim iktidarınızın bu zulüm bütçesinin içerisinde işçi yok, emekçi yok, memur yok, esnaf da yok, köylü zaten yok, öğrenci yok, öğretmen yok, amir yok, memur yok, astsubay yok, polis yok, hasılı yokoğluyok çünkü bu bütçede millet yok. Peki, bunlar yok da bu bütçede kim var? Bu bütçede -vallahi, kusura bakmayın- gelenden geçenden haracını babalar gibi alan bir Deli Dumrul var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Tamamlayayım.

BAŞKAN - Sayın Türkoğlu, lütfen tamamlayın.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Efendim, son olarak, Komisyonda da dile getirmiştim ama bir kez daha söyleyeyim: Sayın Bakan, bir iş yeri on yıl, on beş yıl, yirmi yıl bir insanı çalıştırsa ve sonunda kendi isteği dışında işten çıkarsa ne ödemesi gerekir? Tazminat. Tazminat ödemediği zaman müfettişleriniz konuya el atar. Ben size bir ihbarda bulunuyorum bir kez daha: Türkiye'de, Ankara'nın göbeğinde böyle bir iş yeri var. O iş yeri işte burası, Türkiye Büyük Millet Meclisi. Burada çalışan danışmanlar on yıl, on beş yıl çalışıyor ve sayın vekil bıraktığı zaman tazminat alamadan işsiz kalıyor. Bu ihbarımı da yapıyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)