GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:27
Tarih:01.12.2011

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin aleyhinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türk tarihinde, özellikle yakın tarihimizde her zaman gizem atfedilmiş, her zaman esrarla donatılmış, tartışmaya açılmış ve böylece bu olay etrafında da toplumda bir kamuoyu, sanal bir kamuoyu, bir bilinç oluşturma çabalarını görmek, hatta sıkça görmek mümkündür. Bu kadar spekülasyon, bu kadar gizem, esrar aslında ciddi ciddi araştırılması gereken, üzerine gidilmesi gereken hadiselerin de sulandırılmasına, ciddiyetten uzaklaşılmasına sebep olmaktadır. Doğrusu nedir ortaya koymak var iken çeşitli sis bulutları içerisinde birtakım abartılı hikâyelerin, ispatlanamayan, ispatlanamayacak iddiaların ortaya konulması, takdir edersiniz ki maksada hizmet etmemektedir.

Değerli milletvekilleri, asıl üzücü olan, bu kafa karışıklığı, bu zihin bulanıklığı son on yılda, AKP İktidarı döneminde, bizzat devleti yönetme sorumluluğu içerisinde olanlar tarafından âdeta teşvik edilircesine beslenmekte, hatta gazetelerin, medyanın her köşesinde, kimlikleri, simaları belli olmayan -tırnak içinde- üst düzey yetkililerin sayısı gittikçe artmaktadır.

Değerli AKP milletvekilleri, Sayın Hükûmet; polis elinizde, emniyet teşkilatı elinizde, jandarmanın, Millî İstihbarat Teşkilatının sorumluluğu sizde, İçişleri, Adalet Bakanlarınız ortada, görevleri başında. Arkadaşlar, kısaca, hükûmet sizsiniz. Birtakım vahim iddialar var, çıkarın ortaya, koyun mahkemelerin önüne. Elinizi tutan mı var? Size engel olan mı var? Sizi Meclisteki gücünüz itibarıyla kim engelleyebilir? Gücünüz varsa gösterin, gücünüz yoksa bunu da bilelim. İktidarınızın muktedir olmadığı, hâlâ daha devlet gibi şikâyet mercisi değil de şikâyet eder konumdan çıkamamanızdan, çare makamı olamamanızdan belli.

PKK tarafından ortaya atılan yalanların arkasına takılarak giden ve bu zihin bulanıklığının bizatihi sorumlusu olan -maalesef- bir kısım medya ve yine, cumhuriyet ve  devlet sistemiyle hesaplaşma içinde olan bir hükûmetiniz var. PKK, milletimize karşı sistematik olarak psikolojik savaş taktikleri uygulamaktadır. Dün de uyguluyordu, bugün de uyguluyor. Amaç, insanımızı devletine karşı şüpheci kılmak, güvenlik güçlerimizi güçsüz ve itibarsız hâle getirmek ve adalet mekanizmasını böylece felç etmek.

Sadece Sayın Özal, Sayın Kahveci, Sayın Bitlis değildir iddiaların odak noktası, her olay ve her konu âdeta istismara malzeme yapılmaktadır. Sıkça, bizzat PKK tarafından, PKK yandaşları tarafından ve âdeta bunu besleyen birtakım güçler tarafından, iş birlikçi güçler tarafından Türkiye'de 17 bin faili meçhul cinayet olduğu sürekli ortaya konulmakta ve bunun etrafında da bir kamuoyu oluşturulmaktadır. PKK'nın büyük psikolojik savaş operasyonlarından birisi de, Türk güvenlik güçlerinin Güneydoğu Anadolu'da PKK'yı destekleyen 17 bin kişiyi faili meçhul cinayetlerle ortadan kaldırdığı iddiasıdır. Bu yalan, bilinçsiz basın yayın organları tarafından tekrarlana tekrarlana,  ısıtıla ısıtıla âdeta sanki bir gerçek hâline dönüştürülmüştür.

PKK'lı olmayan siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler televizyonlarda "17 bin faili meçhul" diyebilmektedir ve ne yazık ki bu insanlar kendilerine "Yahu, 17 bin az rakam da değil, hiçbir yerde bunların adları, ailelerinin şikâyetleri vesaire yok. Acaba biz oyuna mı geliyoruz?" diye kendi kendilerine soru sormayı bile çok görmektedirler.

Bir sene önce 21'inci yüzyıl Türkiye Enstitüsünde faili meçhul cinayetlerle ilgili arkadaşlar bir araştırma yapılıyor ve Uluslararası Af Örgütü yetkililerinin yaptığı bu çalışmaya da araştırmalar ekleniyor ve sonuçta 17 bin rakamının ne kadar büyük bir yalan olduğu görülüyor.

Sonuç, evet sonuç: Türkiye'de 1984-2004 arasında herhangi bir örgütle bağlantılı olmayan faili meçhul cinayetlerin sayısı -dikkat edin kıymetli arkadaşlar- 568, evet 568. Bu bütün faili meçhul cinayetlerde sorumlunun devlet güçleri olduğu anlamına da gelmiyor. Üstelik bu faili meçhul cinayetlerin önemli bir bölümü de Güneydoğu Anadolu dışındaki bölgelerde işlenmiş. Ancak 272 vatandaş karakollardayken kaybolmuş. Bu kayıplardan hiç şüphesiz ki devlet sorumludur. Ayrıca ailelerinin kayıp olarak bildirdiği 795 kişi var.

Özetle kıymetli arkadaşlar, 17 bin rakamı nerede, 568  -biraz önce ifade ettiğim- artı 272 rakamı nerede? PKK terörüyle mücadele bilgiyle olur, PKK'nın yaydığı yalanları ortadan kaldırmakla olur. Onlara alet olunmaması gerekiyor.

Sayın Hükûmet, güç elinizde, bu iddiaları ortaya çıkarma sorumluluğu da sizde. Ya bir an önce görevinizi yapın ya merhamet istismarcılığından vazgeçin ya da "Biz, bu işi yapamıyoruz, zaten bu iddiaların da edebiyat kısmıyla ilgileniyoruz." deyin, yapacaklar gelsin.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Korkmaz.

SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, hatip, bizim iddialarımızı farklı bir şekilde, çarpıtarak kamuoyuna sundu. Bu iddiaların PKK'ya ait?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Efendim, ben, rakamlara dayanarak söyledim. Benim iddialarım değil.