Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 39 |
Tarih: | 19.12.2024 |
CHP GRUBU ADINA MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; konuşmamın başında Maraş katliamında yitirdiğimiz canları saygı ve rahmetle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyorum.
Türk ordusunun onurlu subaylarından Ali Tatar'ı da hain FETÖ terör örgütünün kumpasına dayanamadığı için intihar edişinin 15'inci yılında rahmetle, saygıyla anıyorum.
17 Nisan 1978 yılında Malatya'da başlayan katliam Maraş ve Çorum katliamlarıyla devam etmiş, yüzlerce Alevi vatandaşımız öldürülmüş, 12 Eylülün karanlık günlerine giden yolların taşları döşenmiştir. Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarında aydınlar, gazeteciler, Mustafa Kemal'in askerleri tutuklanmış; kozmik odalarımıza kadar girilmişti. Bugün bu Meclis sıralarında oturan Turhan Çömez gibi vatanseverler haksız, hukuksuz yere sürgün hayatı yaşamıştı. O dönem "Ben bu davanın savcısıyım." diyenler, FETÖ kumpaslarına göz yumanlar ölenlerin ve sürgün edilenlerin vebalini üzerinde taşıyor.
Bu hafta 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvetle mücadele haftası. Neden yolsuzluk haftası, o dönemde neler gördük, bir hatırlayalım: Ayakkabı kutularında dolarları gördük, evlatlarına para sayma makinesi hediye edenleri gördük, "Parayı sıfırla." diyenleri ama parayı sıfırlamayı beceremeyince "Ablanı gönderiyorum, bekle." diyenleri gördük, "Bakara-makara" deyip büyükelçi yapılanları gördük, asrın hırsızı Reza Zarrab'a övgü düzenleri; Ergenekon, Balyoz, FETÖ kumpasların savcılarını gördük; kozmik odalara nasıl girildiğini gördük, "Ne yaptıysam Başbakanın talimatıyla yaptım." diyenleri gördük. Tüm bunları bir kez daha hatırlatıyor; bu haftayı yolsuzluk haftası ilan edenlere, saatini 17:25'e ayarlayanlara da selam olsun diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, şimdi, size hafızalarınızı biraz yoklamanızı sağlayacak bazı sorularım olacak. Konuşmamda dile getirdiğim sorulara samimi ve doğru yanıt veren milletvekillerine meşhur Çorum leblebisi, hatta düğün çorbası, salata, su böreği, et yahni, pilav, keşkek, gül burma baklavadan oluşan Çorum 5'lisini ikram edeceğim; yemekten sonra da Hititlerin başkenti Boğazkale Hattuşa'yı, Alacahöyük ve Ortaköy Şapinuva'yı, İncesu Kanyonu'nu gezdireceğim.
Bakalım, bu sözlerden ne hatırlayacaksınız: "Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan politikalar yerine, ekonomik refahın adil paylaşılmasını sağlayan politikalara özel bir önem ve öncelik verilmesi şarttır." Doğru. "Ülkemiz yüksek enflasyon, büyük bir kamu borç stoku, istikrarsız büyüme, dengesiz gelir dağılımı, yüksek işsizlik gibi ciddi sorunlar içine düşmüştür." Çok haklı. "Giderlerimiz israflarla, har vurup harman savurma politikasıyla o kadar artmış ki topladığımız vergiler ödediğimiz faizlere dahi yetmez olmuştur." Bugünü anlatan bu sözleri hatırladınız mı? AKP sıralarına soruyorum: Hatırladınız mı arkadaşlar, bu sözü kim söylemiş? Bu söz rahmetli Kemal Unakıtan'a aittir, AKP'nin 2003 yılında Meclise sunduğu bütçedeki konuşmasından alıntı yaptık. Yirmi iki yıl önce iktidara geldiğinizde önceki yönetimleri eleştirmiş, çok sayıda vaatte bulunmuştunuz. Peki, bu süreçte ülkemiz ilerlemiş mi yoksa Orta Çağ karanlığına doğru sürüklenmiş mi? Ülkemizin parası pul, halkı mutsuz, umutsuz ve yoksul olmuştur.
Bu soruların cevabını birlikte arayalım: 1923 yılından 2002 yılına kadar olan seksen yıllık süreçte ülkemizin toplam borcu 123 milyar dolar iken yirmi iki yılın sonunda 540 milyar dolar olduysa; cumhuriyetin tüm kazanımları, fabrikaları, tersaneleri, limanları, yer altı, yer üstü madenleri, enerji kuruluşları yok pahasına satılıp elde edilen 70 milyar doları har vurup harman savurduysanız; bugün sattığınız onlarca kamu varlığıyla sağladığınız gelirle ülkeye bir fabrikayı bile yapamıyorsanız, sadece son dokuz yılda faize 138 milyar dolar ödediyseniz bu yağmanın sorumlusu kim? (CHP sıralarından alkışlar) Bu yağmanın sorumlusu sizsiniz, AKP iktidarı! Hiç şüphesiz ki yirmi iki yıldır yönetenler bu halkı yoksulluğa itmiştir.
Değerli milletvekilleri, en düşük emekli maaşı ne kadar? 12.500 TL. 2008 yılında katsayıyı değiştirmeseydiniz bugün en düşük emekli maaşı 30 bin lira olacaktı. Emeklilerimizin çoğu açlık sınırının altında yaşıyorken sarayın günlük harcaması 34 milyon 402 bin lira. Dakikada 2.752 emekli maaşı harcanıyorsa ben bu durumdan utanıyorum; sizler de utanın, sizler de! (CHP sıralarından alkışlar)
40 milyon insanımız kredi kartı borcuyla boğuşuyor, vatandaşların bireysel kredi kartı borçları aralık ayında 3 trilyon 814 milyar lirayla yeni bir rekor kırıyorsa; icra dairelerinde derdest olan dosya sayısı da 22 milyon 789 bine yükselip derdest dosya sayısı geçen yıla göre 1 milyon 147 bin arttıysa arkadaşlar, ülke nüfusumuzun yarısı aç, borç batağında, sıkışmış durumda. Bu kimin suçu? Tabii ki üstlerine alınmıyor ama AKP'nin suçu. (CHP sıralarından alkışlar)
Gençler ekonomik sebepler yüzünden işsiz, evlenemiyor; evli olan geçinemiyor, geçim sıkıntısı yuvaları yıkıyorsa; ülkemiz adalette, eğitimde son sıralardaysa; suç ve uyuşturucu kaçakçılığında ilk sıradaysak, uyuşturucu kullanma yaşı 13'e düştüyse; tarikat yurtlarında, kurslarında çocuklarımıza tecavüz ediliyorsa; Sıla bebekler, Narin'ler vahşice öldürülüyorsa; ana kucağını görmemiş çocuklarımız para için hastanelerde öldürülüyorsa bunun suçlusu kim? Dönemin Sağlık Bakanı yani AKP.
Soma'da, Ermenek'te, Küre'de, Zonguldak'ta, Amasra'da, İliç'te, diğer illerimizde meydana gelen kazalarda 500'den fazla madenci öldüyse, iş cinayetlerinde Avrupa'da 1'inci isek bunun suçlusu kim? AKP iktidarı. (CHP sıralarından alkışlar)
Askerimizin başına çuval geçirildiyse, IŞİD tarafından askerlerimiz yakılarak öldürüldüyse, Süleyman Şah Türbesi ait olduğu topraklarından kaçırıldıysa, 3 milyon euroyu kapmak için ülkemize 7 milyona yakın Suriyeli doldurulduysa bunun suçlusu AKP'dir.
İktidara geldiğinizde 68 bin olan atanmayan öğretmen sayısı bugün 1 milyonu geçtiyse, usta öğreticilerin ve ücretli öğretmenlerin maaşını bile ödeyemeyecek durumdaysak, insanlar bir günle on yıl sonra emekliliğe mahkûm edildiyse; staj ve çıraklık mağdurlarının hakları verilmiyor, emekli olamıyorlarsa; mülakatla gençlerimizin hakları gasbediliyorsa bu kimin suçu?
Köylerde okullar, sağlık ocakları kapatıldıysa; köylerde insan kalmadıysa, çiftçinin ortalama yaşı 58'i bulduysa, kendi kendine yetebilen 7 ülkeden 1'iyken 5 ürün dışında tüm tarım ürünlerini ithal ediyorsak; soğan, patates, karpuz, domates, biber, patlıcan tarlada kaldıysa; 3 milyon hektardan fazla tarım arazisi ekilmiyorsa, 2002'de mazot 1 lira 24 kuruş iken bugün 44 liraya dayandıysa, 2002 yılında tonu 261 lira olan üre gübresi bugün 23 bin lira olduysa, traktörün deposu ÖTV'li mazotla dolarken yatlara ÖTV'siz mazot veriliyorsa, 1 kilo süt 1 litre sudan ucuzsa; damızlık inekler kesime gidiyor, halkın evine et girmiyorsa bunun suçlusu kim? AKP iktidarı. (CHP sıralarından alkışlar)
Yoğun bakımlarda yer olmadığı, ameliyat sırası bulamadığı için insanlar hayatını kaybediyorsa; 3 bin SMA'lı çocuğumuz ölüme terk ediliyorsa, 15 bin doktorumuz ülkeyi terk ettiyse; esnafımız kirasını, BAĞ-KUR'unu ödeyemiyorsa; vermiş olduğunuz 9000 prim gün sayısını 7200 güne düşürmediyseniz, Türkiye'deki bütün öğrencilere bir öğün yemek sözü verip vermediyseniz, yandaş şirketlerin 701 milyar borcunu siliyorsanız, dul ve yetimleri açlığa mahkûm edip "Evine 12 bin lira maaş giriyor." diye engellilerimizin maaşlarını kesiyorsanız; geçiş garantili yollar, köprüler, yolcu garantili hava limanları, hasta garantili hastaneler yaparak çeteleşmiş şirketlerinizi zengin ederken vatandaşın cebinden hortumlayarak fakirleştirdiyseniz bunun suçu AKP Hükûmetidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Tahtasız.
MEHMET TAHTASIZ (Devamla) - Ey Erdoğan, sen ne yaptın! 200 liralık banknot ilk çıktığında 132 dolar iken şimdi 6 dolar bile yetmiyor. Paradan 6 sıfır attın ama 200 liramızdan enflasyonla 1 sıfır daha sildin, 20 TL'ye düşürdün. Ne diyordun sen? "Ülkenin parası ne kadar itibarlıysa o ülke o kadar itibarlıdır." diyordun ama sen paramızı pul ettin, ülkemizin itibarını yerle bir ettin!
Evet, AKP iktidarı Çorum'a da çok söz verdi. "2024'te yapacağız." dediğiniz hızlı trenin ihalesini dahi yapamadınız; yirmi iki yıl önce temeli atılan, yüzde 22'si tamamlanan Çorum havaalanını yapmadınız; Kırkdilim Tüneli'ni sekiz yıldır açamadınız, tarımsal sulama kanallarını bitiremediniz. Söz verdiğiniz birçok acemi birliğini getiremediniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET TAHTASIZ (Devamla) - Ben şunu söylüyorum: Siz diyorsunuz ya "Belediyeleri silkeleyeceğiz." diye, bu halk sizi 31 Martta silkeledi, inşallah, en yakın seçimde de sizi sandığa gömecek.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)