GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI İDARİ TEŞKİLATI KANUNU TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:26
Tarih:30.11.2011

SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; gecenin geç saatinde tekrar hepinize merhaba.

Şimdi, daha önce bir konuyu gündeme getirdiğimde, o dönemde görevde olan arkadaşımız grubumuza gelerek, efendim, bizim grubumuzun da zaman zaman talepleri olduğunu söylemiş. Şimdi, mesela, açıklıyorum: 144 tane naklen ve açıktan atama yapılmış. Grubumuzdan bir tek tane talep yok. Toplam 585 tane, yani iki yıl içerisinde Meclise, geçici, işte, dışarıdan, sözleşmeli personel alınmış. Bunlardan, grubumuza 3 tane şoför alınmıştır. Bunu bir lütuf olarak sunuyor ve gelip, grubumuza "Efendim, işte onlar da söyledi, aldılar." Şimdi, burası kimsenin babasının çiftliği değil. Yani, siz diğer gruplara verdiğinizde, her hâlükârda BDP grubuna da vereceksiniz. Ben aslında bir günahkârın günahlarını yüzüne vurmak istemezdim -yani birçok şey biliyorum- yani kendinize göre yasaları düzenleyeceksiniz, kendinize göre her şeyi dizayn edeceksiniz ama dönüp diğer gruplarla ilgili küçük bir şey olunca kıyametleri koparacaksınız.

Bakın, şimdi, 4/C'lilerle ilgili, efendim, 2 milyara yakın para aldıkları söyleniyor. Peki, bu insanlar yirmi yıl burada çalışacaklar, bu koşullarda çalışacaklar ama bir Meclis Başkanı iki yıl görev yaparsa hangi haklarla ömür boyu bunları sürdürecek? Altında aracı olacak, benzini olacak, koruması olacak, çoluk çocuğunun altında olacak ve şu anda da, bakın, şu anda emekli milletvekillerinin maaşı, milletvekili olan arkadaşlarımız 3 milyar veyahut da 3 milyar küsur  bir maaş alıyorlar ama bu Meclis başkanları 9-10 milyar lira maaş alıyor. Meclis başkanları bu göreve geldiğinde sadece kendi konumlarını güvence altına almak gibi bir görevleri yoktur. Bunları dile getirdiğimizde de rahatsız olmayacaksınız. Eğer haram bir şey yiyorsanız, o zaman adı "haramdır" ve şimdi, dönüp gelip burada, "Efendim, 4/C'liler bilmem şöyle oldu." diyorsunuz. Vallahi bu 4/C'lilere uygulanan politika zulüm politikasıdır. Evet, asgari ücretle kıyaslarsanız durumları iyi ama aynı işi, aynı görevi yapıyorlar, salonda bir kadrolu eleman, diğeri de 4/C'li aynı hizmeti sunuyor, biri 2 milyar 700 dolayında bir para alıyor, biri de 1 milyar 700 dolayında. Şimdi, bu Meclis, kendi içinde hukuku ve adaleti uygulamazsa ne zaman adalet vadedecek topluma?

Şimdi, "Divan" diyorlar, şeklen bir Divan var yani gidiyoruz. Divandan bir sürü arkadaşlarımız burada, geçmişten bugüne kadar kiminizin, kimimizin Divanda ne kadar söz ve karar sahibi olduğunu söyleyebilir misiniz? Hayır. Şeklen bir Divan var. O zaman Divanı da ortadan kaldırın. Yani bu şeklî şeylere son verin, deyin ki: "Bu işte bürokrasi ve Meclis Başkanı etkilidir." Yani şeklen Divanı idare edecek ne oluyor? Meclis Divan üyeleri. Kim? Meclis idare amirleri, sadece durumu idare etmek üzere varlar, başka hiçbir şeyi idare edecek bir durumları yok. Ben sağlıktan sorumluyum, Allah adına bugüne kadar bir tek dosyaya imza atmadım ve diğer arkadaşlarım da aynı konumda, şimdi bu yasayla tamamen devre dışı kalacağız. Peki, eğer görevimiz yoksa, o zaman bunu da gelin bu yasaya dâhil edelim. Yani 4/C'li işçilerin konumu neyse -Allah adına diyorum- Divanın da konumu bu noktadadır. Keşke Divanı da dâhil etseydiniz sorun sadece bürokrasiye ve Meclis Başkanına kalmış olsaydı. Çünkü bürokrasi o kadar güçlendi ki Divanı da birçok konuda dinlediklerini falan da söyleyemem.

Ben, tekrar bu konuda herkesin yani bizim? Tabii, bu saatte sözün para etmediğini biliyorum yani hele hele bizden gelen bir değişiklik önergesinin sizin oylarınızla kabul edilmesi mümkün değil ama biraz vicdan yani bu işçilerle ilgili biz biraz sizi vicdana davet ediyoruz. Gecenin bu saatinde bir jest yapın, bu mağdurlara karşı bir elinizi vicdanınıza, bir elinizi de havaya kaldırırsanız sevinirim.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sakık.