GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ?NE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:27
Tarih:01.12.2011

ŞAFAK PAVEY (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, sorumluluklarını yerine getirmek ve denetlemek gibi bir derdi olmadığı için uluslararası sözleşmeleri rahatlıkla imzalayıp onaylıyor, Birleşmiş Milletler Engelli İnsan Hakları Sözleşmesi'ni de onayladı ama Sözleşme'nin hayatını değiştirmesi gereken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Saffet Can daha da perişan. O hâlde, yanlış giden ne ve Saffet Can kim?

Yirmi iki yaşındaki Saffet Can, doğduğu günden bu yana yatağında yaşıyor. Babası engelli haklarını kullanarak eve doğal gaz yükletmek istedi, PTT'ye başvurdu. Evrakları kabul etmediler, sakat çocuğunu dünya gözüyle görmek istiyorlardı. Babası, Saffet Can'ı sırtına aldı, meraklılarına gösterdi. Âdeta sirk gibi değil mi!

Saffet Can çocuk bezi kullanıyor. Hükûmet Ocak 2011'de hasta bezi barkodu şartı koşan bir yönetmelik getirdiği için Saffet Can'ın ailesi geçerli barkot için ihtiyaçlarını ancak belli merkezlerden almak zorunda, 83 liralık çocuk bezi hakkı için 40 lira ulaşım gideri harcıyorlar, artık bu haktan yararlanmaktan zaten vazgeçtiler.

Toplumun istismar edeceği vehmiyle bir peri masalı tadında verilen haklar uygulamaya gelindiğinde kurnaz yönetmeliklerle deliniyor. Kaşıkla dağıtılıp, kepçeyle geri alınıyor haklar.

Ekim 2004'te Hükûmet, ülkemizdeki engelli sayısını 8.431.937 kişi olarak açıklamıştır. 2008'de ise Başbakanlık raporunda sayı 1.673.550 kişi olarak açıklanmıştır. Aradaki 6.758.387 kişi buhar olup uçtu mu? Hükûmet Temmuz 2006 tarihinde Özürlü Raporları Yönetmeliği'ni değiştirince milyonlarca engelli bir gecede engelsiz oluverdiler! Biri de benim; buhar olup uçmadım, karşınızdayım! Hükûmet, Temmuz 2006 tarihinde yaptığı bu değişikliği bacağımın ve kolumun uzadığını varsayarak yaptı! Dünyada yüzde 98 olan engelli raporum birkaç saniye içinde iptal edilmişti. Kopan kuyruğu uzayan bir kertenkele olmayı hakikaten çok isterdim ama ne yazık ki, kertenkele değilim.

Çocuk felci mağduru Bünyamin diyor ki: "2006 öncesi aldığım rapora göre engelliydim. Raporumla memur sınavlarına katıldım, kazandım. Vergi muafiyetinden yararlanmam için hastaneye sevk edildim. Hastanede özürlü olmadığım ortaya çıktı. Bunun üzerine KPSS sınavlarına girdim, yine kazandım. Memur olabilmem için sağlam raporu istediler; aynı hastane engelli olduğuma dair rapor verdi. Memur olamadım. Şimdi özürlü müyüm, yoksa sağlam mıyım? Karar verin, ben de bileyim." Özürlü kim?.. Bir kere bu "özürlü" lafından da vazgeçsek iyi olur zannediyorum "engelli" desek daha doğru olur. (Alkışlar)

Doğa felaketlerinin, savaşın, şiddetin, akraba evliliklerinin, yoksulluğun ve dünyanın ikincisi olarak trafik kazalarının ülkesi olan Türkiye'de engellilerin ve ailelerinin durumu trajik boyutlardadır. Ülkemizin en sessiz çoğunluğundan, aileleriyle birlikte 30 milyon civarında insandan söz ediyorum. Hepimizi onlara karşı işlediğimiz hilelerden ve insanlık suçundan vazgeçmeye davet ediyorum. Gelin, 24'üncü Dönemde eşit vatandaşlık ve onur hakkını güvenceye alacak olan İnsan Hakları Yasası'nı kevgire çevirmeden çıkaralım. İnsanın bütçeden daha değerli olduğunu önce maliyeye hatırlatalım ve insan odaklı ilk yasayı hep beraber çıkaralım. En büyük görev, şüphesiz, önümüzdeki plan ve bütçe görüşmelerinde maliyeci arkadaşlara düşecek.

Önerilerim:

Rapor kepazeliğini sona erdirelim, modern dünyanın engelli tanımında buluşalım ve çağı geçmiş Balthazar cetvelini çöpe atalım.

Kamudaki engelli kadrolarını engelli iş gücüne açalım. Kendi koyduğu kotalara bile uymayan bir devlete vatandaş nasıl güvenebilir?

Biliyorum baraj severiz ama hiç değilse engellilerin hayati medikal ihtiyaçlarındaki her türlü barajı kaldıralım. Bırakın, birkaç kötü niyetli bunu suistimal ederse, toplum ve yargı onun cevabını versin.

Engelli sorunlarını araştırma komisyonu kurulmasını teklif eden önergemi yüce Meclisin değerlendireceğini umuyorum. Ayrıca, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu için de, bir insan hakları sözleşmesi olan engelli hakları için bir alt komisyon kurulmasını teklif ediyorum.

Çözüme katkı sunmak isteyen herkesin desteğini bekliyorum.

Yüce Meclise saygıyla duyururum.

Çok teşekkürler. (Alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Pavey.

ŞAFAK PAVEY (Devamla) - Size de ayrıca çok teşekkür ediyorum, dilekçemizi değerlendirdiğiniz ve bu Mecliste, işaret dili kullanan insanların da bu Meclisin çalışmalarından faydalanabileceğini göstereceğimiz için. İleride de bunu bekliyoruz.

Çok teşekkürler.

BAŞKAN - Bundan sonra kullanacağız.

Teşekkür ederim.

ŞAFAK PAVEY (Devamla) - Çok teşekkürler. (Alkışlar)