Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 38 |
Tarih: | 18.12.2024 |
CHP GRUBU ADINA ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bütçe Kanunu Teklifi'nin yatırımlar maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Devletin yaptığı ya da yapmayı planladığı yatırımların vatandaşın refahını artırması beklenirken sizin "yatırım" adı altında yaptığınız bütün dayatmalar vatandaşın cebine göz dikiyor. Örneğin, Zafer Havalimanı. Biz yapsak 50 milyon euroya mal edeceğimiz havalimanına 2012'den bugüne kadar 72 milyon euro garanti ödemesi yaptık, işletme süresinin sonu olan 2044'e kadar da 208 milyon euro ödeme yapacağız. İşte, AKP'nin yatırım mantığı budur. (CHP sıralarından alkışlar) "Yatırım" deyince aklınıza sadece taşa toprağa yapılan yatırımlar geliyor ama asıl yatırım, ülkenin insanına yapılan yatırımdır. Ancak bu bütçede de görüyoruz ki iktidar ülkenin vatandaşına, çocuğuna, gencine yatırım yapmayı tercih etmemiş.
Değerli milletvekilleri, siz iktidara geldiğiniz gün doğan bir bebek düşünün, o bebek bugün 22 yaşında bir genç, yirmi iki yıllık hayatında neler görmedi ki o genç; 5 yaşında okula başlasa on sekiz yıllık eğitim hayatı boyunca 18 kere müfredat değişti, ne istediyse verdiğiniz cemaatler yüzünden girdikleri sınavlarda sorular çalındı, hakları yendi ve hakları yendiği için asker olamayanların yerine yerleştirdikleriniz onlara 21'inci yüzyılda darbeyi bile gösterdi. Bugünlerini tükettiğiniz yetmiyormuş gibi, ülkenin bütün doğal güzelliklerini de katlederek yarınlarını da tüketiyorsunuz. Şimdi, o 22 yaşındaki genç, mutsuz, umutsuz, geleceğinden, hatta bugününden endişeli. Nasıl olmasın ki? Bugün, 10 milyonu aşkın insan sokakta iş arıyor, her 5 gençten 1'i işsiz, 5 milyon gencin gidecek ne bir okulu ne bir işi var ve siz o gençleri ailelerinin eline bakmaya mahkûm ettiniz.
Kadınlarda durum daha da kötü. Şu an, her 3 kadından 1'i işsiz çünkü siz, kadınların kendi ayakları üzerinde durmalarının ve bağımsız birer yurttaş olmalarının önündeki en büyük engelsiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Öyle ki Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin kreş hizmetini dahi siyasi saiklerle engellemeye çalışmaktan hiç utanmadınız.
Sayın milletvekilleri, Cevdet Yılmaz bütçe sunumunu yaparken çok büyük bir müjde açıklarmış gibi "KYK bursunu 2 bin liradan 3 bin liraya çıkardık." dedi. Günlük 100 lira ediyor ya. 100 liraya bugün bir öğün yemeği nerede yiyebilirsiniz? Hiçbir yerde. Bir yerde yersiniz, kent lokantalarında ama ona da gözünüzü dikmeyin yoksa bu vatandaş kreşte olduğu gibi kent lokantalarında da tokadı vurur. (CHP sıralarından alkışlar) Son üç yılda 900 bin öğrenci üniversite eğitimini yarıda bıraktı. Bölümlerini sevmedikleri için mi? Aç kaldıkları için, aç. Ya barınamadıkları için ya ders kitabı alamadıkları için yani aslında hayatta kalma ile üniversite okumak arasında bir tercih yapıp hayatta kalmayı tercih ettikleri için üniversiteyi yarıda bıraktılar. Şimdi, diyorsunuz ya: "Nüfusumuz yaşlanıyor." Yahu, gençler çalıştığında kendilerini dahi geçindiremiyorlar, yuva kurup, evlenip çoluk çocuk sahibi olmak hayal olmuş; bu nüfus nasıl yaşlanmasın? Bugün asgari ücretle geçinip çocuğunun beslenme çantasını boş gönderen bir anne-babanın ne hissettiğini, o acıyı siz bilebilir misiniz? Şair Yusuf Hayaloğlu'nun dediği gibi, nereden bileceksiniz. 2023 seçim beyannamenizde "Bütün öğrencilere ücretsiz öğle yemeği vereceğiz." dediniz, geldiniz, onu da kaldırdınız ve bu bütçede yine kaç kere söylememize rağmen koymadınız. İşte, o yüzden bu bütçe halkın bütçesi değil. (CHP sıralarından alkışlar)
Ali Erbaş çıkmış "Diyanet İşleri Başkanına bir Audi'yi çok gördünüz." diyor. Ya, siz bu ülkenin çocuklarına bir öğle yemeğini çok gördünüz, adam hâlâ Audi'nin peşinde.
Değerli milletvekilleri, neden bu bütçe halkın bütçesi değil diyoruz çünkü 2025 bütçesinde de toplanan vergilerin yüzde 65'ini yine dolaylı vergiler oluşturuyor. Yani siz, milyon milyon kazanıp vergi ödemeyenlerden değil lira lira hesap yapıp ay sonunu getiremeyenlerden topluyorsunuz yine vergiyi. Vergiyi vatandaştan topluyorsunuz da vatandaşa mı harcıyorsunuz? Yok, paraları yandaşa aktarıyorsunuz.
Bakın, kamu-özel iş birliği projeleri için önümüzdeki üç yılda 689 milyar lira ödeyeceğiz. Bu ülkede her 3 çocuğun 1'i okula aç giderken siz 689 milyar lirayı araba geçmeyen yollara, uçak inmeyen havaalanlarına, hasta gitmeyen hastanelere veriyorsunuz. İşte bu yüzden bu bütçe halkın bütçesi değil. (CHP sıralarından alkışlar)
İstanbul'da kiralar dört yılda yüzde 1.100 artmış, ortalama kira 28 bin lira olmuş. Şimdi, asgari ücrete yüzde 25 zam yapmayı düşünüyorsunuz ya Başkanım, sizin reva gördüğünüz ücretle bu vatandaş İstanbul'da bir ay ev dahi tutamıyor. İşte, öğrenciden emekliye kadar bütün insanları kira ödeyemez hâle getirdiniz ve bu bütçede barınma sorununa bir çözüm yok ya, işte o yüzden bu bütçe halkın bütçesi değil.
Bir de tabii, bu beceriksizlikler gözükmesin, duyulmasın diye yaptığınız hukuk garabetleri var. Bunun en somut örneğini de Esenyurt'ta yaşadık. Ya, siz Türkiye'nin en büyük ilçesine kayyum atadınız ya, kayyum. Sandıktan AKP çıkarsa "Millet iradesine saygılıyız." aksi olursa millet iradesinin sizin için hiçbir hükmü yok. Şimdi, Ahmet Hocaya "Terörle iltisaklı." diyorsunuz ya, bakalım, Ahmet Hocaya kimler teşekkürlerini, şükranlarını, sevgilerini iletmişler? Gelen mektuplar: Süleyman Soylu, AKP Genel Başkan Yardımcısı; Naci Bostancı, Komisyon Başkanı. Bitmedi. Biter mi? Burada kim var? Cemil Çiçek, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı; vay, vay, vay, vay, vay! Bakın, eksik olur mu, Recep Tayyip Erdoğan, o da yollamış. Şimdi, yollayanlar burada, bugün "Terörle iltisaklı." diyenler de burada. Eğer ki hepinizin teşekkürlerini, şükranlarını ilettiği Ahmet Hoca Cumhuriyet Halk Partisinden Belediye Başkanı olunca terörle iltisaklı oluyorsa bu vatandaş artık bunu yemiyor kardeşim, kusura bakmayın. (CHP sıralarından alkışlar) Aslında siz de biz de biliyoruz bu işin Ahmet Hocayla alakası yok, siz seçimle kazanamadığınızı kayyumla yönetmenin peşindesiniz ve kayyumunuz her hareketiyle bunu kanıtlıyor.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - İzmir'iniz ortada, İzmir'iniz; körfezi gördük.
ALİ GÖKÇEK (Devamla) - 3 başkan yardımcısı atadı sizin kayyumunuz; birisi AKP'nin milletvekili adayı, birisi AKP'nin belediye başkan yardımcısı, diğeri eski dönem AKP belediyesinin müdürü. İşte sebep, işte sonuç. Siz bu adamları buraya koyarak zaten bu operasyonun hukuki değil siyasi olduğunu gösteriyorsunuz ve sizin anladığınız millet iradesi bu kadar ama yine söylüyoruz: Siz bu kadar zulüm etseniz de yine de bu vatandaş susmuyor, haykırıyor kardeşim. İsrail'le ticareti protesto eden 9 genç neden tutuklandı ya? Sizin kendi içinizde bile "Bu kadar olmaz." diyenler vardı ama Türkiye'de yargı sisteminin geldiği durum bu -Adalet Bakanımız buradaydı- sizin bir suç işlemenize gerek yok, Cumhurbaşkanının sevmediği bir iş yaparsanız zaten tutuklanmanız için yeterli bir sebep ama sanmayın ki zulümle, baskıyla, işkenceyle bu gerçekleri örtebileceksiniz, herkes sussa, bu gençleri susturamayacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli vatandaşlarımıza buradan seslenmek istiyorum: Halkımız şunu bilsin ki yaratılmak istenen bu karanlık tablo karşısında yalnız değilsiniz. Bu gençlere söylüyorum: Bu liyakatsiz düzen karşısında -tek bir şey söyleyelim ki arkadaşlar, kameraya bakarak- çaresiz değilsiniz. Emeklilere söylüyorum: Onları açlık düzenine mahkûm eden bu düzen karşısında çaresiz değilsiniz. Kadınlara söylüyorum: Sosyal, siyasal, ekonomik hayattan koparmak isteyen bu zihniyet karşısında çaresiz değilsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gökçek, lütfen tamamlayın.
ALİ GÖKÇEK (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Tek bir şey söyleyelim: Hepsinin var bir çaresi, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi. (CHP sıralarından alkışlar) Size söz, bu talan düzenini bitireceğiz; size söz, bu ülkeye adalet getireceğiz.
Bu gerekçelerle, halkın bütçesi olmayan bu bütçeye "ret" oyu vereceğimizi söylerken, geçen sene bütçe görüşmelerinde kaybettiğimiz Hasan Bitmez ağabeyimizi tekrar saygıyla, rahmetle anıyorum; tüm sevenlerine ve Saadet Partisi Grubuna başsağlığı diliyorum tekrar. (CHP sıralarından alkışlar)
Yine, Millî Eğitim Bakanı buradayken dile getirdiğim bir şey vardı, 2'nci soru bendeydi, ne hikmetse bir türlü sıra gelip cevap vermedi. Şunu söylüyorum: Bu ücretli öğretmenler zaten az olan ücretlerini neden alamıyor kardeşim? Ödeyin, bu öğretmenlerimiz maaşlarını bekliyorlar.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)