Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 38 |
Tarih: | 18.12.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BURAK AKBURAK (İstanbul) - Sayın Başkanım, galiba Meclis diyet yapıyor. Genelde "19.00'dan önce yemek yiyin." diyorlar ya, kimse yok sıralarda, biz kendi kendimize konuşacağız herhâlde.
BAŞKAN - Sayın Akburak, millet sizi dinliyor.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Böyle daha iyi ben söyleyeyim, hayrına böyle olması.
BURAK AKBURAK (Devamla) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; 2025 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bir bütçe genelde bir milletin geleceğini şekillendiren, hayatına yön veren, temel ihtiyaçlarına cevap veren şekilde olmalıdır fakat günlerdir konuştuğumuz bu bütçenin, maalesef, halkımızın, vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarına cevap verecek bir bütçe olmadığını hep birlikte görüyoruz. Ben bugün aslında bütçeden ziyade enerji piyasasında EPDK'nin yapmış olduğu bir düzenlemeyle ilgili bir konuşma yapacağım sizlere. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 7 Kasım 2024 tarihli kararıyla mesken aboneleri için 5 bin kilovatsaat, ticarethane ve sanayi aboneleri için 15 bin kilovat olarak güncellenen son kaynak tedarik tarifesinin yani SKTT limitlerinin doğurduğu ciddi ekonomik ve sosyal etkilerden sizlere bugün bahsetmek istiyorum. Bu kararın detaylarını incelediğimizde toplumumuzun geniş kesimlerini etkileyen ve birçok tüketiciyi zor durumda bırakacak bir düzenlemeyle karşı karşıya olduğumuzu maalesef görüyoruz. Kararın sadece enerji piyasasında değil aynı zamanda ekonomik dengeler ve sosyal adalet açısından da ciddi sorunlara yol açacağını buradan ifade etmek isterim. Enerji piyasasında uzun yıllardır belirlenen serbest tüketici sınırlarının ve SKTT limitlerinin sıklıkla değiştirilmesi tüketiciler açısından öngörülemez bir ortam yaratmıştır. Özellikle 2023 yılında mesken aboneleri için belirlenen 100 milyon kilovat gibi yüksek bir sınırın bir yıl gibi kısa bir sürede 5 bin kilovat gibi düşük bir seviyeye çekilmesi tüketiciler açısından bütçe planlamasını neredeyse imkânsız hâle getirmiştir. Bu kadar keskin bir değişiklik, kararın, bilimsel temellerden uzak olduğunu ve ekonomik planlama açısından büyük sorunlara yol açacağını göstermektedir. Ani ve düşük sınırlarla SKTT kapsamına alınan tüketicilerin yüksek fiyatlara korumasız bir şekilde bırakılması adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle de bağdaşmıyor. Türkiye'deki aile yapısına baktığımızda, kalabalık hanelerde yaşayan bireylerin elektrik tüketimi doğal olarak yüksektir. Bu tüketim yüksek gelir göstergesi olarak değerlendirilemez. SKTT sınırlarının yalnızca tüketim miktarına dayandırılması haneleri ekonomik durumlarına bakılmaksızın aynı kategoriye sokarak düşük gelirli ailelerin yüksek maliyetlerle karşılaşmasına neden olacak. SKTT sınırlarının bir anda tüketicilerin hazırlık yapmasına olanak tanımadan değiştirilmesi özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler ile konut aboneleri için büyük bir ekonomik yük oluşturacak. Elektrik piyasasında oluşan fiyatlar karşısında herhangi bir üst sınır olmaması konut ve KOBİ abonelerini daha da savunmasız hâle getirecektir. Bu durum sosyal devlet anlayışıyla, maalesef, çelişmekte ve kamusal fayda ilkesini zedelemektedir. EPDK uygulamalarına göre en geç ekim ayında yayımlanması gereken esasların bir ay gecikmeyle kasım ayında duyurulması tüketicilerin bu değişikliklere hazırlanmasını imkânsız hâle getirmiştir. 2025 yılı SKTT uygulamasının 2024 tüketim verilerine bağlanması da tüketicilere yeterli zaman tanımadan mağduriyet yaratmıştır. Bu kararın alınış ve yürürlüğe giriş süreçleri ciddi usul hataları içermekte ve kamuoyunda haklı bir eleştiri konusu olmaktadır. Tüketicilerin, özellikle konut ve KOBİ'lerin kendi elektriklerini üretebilmeleri için gerekli düzenlemeler yapılmadan bu tür kararlarla karşı karşıya bırakılmaları da büyük bir eksikliktir. Çatı GES projeleri için uygun finansman, düşük maliyetli panel ve ekipman temini gibi destek mekanizmalarının eksikliği tüketicilerin enerji ihtiyaçlarını karşılamada ciddi sorunlara yol açacaktır. EPDK düzenleyici kurum olmaktan çıkmış, enerji piyasasında, özellikle elektrik piyasasında tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirmiştir; piyasanın tüm paydaşlarına eşit mesafede olması gerekirken tüketiciler ve aboneler tarafını unutmuştur.
Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz günlerde -hepiniz basından takip etmişsinizdir- Rize Fındıklı'da düzenlenen Haklar Sempozyumu'nda eski milletvekili Akın Birdal'ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve Giresunlu Topal Osman Ağa'ya yönelik sarf ettiği ağır ithamlar ne tarihsel gerçeklere ne de milletimizin ortak vicdanına sığmaktadır. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Millî Mücadele kahramanlarımızın aziz hatıralarına yönelik bu tür yakışıksız ve gerçek dışı saldırıları şiddetle kınıyorum. Bir Giresun evladı ve bu yüce Meclisin bir milletvekili olarak ifade etmek isterim ki Topal Osman Ağa'nın Millî Mücadele'nin en zorlu günlerinde gösterdiği kahramanlıklar hafızalarımızdan asla silinemez. Vatan topraklarını korumak uğruna işgalci güçlere ve onların destekçilerine karşı hayatını...
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Peki, niye onu idam ettiler? Neden Ulus'ta astılar? Atatürk yaptı.
BURAK AKBURAK (Devamla) - Ya, sizin tabii, bu hasletler içerisinde olmadığınızı zaten biliyoruz.
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Koçgiri'de Kürtleri katletti Topal Osman dediğiniz. Mustafa Kemal onu Mühye köyünde astı ve sonra...
BURAK AKBURAK (Devamla) - Şu anda hepimizin burada oturmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi Mustafa Kemal Atatürk'tür, Topal Osman Ağa'dır; her yerde onların izleri vardır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bunu anlamanızı beklemiyorum, bunu anlamanızı beklemiyorum Sırrı Bey, izin verin konuşmamı bitireyim.
Vatan topraklarını korumak uğruna işgalci güçlere ve onların destekçilerine karşı hayatını ortaya koymuş bir kahramana tarihî gerçeklerden kopuk bir şekilde yöneltilen bu ithamları kabul etmek mümkün değil. Topal Osman Ağa, Karadeniz'in yiğit evlatlarını bir araya getirerek Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde büyük katkılar sunmuş, Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya olan bağlılığıyla milletimizin gönlünde müstesna bir yer edinmiştir.
Değerli milletvekilleri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletini bağımsızlığa ve özgürlüğe kavuşturan, halk egemenliğine dayalı bir cumhuriyeti kurarak dünya tarihine adını eşsiz bir lider olarak yazdırmıştır. Atatürk'e yönelik mafya devlet benzetmesi milletimizin ortak değerlerine ve tarihsel gerçeklere karşı açık bir saldırıdır ve bu asla kabul edilemez. Milletimizin kahramanlarına yapılan bu tür saldırılara karşı mücadele etmek bizim tarihsel ve ahlaki sorumluluğumuzdur. Bizler tarihimize, kahramanlarımıza ve onların mücadelesine sahip çıkmayı bir görev biliriz. Bu bağlamda, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde hiçbir fedakârlıktan kaçınmamış Topal Osman Ağa'ya itibarının iade edilmesi için Meclise kanun teklifi sunmuş bir milletvekili olarak bir kez daha ifade ediyorum: Tarihî kahramanlarımıza yönelik mesnetsiz ithamların karşısında dimdik duracağız. Bu milletin aziz hatıralarına zarar vermeye çalışanların çabaları tarih ve milletimizin vicdanında karşılıksız kalmaya mahkûmdur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Topal Osman Ağa ve Millî Mücadele'ye büyük emek vermiş kahramanlarımızın aziz hatırasına sahip çıkmak hepimizin onurlu görevidir. Yüce Meclisimizden bir kez daha çağrıda bulunuyorum: Milletimizin ortak değerlerine yapılan bu saldırılar karşısında gereği yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, birinci bölgede, benim kendi seçim bölgemde, bildiğiniz üzere, Sabiha Gökçen Havalimanı var. Burada uzun zamandır -bu havalimanını kullanan milletvekillerimiz de bilecektir, vatandaşlarımız zaten mağdur- iki üç yıldır özellikle ikinci pist açılmasına rağmen tehirler hâlâ devam ediyor. İkinci pist gece kullanılmıyordu, yakın bir zamanda ikinci pist de devreye alındı. Dolayısıyla, bir nebze de olsa buradaki tehir sorunları çözülüyor ama asıl en büyük problem ikinci terminal binasının yapılamaması. Bununla ilgili çelişkili açıklamalar var, işte "Üç sene içinde yapılacak, iki sene içerisinde yapılacak." fakat gördüğümüz kadarıyla şu anda hâlâ bir gelişme yok. Sabiha Gökçen Havalimanı ilk açıldığı zaman buranın terminal binası vardı ve o şu anda boş ve atıl duruyor; burası kullanılabilir. Sabiha Gökçen Havalimanı sadece birinci bölge yani İstanbul için kullanılan bir havalimanı değil, aynı zamanda Sakaryalı, Kocaelili, Yalovalı, Bursalı vatandaşlarımız da burayı kullanıyor. Dolayısıyla buradaki yeni terminal binası inşaatı bir an önce yapılmalı. Sonuçta bu, sektör açısından da havacılık sektöründe Türkiye'nin yerini güçlendirecektir. İstanbul Türkiye'nin göz bebeği fakat bir havalimanının bu kadar tehir yapması, vatandaşlarımızı mağdur etmesi kabul edilemez.
Değerli milletvekilleri, 2025 yılı bütçesinin milletimizin ihtiyaçlarına cevap vermekten çok uzak olduğunu bir kez daha hem partim adına hem de şahsım adına belirtmek istiyorum. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, tarımda ve enerjide yaşanan krizlerle bu bütçenin halka hiçbir fayda sağlamayacağını maalesef görüyoruz. Artık vatandaşlarımızın sırtına yüklenen bu ağır ekonomik yükten vazgeçilmesini istiyoruz. Milletimizin ihtiyaçlarını gözeten, kamu kaynaklarının etkin ve adil kullanımını sağlayan her türlü bütçe kalemini desteklediğimizi de ifade etmek isterim. İYİ Parti olarak milletimizin hakkını savunmaya ve bu kürsüden vatandaşlarımızın sesi olmaya devam edeceğimizi belirtiyorum.
2025 yılı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)