Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 6'ncı Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 35 |
Tarih: | 15.12.2024 |
CHP GRUBU ADINA AYÇA TAŞKENT (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Yükseköğretim Kalite Kurulunun 2025 yılı bütçesine ilişkin görüşlerimizi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum.
Yükseköğretim Kalite Kurulu, yükseköğretim kurumlarının kalite güvencesi sistemini geliştirmek, değerlendirmek ve iyileştirmek amacıyla kurulmuş bağımsız bir kuruluş. Peki, nasıl kuruldu, biliyor musunuz sayın milletvekilleri? Türkiye'nin 2001 yılından beri üye olduğu Avrupa yükseköğretim alanında üniversitelerin kalitesini ölçecek ulusal ve bağımsız bir kurum olmadığı için ve hep zayıf karne aldığı için kurulmak durumunda kaldı; aksi hâlde, Türk üniversitelerinin verdiği diplomaların yurt dışında tanınırlığı olmayacaktı.
Mayıs 2024'te Arnavutluk'ta gerçekleştirilen ve Türkiye'den YÖK Başkanının katıldığı toplantıda, akademik özgürlüklerin teminat altında olması, yükseköğretim kurumlarının siyasi müdahale olmaksızın görevlerini yerine getirmeleri, üniversite özerkliğine sahip olmaları, öğrencilerin ve akademisyenlerin yönetime katılmaları, temsil edilmeleri ve karar süreçlerinde yer almaları gibi ilkeler kabul edildi. (CHP sıralarından alkışlar)
Peki, tüm bunlar bizim ülkemizde yükseköğretimde var mı? OECD ülkeleri arasında AR-GE harcamalarında alt sıralarda yer alıyoruz. Bütçesi ve çalışma alanı olmayan Yükseköğretim Kalite Kurulunun görüntüden başka bir işe yaraması mümkün mü? Anayasa Mahkemesinin iptal kararına rağmen hukuksuz ve keyfî rektör ve YÖK üyesi atamaları devam ediyor. Üniversitelerin özerkliği tek parti için yok ediliyor. Bu süreçte akademik yetkinliğe sahip olmayan, hatta geçmişte üniversitelerle hiçbir bağı olmayan kişiler cemaat ve tarikat referanslarıyla yönetim kademelerine getiriliyor. Bu durumda hangi kaliteden söz edeceğiz, hangi kalite denetlenecek ve iyileştirilecek? (CHP sıralarından alkışlar)
Yükseköğretime kayıtlı öğrencilerin yarıya yakını açık öğretimde kayıtlı. Bir fakültenin ülkede 3 milyon civarı bir öğrenciye sahip olmasını doğru buluyor musunuz? Bunu kaliteli ve çağdaş bir yönetişim bağlamında iyileştirmek için bütçe planladınız mı? Kalite Kurulunun Ocak 2024'te paylaştığı verilere göre -demin sayın milletvekilimizin de söylediği gibi- 2 milyon öğrenci okulu bırakmış görünüyor, bunun nedenlerini araştırdınız mı? Bu bütçede herhangi bir önlem kalemi oluşturdunuz mu? Üniversite sayılarını artırdınız, her ile bir üniversite açtınız; niceliği artırırken niteliği yok ettiniz. 208 üniversite diploma veriyor ama nitelikli insan kaynağı oluşturamıyor.
Akademisyen maaşları yıllardır iyileştirilmedi. 2002'de asgari ücretin 8 katı olan profesör maaşı bugün 2,5 katına denk geliyor. Akademik zam çağrıları yapmalarına rağmen akademisyenler iktidar tarafından yıllardır göz ardı ediliyor.
Üniversitelerimizin uluslararası rekabet edebilirliğini artıracak projeler, akreditasyon süreçleri, akademik çalışma ortamlarını iyileştirme çalışmaları ve bunlara ayrılan kaynak nerede? İktidarınız üniversitelerde ciddi bir erozyon yarattı. Rektör atama sistemi liyakat yerine siyasi bağlılığa dayalı hâle geldi. Bu durum, akademisyenlerin eleştirisel düşünme ve özgürce araştırma olanaklarını ciddi bir şekilde kısıtladı ve üniversitelerimizi birer bilim yuvası olmaktan çıkardı. (CHP sıralarından alkışlar) Akademisyenlerin görüşleri nedeniyle işten çıkarılması, haklarında soruşturmalar açılması ve hatta KHK'lerle ihraç edilmesi bu erozyonun en somut göstergeleri, Boğaziçi Üniversitesinde de yaşananlar ortada.
Cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılında üniversitelerimizin hak ettikleri yere gelmesi elzemdir, bunlardan biri bile eksik olursa yükseköğretimde kaliteden bahsetmemiz mümkün değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Taşkent.
AYÇA TAŞKENT (Devamla) - Ama üzgünüm sizler bunları yapmaktan çok uzaksınız. Bu yüzden, biz bu bütçeye "hayır" diyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)