| Konu: | GÜNDEMDEKİ SIRALAMA İLE GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİNİN YENİDEN DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 07.02.2012 |
OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Efendim, bugün, dört siyasi partinin de mutabakatıyla yaptığımız toplantı neticesinde, 150 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin gündeme alınarak görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmaları sürdürmeyi kararlaştırdık.
Aslında söz almamın sebebi, gerçekten? Bugün saat 14.00'te İç Tüzük'le ilgili bir toplantı yaptık. Bu İç Tüzük toplantısından önce bütün siyasi partilerin Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemini belirlemek üzere Danışma Kuruluna toplantı çağrısı vardı. Şimdi, dört siyasi partinin toplantı çağrısı olmasına rağmen, İç Tüzük'le ilgili bir konunun müzakeresine rağmen, 150 sıra sayılı, özellikle Van'daki deprem, işte yurt dışında birtakım politik risklerin olduğu ülkelerdeki alacaklarla ilgili bir düzenlemeyi içeren bir kanunun geçirilmesi hususu gündeme getirildiği zaman bütün siyasi partiler olarak Danışma Kurulunu toplantıya çağırma önergemizi geri çektik ve böylelikle, beraber ve birlikte mutabakata vardığımız bir gündemi bugün müzakere etme şansı oldu. Böyle bir uzlaşmayla, beraber ve birlikte bir uzlaşmayla Türkiye'nin ihtiyacı bulunan hem denetim hem yasama görevini yapabiliyorsak eğer, bu konuda anlamsız yere birtakım çatışmalar çıkartmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla bizim çağrımız açık ve nettir. Gelin, hep beraber, birlikte, bizi buraya getiren milletimizin iradesi doğrultusunda, kendi tercihlerimizle İç Tüzük'ten kaynaklanan haklarımız kısıtlanmasın ama beraber, birlikte bu gündemi oluşturalım, herkes hakkına, hukukuna, karşısındakinin hakkına, hukukuna riayet etsin. Bakın, bugün ne kadar güzel bir örneği oldu, bence çok önemli. "?" (*) Bir zamanlar Sayın Bülent Arınç bizim zamanımızda çıkan anayasa değişikliğini böyle adlandırmıştı; "Sulh hükümlerin en yücesidir." diye. Ne yazık ki bugün "Hükümlerin en yücesi." diyenler maalesef, bu yüce hükme katkı vermiyorsa birilerinin kendisine bakması gerekiyor.
O bakımdan, bugün, gerçekten, İç Tüzük'le ilgili grupların sahip olduğu birtakım haklar var. Bu konuda başkalarının hakkına, hukukuna müdahale etmektense gelin hep beraber, birlikte bu hakkı, hukuku koruyarak ama beraber ve birlikte yöneterek, zaman zaman da uzlaşarak bugünkü gibi, gündemi belirleyelim, konuşalım. Dolayısıyla milletimizin hepimizden, muhalefetten de, iktidardan da birtakım talepleri vardır ama hepimizin hep beraber, birlikte İç Tüzük'teki haklarımızı kullanmamız lazım. İç Tüzük'teki oyunları değiştirmek yerine, beraber, birlikte uzlaştığımız değişiklikleri yaparak burada hakkımızı, hukukumuzu dile getirmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. O bakımdan, bugünkü
Danışma Kurulu dört parti olmasına rağmen? Burada, dört parti kırkar dakikadan yaklaşık üç saat boyunca belki gündeme bile girilemeyecekti, bir saat de sözlü sorular vardı, hiçbir konuyu görüşemeyecektik ama bugün böyle bir konuyu görüşme imkânı olmuştur. Ben umuyorum ki gerçekten, hepimizin hep beraber, birlikte uzlaşacağı şekilde bir İç Tüzük değişikliğini yaparız, hakkımıza, hukukumuza herkes saygı gösterir ve böylelikle muhalefet de diyeceğini, iktidar da yapmak istediğini yapacağı bir ortam oluşturur. Bu bakımdan, bu gelişmeleri sizlerle paylaşmak istedim. Demek ki muhalefetin duruşu uzlaşmak açısından hiçbir zaman, her zaman olumsuz değil. Getiriyoruz, imzalıyoruz, hatta sözlü soruların kaldırılması için -önergemizde de var- bu konuda, muhalefet partilerinin sorduğu sorulara cevap verme konusunda bakan hazırken? Danışma Kuruluyla, bugün "Madem bu önemli, herkes bekliyor, hadi gelin, bunu yapalım." diyoruz. Doğrusu, ben bu bakımdan, bu ortaya koyduğumuz uzlaşmanın da önemli olduğunu, İç Tüzük'te de inşallah, grupların bu konuda sahip olduğu hakların geriye gitmesini sağlayacak bir dayatmanın Türkiye Parlamentosuna, Türk Parlamentosuna getirilmeyeceğini umut ediyorum.
Sadece ve sadece bu konuda hem İç Tüzük'te hem de Danışma Kurulunda yaptığımız görüşmeleri ve mutabakatımızı değerli milletvekilleriyle paylaşmak istedim. Bu çerçevede, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, bugün, 150 sıra sayılı kanunu görüşerek bu görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışmaların yapılması yönünde imzamızı attık. Bu imza çerçevesinde bugün bu görüşmelerin tamamlanmasını umut ediyor ve bu önergenin lehinde olacağımızı belirterek hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
(*) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.