GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Asgari ücrete, ücretli öğretmenlere ve öğrencilerin okulda yılbaşı kutlamasına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:39
Tarih:19.12.2024

MURAT EMİR (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Türkiye'de milyonların gözü şu anda toplanmakta olan, 3'üncü toplantısını yapan Asgari Ücret Tespit Komisyonunda. 2 toplantıda da rakam telaffuz edilmedi, hatta katılanlar "Kurabiye yiyip dağıldık." dediler. Çünkü herkes biliyor ki burada bir tiyatro oynanıyor, son noktada saraya çıkılacak ve Cumhurbaşkanı bir rakam takdir edecek, ona göre de yine her zaman olduğu gibi asgari ücretlilerin hayalleri suya düşecek.

Asgari ücreti neye göre belirleyeceksiniz Sayın Bakan? Çünkü hedef enflasyona göre belirleme gayreti olduğunu görüyoruz. "Yüzde 25 verelim, kapatalım bu defteri." diyorsunuz ama ne Merkez Bankası ne Hükûmet, Hazine geçen yıl ve daha önceki yıllar hedef enflasyonlarını hiçbir şekilde gerçekleştiremediler. Bu yılın hedef enflasyonu revize edildi, revize edildi; yüzde 44'e bağladı Merkez Bankası.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Emir.

MURAT EMİR (Ankara) - TÜİK rakamı yüzde 47 ama gerçek enflasyonun yüzde 70'lerde olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla asgari ücretlileri -insani yaşayabilecekleri- böylesine açlık sınırının dahi altında bir rakama mahkûm etmeyin. Asgari ücretli, aldığı ücreti bir haftada tüketiyor ve açlık sınırına dahi yaklaşamıyor. Dolayısıyla asgari ücretin, Türkiye'de maalesef temel ücret hâline gelmiş olan, ücretlilerimizin yüzde 60'ın üzerinde asgari ücrete mahkûm edildiği ülkemizde asgari ücretin mutlaka gerçek enflasyona göre hesaplanması lazım. Asgari ücretli peynir alıyor alabilirse, ekmek alıyor, yumurta alıyor, süt alıyor, kira veriyor, otobüse biniyor ve bunların enflasyonu yüzde 80'lere varıyor. Bu nedenle asgari ücret beklentimiz 30, bunun altında biz yokuz; bunu ifade etmek isterim. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, izninizle, çok önemli bir konuyu yine gündeme getireceğim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Emir.

MURAT EMİR (Ankara) - Yine herkesin gözü kulağı bunda. Ücretli öğretmenler yarası var Sayın Bakan. Ücretli öğretmenler, kadro verilmemiş, kadro vermediğiniz ama bir şekilde ihtiyaç duyulduğu için ders başı ücret verdiğiniz öğretmenler. 100 binin üzerinde ücretli öğretmen var ve bu 100 binin üzerindeki ücretli öğretmen ayın başında ücretlerini almalarına rağmen -zaten zor koşullarda, açlık sınırının çok altında yaşıyorlar- her sabah bankamatiğe gidiyorlar, "Maaşımız yattı mı?" diye. Aldıkları maaş 14 bin, 15 bin, 17 bin, 18 bin lira, bunu da hâlâ alamadılar. Bu ücretlerini niye alamıyorlar? Ücretli öğretmenlerin durumlarının düzeltilmesi, ücretli öğretmenlere kadro verilmesi gerekirken bununla ilgili bütçede herhangi bir şey görmüyoruz; bu, insanlık dışı bir tutumdur. Öğretmenlerine bu muameleyi yapan bir ülkenin gelecek nesillerini yetiştirmesi olanaksızdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Emir.

MURAT EMİR (Ankara) - Ücretli öğretmenlere bunu reva görmeyin. Bu ay maaşlarını yatırın ve gelin, bütçeye ödeneklerini koyalım, kadrolarını da verelim ve bir öğretmene yakışır maaşlarını da mutlaka sağlayalım.

Peki, ücretli öğretmenin ücretini ödemeyen, öğretmenini, öğrencisini unutan iktidar ne yapıyor, ne yapıyor? Dün Ataşehir'de, bugün Bağcılar'da -elimde bir belge var- diyor ki: "Öğrenciler yılbaşını kutlamasınlar." Niye? "Çünkü millî ve manevi değerlerimize aykırı, geleneklerimizde böyle bir şey yok." diyor. Önce sorayım size: Geleneklerimizde 3 öğün yemek var, çocuklarımıza 1 öğün öğlen yemeğini niye vermiyorsunuz? "Gelenek" deyince çocuklar aç, 3 çocuktan birisi kahvaltı yapmadan derse giriyor, bunu önemsemiyorsunuz ama çocuklar üzerinden bir ideolojik tartışma ve yaşam tarzına müdahaleyi tercih ediyorsunuz. Size ne kardeşim, size ne?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Emir, son kez açıyorum.

MURAT EMİR (Ankara) - Çocuklar, öğrenciler okulda bir Noel baba resmi çizerlerse, bir yılbaşı ağacı süslerlerse, küçücük şeyler yaparlarsa bu bizim niye millî, manevi geleneklerimize aykırı olsun, niye kültürel değerlerimize aykırı olsun? Çocuklara ve onlar üzerinden tüm ülkeye artık kendi ideolojik saplantılarınızdaki yaşam tarzınızı dayatma hevesinden ne zaman vazgeçeceksiniz? Bu anlayışı mutlaka kınıyorum, kınıyoruz, bundan vazgeçin, çocuklarımızın üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçin.

Şunu da ifade etmek isterim: Bakın, çocukların ders gördükleri sınıfa tabut getirmek, mezar taşı koymak, etrafında dua ettirmek geleneklerimize uygun ama o küçücük kalplerin bir yılbaşı kutlamaları geleneklerimize aykırı oluyorsa yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar)