| Konu: | TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI İDARİ TEŞKİLATI KANUNU TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 30.11.2011 |
ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öyle sanıyorum ki bu teklif yasalaştıktan sonra herhâlde Türk Parlamento tarihini yazanlar hilkat garibesi bir yasa teklifi olarak niteleyecektir; gerek hazırlanışı gerek komisyonlarda ve Parlamentoda görüşülmesi çok dikkat çekici ilişkiler ağına sahne oldu. Önce, bu yasa teklifi Sayın Başkan ve 2 Başkan Yardımcısı arkadaşlarımız tarafından hazırlanıp Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilere ve Başkanlık Divanında görev alan arkadaşlarımıza gönderildi. Biz, Başkanlık Divanında görev yapan arkadaşlar kendi düşüncelerimizi, görmüş olduğumuz eksiklikleri bir rapor hâlinde Sayın Başkanlığa sunduk ama ne olduysa bizim hazırlık aşamasında düşüncemizi almaya ihtiyaç duyan Başkanımız, Başkanlık Divanındaki muhalefete mensup görevli arkadaşlarımızın hiçbirisinin imzasını almadan kendi partisine mensup olan 2 tane Başkan Yardımcısıyla bu teklifi imzalayarak Parlamentoya gönderdi.
Çağımızın demokrasi anlayışı çoğunluğun her istediğini yapan bir anlayış değildir, tam tersine, çoğulcu demokrasi anlayışı egemendir. Muhalefet partilerini, sivil toplum kuruluşlarının mesleki kuruluşlarında toplumu ilgilendiren konularda söz sahibi olduğu bir uygulama, çağımızda demokrasi anlayışına egemendir ama maalesef, gerek sunumunda gerekse komisyonlarda ve Genel Kurulda görüşmelerde bu anlayışı göremiyoruz. Sayın Başkan biraz önce yarım saatlik bir ara verdi "Uzlaşma sağlanacak." diye, tam bir saat bekledik, bir saat sonra dağ fare doğurdu, hiçbir anlaşma, hiçbir uzlaşma olmadan maalesef tekrar çalışmalara başladık.
Bu yasa teklifinin hazırlanışı için gösterilen gerekçelere baktığınızda hiçbir gerekçenin ortadan kalkmadığını görüyoruz, tam tersine, yasa teklifinin hazırlanmasına neden olan olumsuzluklara yeni olumsuzluklar eklenmekte, yeni haksızlıklar eklenmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde değişik tarihlerde alınan 3 bine yakın görevli personel çalışmaktadır. Bunların ağırlıklı bir bölümü Adalet ve Kalkınma Partisinin, Başkanlık Divanında ekseriyete sahip olduğu dönemlerde göreve getirilmişti. Şimdi, yasa teklifinin hazırlanmasına gerekçe olarak personel sayısındaki fazlalık gösterilmektedir. Sormak gerekmez mi, niçin bu kadar personel aldınız? Niçin bu insanları sınavsız bir şekilde göreve başlattınız? Şimdi, enerjisini, birikimini, bilgisini Meclise veren insanları hangi hakla, hangi hukukla, hangi adalet anlayışıyla "Siz fazladansınız, sizi gönderiyoruz." diyerek bir başka kuruma göndereceksiniz? Burada birikimini kazanan, burada deneyim sahibi olan insanlar yeni gittiği kurumda nasıl uzlaşma sağlayacaktır? Orada hiç bilgi sahibi olmadığı bir alanda nasıl o insanlarla uyumlu çalışabilecektir?
Bu düzenleme, maalesef biraz antidemokratik anlayışların hâkim olduğu dönemlere uygun bir düzenleme. Zaten bu teklif ilk geldiğinde, gerek Meclis grup başkan vekillerine gerek komisyon üyelerine gönderildiğinde, yasanın ismi "Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterlik Teşkilat Kanunu" idi. Böyle bir düzenlemeye bizim kamu hukukumuzda rastlanmaz. Bu düzenleme, 12 Eylül hareketini getirenlerin kamu yönetimimize aktardığı bir düzenlemedir, yalnız Cumhurbaşkanlığı makamında Genel Sekreterlik teşkilatı vardır. Bizim eleştirimiz üzerine -Sayın Başkana ve yardımcı arkadaşlarımıza hiç olmazsa bu konuda teşekkür ediyorum- bunun antidemokratik bir anlayışı yansıttığını, memurların seçilmişlerin üzerinde hegemonya kurmaya yönelik bir düzenleme olduğunu söyleyerek bir eleştiri ortaya koyduk. Bu eleştirimiz kabul edilerek yasa teklifinin ismi değiştirildi. İsmi değiştirildi ama içeriğinde maalesef kapalı dönemlere ilişkin anlayışları kapsayan bir düzenleme egemen olmaktadır. Fazla olan memurların başka kurumlara gönderilmesi yönündeki anlayış antidemokratik bir düzenlemedir, hakka, hukuka, adalete ters düşen bir yaklaşımdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADNAN KESKİN (Devamla) - Gelecek günlerde bunun ortaya koyduğu olumsuzlukları hep beraber yaşayacağız.
Yüce kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Keskin.