GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:38
Tarih:18.12.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 11'inci maddesi üzerinde İYİ Parti Grubumuz adına söz aldım. Yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Teklifin 11'inci maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin stratejik hedef planı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının ihtiyaç duyduğu modern silah, araç ve gereçleriyle gerçekleştirilecek savunma ve NATO altyapı yatırımları için yıl içinde yapılacak harcamaların karşılanma usulleri ile Savunma Sanayii Destekleme Fonu aracılığıyla yapılacak alımlar düzenlenmektedir.

Türkiye, son yıllarda savunma sanayisi alanında büyük atılımlar yaparak yerli ve millî üretime öncelik vermiştir. Savunma Sanayii Destekleme Fonu Türkiye'nin savunma sanayisi projelerine finansman sağlamak amacıyla kurulmuş önemli bir fondur. 1985 yılında 3238 sayılı Kanun'la yürürlüğe giren bu Fon, savunma sanayisi projelerinin yerli ve millî kaynaklarla finanse edilmesini amaçlamaktadır.

Savunma Sanayii Destekleme Fonu, Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yönetilmekte ve Türkiye'nin stratejik projeleri için ayrılan bütçeyi kullanmaktadır. Savunma Sanayii Destekleme Fonu Türkiye'nin yerli ve millî savunma sistemlerini geliştirmesine önemli katkılar sunmaktadır. Özellikle son yıllarda Türkiye'nin savunma alanında gerçekleştirdiği atılımların arkasında bu Fonun önemli bir payı vardır. Millî İHA ve SİHA projeleri, Millî Muharip Uçak ve ALTAY tankı gibi projeler Savunma Sanayii Destekleme Fonu tarafından sağlanan desteklerle yürütülmektedir. Savunma Sanayii Destekleme Fonu gelirlerinin yüzde 80'lik bölümü vergi gelirlerinden yani vatandaşlar tarafından sağlanmaktadır. Fonun geri kalan kısmı ise yine vatandaşlar tarafından yapılan bağış ve yardımlardan oluşmaktadır. Fon, gelir ve kurumlar vergisinden yüzde 6, veraset ve intikal vergisinden yüzde 25, motorlu taşıtlar vergisinden yüzde 20 pay alırken sinema, tiyatro, konser, sirk, fuar ve panayır biletlerinden de pay almaktadır. AKP iktidarı bu gelirlere ek olarak birkaç ay önce limiti 100 bin TL ve üzerinde olan kartların hamillerinden her bir kart başına yıllık 750 TL pay alarak Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na aktarmak istemiş fakat gelen büyük tepkiler üzerine bu girişimlerden geri dönmüştür. Bu ülke için canını veren bu millet Türkiye'nin savunması için bırakın 750 TL'yi, elini cebine atarak daha da fazlasını verir fakat sizler kışlaya siyaset soktuğunuz için millet artık size güvenmiyor.

Değerli milletvekilleri, vatan savunmasına yapılan yatırımlar bu dönemde âdeta iktidar partisinin propaganda malzemesine dönüşmüştür. Bu durum millî birlik ve beraberliğimizi de zedelemektedir. Millî savunma bir ülkenin bağımsızlığını, güvenliğini ve geleceğini teminat altına alan en kritik alanlardan biridir. Bu nedenle savunma politikaları ve yatırımları hiçbir siyasi çıkarın veya partizan yaklaşımın konusu olmamalıdır. Ülkenin güvenlik konusu siyasi hesapların ötesinde bir öncelik olmalı, her koşulda ve şartta millî çıkarlarımız korunmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Savunma Bakanlığı bütçesinin 2023 yılında yüzde 6,9 olan genel bütçe içerisindeki payı 2025 yılı bütçe teklifinde yüzde 4,23'e kadar gerilemiştir. Bakanlık bütçesinde büyük bir düşüş yaşanmış ve üçte 1 oranında azalmıştır. NATO standartlarına göre savunma bütçesi gayrisafi yurt içi hasılanın en az yüzde 2'si kadar olması gerekirken Türkiye'de bu oran 1,4'tür. Daha ileri savunma yatırımları yapmak için savunma harcamaları gayrisafi yurt içi hasılanın en az yüzde 2'si düzeyine getirilmelidir. Bu oranın komşumuz Yunanistan'da yüzde 3,2, Ermenistan'da 5,5, İsrail'de 5,3, Türkiye'de ise yalnızca 1,4 olması doğru bir yaklaşım değildir ve en hafifiyle bu bir gaflet olarak değerlendirilebilir. Türkiye askerî güç sıralamasında da 2006 yılında dünyada 6'ncı sırada yer alırken 2023 yılında 11'inci sırada, 2024 yılında da 8'inci sırada yer almıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; güçlü ordu ve güçlü Türkiye yolunda, 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi sonrası kapatılan askerî liseler, harp akademileri ve askerî hastaneler derhâl ve yeniden açılmalıdır. Askerî okulların yanı sıra askerî hastanelerin kapatılması Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonel kapasitesine vurulan bir başka darbe olmuştur. Türkiye, dünyanın en büyük ordularından birine sahiptir ve Türkiye, aynı zamanda, coğrafi ve jeopolitik olarak dünyanın en kritik bölgelerinden birinde yer almaktadır. Böyle bir coğrafyada ordumuzun savaş cerrahisi gibi özel alanda uzmanlaşmış askerî hastanelerden yoksun bırakılması affedilmez bir stratejik hatadır. Askerî harekâtlarda yaralanan askerlerimizin tedavisi, askerî tecrübeye sahip sağlık ekiplerine emanet edilmelidir. Sivil sağlık personelinin cephe hattına sevk edilmeleri hem çok zor hem de savaş cerrahisi tecrübeleri yetersizdir. İYİ Parti olarak, Türk ordusunun güçlü ve bağımsız ve etkin bir yapıya sahip olabilmesi için askerî okul ve hastanelerin yeniden açılmasını elzem olarak görüyoruz. Bu kurumların kapatılması, Türk ordusunun tarihsel birikimini ve operasyonel kapasitesini yok saymaktır. Askerî okullar ve hastaneler, orduyu güçlendirmenin stratejik unsurlarıdır ve bir an evvel yeniden açılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, vatan, bayrak, millet aşkıyla sınırlarımızda destan yazan şehit ve gazilerimiz, ülkemizin ve milletimizin gurur kaynaklarıdır. Vatan için şehit olan yiğitlerin ve gazilerimizin haklarını hiçbir şekilde ödeyemeyiz. Bu nedenle şehit yakını ve gazilerimize yönelik politikalar sadece Hükûmetin insafına bırakılacak bir mesele değildir, şehit ailelerine sahip çıkmak devletin asli görevidir.

Sayın milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin özlük hakları ve istihdam konusunda önemli sorunları vardır. İktidarın bu konuda sessiz kalması ve yaşanan sorunlara karşı çözüm üretmemesi toplumda ciddi bir güvensizlik ve hayal kırıklığı yaşatmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde hâlen görev yapan ve emekli olan subay, astsubay, uzman çavuş, uzman jandarma ve sivil memurların mali ve sosyal haklarında, çalışma şartlarında iyileştirme yapılması yönünde talep ve beklentileri vardır. Mesela astsubayların özlük hakları, ek göstergeleri ve terfi imkânları konusunda yaşadıkları sorunlar motivasyonlarını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle astsubaylarımıza yıllardır verilen sözler artık tutulmalı, emekliliklerine yansıyacak ve emekli astsubayları da kapsayacak şekilde makam ve görev tazminatı verilmelidir.

Değerli milletvekilleri, terörle mücadele sırasında çeşitli yerlerinden yaralandıkları hâlde maluliyet oranı yüzde 40'ın altında olduğu gerekçesiyle malul sayılmayan binlerce asker aynı çatışmada yaralanan arkadaşları gibi kendilerine gazilik ünvanı verilmesini beklemektedir, zira bu yiğitler o bölgelere turistik gezi amacıyla gitmemiştir. 15 Temmuz hain darbe girişiminde çok az yara alan siviller gazilik unvanı ve gazilik maaşı alırken bu ünvanın terörle mücadelede yaralanan askerlerimizden esirgenmesi adil bir davranış değildir. Malul sayılmayan bu kahramanlarımız arasında çok sayıda, terörle mücadele sırasında girdikleri çatışma ve operasyonlarda işitme kaybına maruz kalanlar, ağır ameliyat geçirenler hatta ayağında, kolunda ya da kafasında hâlâ şarapnel parçası veya kurşunla dolaşan yiğitler bulunmaktadır. Yaşadıkları her türlü sağlık sorununa rağmen resmî olarak gazi sayılmayan askerlerimiz kendilerine şeref aylığı bağlanmasını talep etmektedir.

Değerli milletvekilleri, bizler evlerimizde huzur ve güven içinde uyuyalım diye ülkemizin her köşesinde vatan, millet ve bayrak uğruna Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yıllarca gece gündüz demeden görev yapan eski uzman ve sözleşmeli erbaşlar ile uzmanlar sivil hayata döndüklerinde Hükûmetten atama beklemektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kocamaz, lütfen tamamlayın.

BURHANETTİN KOCAMAZ (Devamla) - Bunlardan bazıları Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan uzman çavuşlar, yedi yıl görev yapan sözleşmeli erler, ailevi, sağlık ve mesleki nedenlerle kendi istekleriyle sözleşme feshi yaparak mesleklerinden ayrılmak zorunda kalmaktadır. Uzman çavuşlarımız 657 sayılı Kanun’un ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince kamuda kendilerine uygun kadrolara atama beklemektedir.

Bizler İYİ Parti olarak savunma ve güvenlikle ilgili konularda bu bütçeye "evet" derken genelde bu zulüm bütçesine "hayır" diyoruz. Bu vesileyle 2025 yılı merkezî yönetim bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)