Konu: | Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’a, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 162 sıra sayılı 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 163 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin beşinci tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve kendisine sormak istediği sorulara, 3 Bakana da verdikleri soru önergelerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 34 |
Tarih: | 14.12.2024 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkanım, volümü biraz artırabilir misiniz?
BAŞKAN - Artırırım.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Peki, teşekkür ediyorum.
Ali Mahir Başarır Bey'e de çok teşekkür ediyorum, o kendi adına konuşmadı, bizler adına konuştu, zaten o her halükârda 10 volümle konuşuyor.
Değerli milletvekilleri, bakanlar burada bütçelerini savundular, tabii ki ayranım ekşi diyen olmayacaktır. Mutlaka ki iktidar partisinin milletvekilleri ve bakanları kendi vehçelerinden kendi düşüncelerini aktarmaya çalıştılar, biz de kendi düşüncelerimizi aktaracağız sizlere ve İçişleri Bakanlığından başlamak istiyorum.
Geçen sene burada konuşmuştum Sayın İçişleri Bakanına -gözlerimize bakarsa memnun olurum- şöyle demiştim kendisine -Sayın Bakan, sizin için "Bir turnusol kâğıdı." demiştim- ne demiştim? "İstanbul Belediye Başkanlığından almış olduğunuz dosyaları, sizden önceki sabık Bakanın almış olduğu ve Ankara Belediyesinin de yargıya intikal ettirmeye çalıştığı o dosyaları eğer siz yargıya intikal ettirirseniz sizin turnusol kâğıdınız olur." demiştim. Şimdi, burada şunları söylüyor: "Bu kadar çeteler yakaladık, bu kadar mafyalar yakaladık, bu kadar uyuşturucu tacirlerini yakaladık." Allah aşkına söyler misiniz ya, 500 bin kişi -resmî rakam- uyuşturucu kullanıyor Türkiye'de ve bu çocukları bir daha kurtaramayacağız. Bunlar nereden alıyorlar bu uyuşturucuları, nereden geliyor bunlar? Bunlar bizim sınırlarımızdan geliyor; Irak'tan, Suriye'den, İran sınırından. Peki, buradaki bu insanlar bunu bulduklarını, aldıklarını kimlerden alıyorlar? Kim kullanıyor bunları? AMATEM'ler, ÇEMATEM'ler yeterli mi? Sayın Bakan, kalkmış "Ben şunları şunları yaptım." Peki, sorarım sizlere: Hepiniz elinizi vicdanınıza koyun, ben de koyayım elimi vicdanıma. Peki, hangi eğitim sistemi bugün bu çocukları bu şekilde suç, çete, mafya, örgüt... Bunları kim oluşturdu? Hangi eğitim sistemi? Kaç yıldır iktidardasınız, Allah aşkına bir düşünür müsünüz? Tam yirmi beş yıldır iktidardasınız, Türkiye'nin yüz bir yılının dörtte 1'ini siz yönetiyorsunuz. Ne olur "Bu çocuklar niye bunları kullanıyor?" diyerek bir düşünün.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdağ, lütfen tamamlayın.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Bakana bir sorum daha var: Sayın Bakan, -bütün milletvekillerine söyleyeyim- Anayasa'yla yönetiliyoruz değil mi? Anayasasızlaştırmaya çalışıyorsunuz Türkiye'yi, hukuksuzlaştırmaya çalışıyorsunuz, keyfîleştirmeye çalışıyorsunuz. Türkiye'de bütün kurumlar denetlenir, kim denetler? Sayıştay denetler. Eğer siz Sayıştaya şöyle söylerseniz, "Sayıştay, Sayıştay, ince eleyip sık dokuma." derseniz denetleyemez, korkar. Bir yandan teftiş kurulları denetler, onları da siz atıyorsunuz. Peki, bize kaldı iş, milletvekillerine kaldı. Soru önergeleri verdim 3 Bakana da. Birkaç tanesine genelgeçer cevap vermişler, mevzuat hazretlerini göndermişler. Niye vermiyorsunuz cevaplarınızı? Madem bu kadar başarılısınız; madem Tarımda başarılısınız, Çalışma Bakanlığında başarılısınız, İçişleri Bakanlığında; çatır çatır versenize bu cevapları bize. Söylesenize, sorduğumuz soru önergelerine niye cevap vermiyorsunuz? Sorduklarımız bizim memleket meselesi.
Mafyadan bahsediyorsunuz. İstanbul'daki çetelerle ilgili partinizin her türlü yetkilisine ben söyledim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdağ, son cümlenizi alalım.
Buyurun.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - İstanbul'da insanlar insanları öldürüyorlar. Para istiyorlar, "Bana 10 kilo altın göndereceksin." diyorlar. Kim yapıyor bunları? Onlarca kişi, binlerce kişi, yüzlerce kişi yapıyor. Niye durduramıyorsunuz bunları? Durduramazsınız.
Bir de İstanbul'daki bu Sayın Cumhurbaşkanını protesto etme meselesine söyleyeyim. Ya, Obama protesto ediliyor, Obama'nın huzurunda birisi. "Bir müsaade eder misiniz? Ben sözlerimi tamamlayayım, sonra siz devam edin." diyor. Sayın Cumhurbaşkanı da keşke böyle yapsaydı ve orada güzel bir cümle söyledi ama ardından çok durumdan vazife çıkartanlar o çocuklara işkence yaptılar, o çocuklara çıplak arama yaptılar ve çıplak arama kimlere yapılır biliyorsunuz. Ne olmuş yani çocuklar bunları söylediler diyerek...
Şimdi İçişleri Bakanını bir göreve davet ediyorum, Adalet Bakanını da göreve davet ediyorum. O çocuklar oradan alındıklarından itibaren, polislerde yaka kameraları var, herkeste var bu yaka kameraları, o kameraları Türkiye'yle paylaşın. İşkence olmadığını, çıplak aramanın yapılmadığını, onların şahsiyetleriyle ve onurlarıyla oynamadıklarınızı söyleyin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Son kez açın lütfen Sayın Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN - Peki, tamam.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Kayyum atamalarıyla ilgili lütfen -bu kayyum atamalarıyla ilgili 5 parti kanun teklifi verdik- gelin, bu ayıptan Türkiye'yi kurtaralım. Yani insanlar teröristlik mi yapsınlar? Yapmasınlar. Terörle iltisaklı mı olsunlar? Olmasınlar ama hırsızlık da yapmasınlar, yolsuzluk da yapmasınlar. 12 Eylülde ben yargılandım. 12 Eylülde Anayasa'da şöyle söylüyordu: "Görev suçları nedeniyle bu kişiler görevden alınırlar." ama şimdi 15 Temmuzdan sonra bu insanlarla ilgili bir kanun hükmünde kararname çıkarıldı ve kanun hükmünde kararnameyle beraber yasalaştırıldı. Gelin, bu
ayıptan Türkiye'yi kurtaralım.
Bir diğer bir hususa gelince de kanun hükmünde kararnameler... Bakın, ne dediniz? "Zulümle abat olunmaz." değil mi Sayın Bakan, zulümle abat olunmaz? Kanun hükmünde kararnameyle bunlar atılmışlar, gelmiş beraat etmişler bu kişiler ve takipsizlik almışlar. Allah aşkına daha nasıl temiz olduklarını gösterecekler bu insanlar? Niye bu insanları göreve döndürmüyorsunuz? Haksızlık değil mi, hukuksuzluk değil mi? Aynı şeyler sizin başınıza gelmedi mi 28 Şubatta? Geldi. 12 Eylülde gelmedi mi? Geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdağ, teşekkür ediyorum.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - O nedenle, kanun hükmünde kararnameyle atılanlarla ilgili, bunlar göreve döndürülsünler.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sesi kısın, sesi.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Eğer stratejik yerlerde çalışıyorlarsa başka yerlerde değerlendirilsinler.
BAŞKAN - Sayın Özdağ, teşekkür ediyorum.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Bir de burada Danıştay devreye girdi, beraat etmiş şahsa bu sefer de "Seni görevden aldım." diyor. Ya, yapmayın Allah aşkına ya; Anayasa'yı uygulayın, hukuku uygulayın, keyfîlikten vazgeçin. Bakın, keser döner sap döner, bir gün de hesap döner arkadaşlar. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)