Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 38 |
Tarih: | 18.12.2024 |
CHP GRUBU ADINA ALİYE COŞAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tek adam rejiminin yarattığı sistemle yoksulun gittikçe yoksullaştığı, zenginin daha da zenginleştiği bütçeyi görüşüyoruz. Yirmi iki yıldır halktan uzaklaşmış, ayrıştıran, ötekileştiren siyasetle ülkeyi yöneten iktidarın halkın hiçbir yarasına merhem olamayan bütçesini görüşüyoruz; yargıda, eğitimde, sağlıkta, tarımda, ekonomide çökmüş bir iktidarın bütçesini görüşüyoruz. Halkın alın teriyle kazandığı paradan alınan vergilerin sarayda nasıl pay edildiğini konuşuyoruz; bunun adına da iktidar "bütçe hakkı" diyor, oysa olsa olsa bunun adı bütçe gasbıdır. (CHP sıralarından alkışlar)
Üzerinde söz aldığım "Gerektiğinde kullanılabilecek ödenekler" başlıklı 5'inci maddede dahi halkın parasını belirtilen alanlara aktarma yetkisi Cumhurbaşkanına veriliyor. Bu durum bütçe disiplinine uygun değildir, keyfî uygulamalara açıktır. Keyfîlik ve kontrolsüzlük denk bütçeyi engeller, bütçe açığını tetikler, bütçe açığını da kontrol altına almak gerekiyor. Daha 6 Şubat depremlerindeki yardım paralarının ve "deprem vergisi" diye bildiğimiz özel tüketim vergisi gelirlerinin hesabını veremeyen AKP iktidarına doğal afet giderlerini karşılama ödeneği gibi aktarım yetkileri veriliyor. Önce çadırda, konteynerde kalan vatandaşlarımızın barınma sorununu çözün; sonra gelin, bizden yetki isteyin. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, adaletin olmadığı bir ülkede toplumda güven duygusu olmaz. Demokratik bir toplumun olmazsa olmaz temel unsuru yargı bağımsızlığıdır. Yargı bağımsızlığı için de kuvvetler ayrılığının olması gereklidir, yürütmenin gölgesi altında yargının bağımsız olması beklenemez. Adaletin olmadığı yerde hakça da bir bütçe olmaz. OECD ülkeleri arasında, Yargıya Güven Endeksi sıralamasında, Türkiye 38 ülke arasında 36'ncı sırada yer almıştır. Dünya Adalet Projesi'nin yayımladığı 2024 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nin raporuna göre Türkiye, 142 ülke arasında 117'nci sırada yer almaktadır.
Sayın Bakan, bu Meclis çatısı altında "yargı reformu" adı altında dokuz yargı paketi görüşüldü. Her yargı paketi sonrası halkın yargıya olan güveni düştü, maalesef Türkiye hukuk devleti olma ilkesinden uzaklaştı; işte, sizin yargı reformunuz da budur. Bütçe gibi yargı paketleri ve reform belgeleri de saraydan geliyor, sonra da "Bu, halkın değil sarayın bütçesi!" dediğimizde de kızıyorsunuz. Bu adalet de bağımsız ve tarafsız yargının değil sarayın adaletidir!
Adaletin olmadığı yerde ekonomik refahtan bahsedemeyiz. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı yatırımcıların güvencesidir. Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmadığı, adil yargılanma hakkının yok sayıldığı, seçilmiş milletvekili Can Atalay'ın tutsak tutulduğu, halkın oylarıyla seçilen belediye başkanlarının görevden alınıp yerlerine kayyım atandığı bir iklimde adalet yoktur. (CHP sıralarından alkışlar) Kötülükte sınır tanımayan iktidarınızda hangi hukuksuzluklarınızdan bahsedelim? Önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'na siyasi bir dava açtınız, davaya bakan hâkimi bile sürgüne gönderdiniz; durmadınız, Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer'i haksız ve hukuksuz bir şekilde tutukladınız. Esenyurt, Ovacık, Batman, Halfeti Belediyelerine, Mardin Belediyelerine de kayyım atadınız. Yargıyı araçsallaştıran, yargıyla siyaseti dizayn eden iktidarın bütçesini görüşüyoruz. Temel hak ve özgürlükler bakımından gittikçe geriye giden, hukuk devleti olma özelliğinden uzaklaşan, Parlamentoyu işlevsiz hâle getiren bu AKP düzenini reddediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Kayyımcı, hukuk tanımaz zihniyetinizi reddediyoruz. Halktan alan yandaşa veren bu adaletsiz bütçeyi de reddediyoruz.
Değerli arkadaşlar, yirmi iki yıllık AKP iktidarında kadına şiddet, ayrımcılık gittikçe artmıştır; yarattığınız ekonomik krizin en mağduru kadınlar ve çocuklar olmuştur. DİSK-AR'ın araştırmasına göre kadın işsizliği yüzde 33,8'dir. Dünya Ekonomik Forumu'nun Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'nda Türkiye iş gücüne katılımda 146 ülke arasında 133'üncü sırada yer almaktadır. Kadına şiddette olduğu gibi, iş gücü açısından cinsiyet eşitsizliği de yüksek boyutlarda seyretmektedir. Kadınların istihdam oranı ülkemizde yüzde 32,4'le OECD ülkeleri arasında en düşük seviyededir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin bu kadar düşük bir oranla sağlanması da mümkün değildir. Hukuksuz bir şekilde İstanbul Sözleşmesi'nden çıkan, 6284'ü etkin uygulamadığı gibi tartışmaya açan AKP iktidarında kadına yönelik şiddetin ve her türlü ayrımcılığın önlenmesine dair bir umut ışığı da görmüyoruz. Merkezî bütçeden Aile Bakanlığına verilen pay yüzde 2,76'dır. Bu pay, 2021 ve 2024 yılları arasında sistematik olarak düşmüştür. Bu bütçede de kadının güçlendirilmesine ayrılan pay ise maalesef yüzde 1,2'dir. Kadın yoksulluğu, çocuk yoksulluğu ve derin yoksulluk günden güne artmaktadır. Bu bütçe, yoksullukla mücadeleden uzak bir bütçedir. Kadınlar için etkili politikalar üretmediğiniz gibi belediyelerimizin kadın istihdamına katkıda bulunan kreşlerinin kapatılmasıyla uğraştınız, amacınıza da ulaşamayacaksınız. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler çocuklar ve kadınlar için kreşler açmaya devam edecektir.
Yaşanan ekonomik krizden kadınlar gibi çocuklar da etkilenmektedir. Her geçen gün çocuk işçi sayısı artmaktadır. Türkiye çocuk işçi sayısı 2023 yılında 759 bine ulaşmıştır. OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda yüzde 21,8 oranıyla Türkiye 2'nci sıradadır. Gençlerimizin hayalleri ve gelecek umutları AKP iktidarının yarattığı bu düzende günden güne eridi. Düzeninizle "ev genci" diye bir kavram ortaya çıktı. Beyin göçü ve genç nüfus göçünün önüne geçilemiyor. TÜİK verilerine göre 2023 yılında Türkiye'den yurt dışına göç eden sayısı 291.377'dir. Gençlerin, vatandaşların mesleklerine, işlerine, eğitimlerine dair kendi ülkelerinde umutsuz olmalarının sorumluluğunu iktidar taşımıyor ama kaygısını bütün ülke yaşıyor. (CHP sıralarından alkışlar) Gerçekler Bakanların burada anlattıkları gibi değil, gerçekler derin yoksulluk içinde ezilen halktır. Bir ülkede sefalet içinde 5 çocuk yanarak ölüyorsa, bebekler özel hastanede para için ölüme terk ediliyorsa, kadınlar her geçen gün katlediliyorsa, gençler gelecekten umudunu kesmişse, milyonlarca kişi açlık sınırının altında yaşıyorsa sizler o koltuklarda bir gün dahi oturmamalısınız. (CHP sıralarından alkışlar) İşte, sizin öve öve bitiremediğiniz Türkiye Yüzyılı'nız bu; yokluk, yoksulluk, yolsuzluk ve umutsuzluk. Enflasyon karşısında ezilen, bugüne ve yarına dair umutları tükenmiş halkın bu bütçeden de bir beklentisi yoktur.
Değerli arkadaşlar, AKP iktidarı asgari ücreti normal ücret yaptı. Emeğin hakkı ne iş yaparsanız yapın asgari ücret. İşte, AKP'nin yarattığı emek sömürüsü düzeni budur. Emeğe saygı yok, emeğin karşılığı yok ama tek bir şeyi başardınız, zengini daha çok zengin ettiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, kötülükte hız kesmeyen AKP iktidarı, 31 Mart sonuçlarını hazmedememiş, intikam almak için belediyelerimize kayyum atadığı gibi SGK borçları üzerinden haciz göndermiş, hesaplarına bloke koymuş, kreşlerini kapatmak istemiştir. Her defasında "Tarihe geçtik." diye övünen AKP, bu uygulamalarıyla ancak kötülüğün tarihine geçebilir. Ama az kaldı, bu halk bu kötülüğün hesabını sandıkta size soracaktır.
Üretmeden tüketen mirasyedi iktidarınız kolay yolu buldu, üreterek kazanmak yerine satmayı tercih etti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Coşar, lütfen tamamlayın.
ALİYE COŞAR (Devamla) - Cumhuriyetin ve milletin tüm birikimlerini tek tek elden çıkardınız. Bu elden çıkarmaları daha üretken alanlara yatırmak yerine cari açığın finansmanında kullandınız yani geleceğimizi sattınız. İşte, bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yarattığı tüm kurumları çürümüş iktidarın bütçesini reddediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında her kuruşun hesabını verecek, toplumun tüm kesimini kapsayacak adaletli bir bütçeyi yapacağız. İstanbul Sözleşmesi'ni geri getireceğiz, kadın ve eşitlik bakanlığını kuracağız. Cumhuriyet Halk Partisi tüm kadrolarıyla Türkiye'yi yönetmeye hazırdır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)