| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 19.12.2024 |
MHP GRUBU ADINA SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım ve bizleri televizyonları başında izleyen büyük Türk milleti; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım ve değerli bürokratlar; sizler de hoş geldiniz.
Hazır Spor Bakanımız buradayken -günlerdir burada sabahlıyoruz- biraz spor muhabbeti yapalım, belki biraz değişiklik olur.
Tabii, Türk sporu ciddi noktalara geldi Türkiye'de. Özellikle bu tesisleşme noktasında dünya çapında tesisleşmemiz, iletişimimiz, ulaşımımız, her şeyimiz var ama baktığımız zaman da yeterince başarıyı elde ettik mi? Maalesef etmedik bazı konularda özellikle, bazı branşlarda. Bunların başında da futbol geliyor arkadaşlar. Futbolda son zamanlarda çok ciddi bir kaos var. Her maçtan sonra yöneticilerin, başkanların demeçleri, sosyal medyadaki saçma sapan konuşmalar, suçlamalar öyle bir kaos hâline geldi ki Türk toplumu mutsuz olmaya başladı. Tabii, futbol, insanları hem mutlu edebilir hem de mutsuz edebilir çünkü Türkiye'de çok önemli futbol.
Ben de esprili bir dille yaklaşayım, Türk futbolunun kentsel dönüşüme ihtiyacı var diyorum. Kentsel dönüşüme ihtiyacı var derken ne demek istiyorum? Şimdi, bir şehir düşünün, sağlam binaları var, çürük binaları var, kentsel dönüşüme giriyor, o çürük binaların altyapısı bozuk, onlar yıkılıyor, yerine yenileri yapılıyor, altyapısı yapılıyor, üstü yapılıyor ve herhangi bir afette de hiçbir şey olmuyor. Şimdi, Türk futbolunun kentsel dönüşüme ihtiyacı var derken... Bu kürsüye geldiğimde aşağı yukarı genelde Türk sporuyla ilgili bazı çözüm önerileri söylüyorum Türk toplumu için, Türk gençliği için. Bugün de Sayın Bakanımı da yakalamışken biraz altyapı konusunu gündeme getirmek istiyorum. Bununla ilgili hem ne durumdayız hem de biraz önerilerde bulunalım.
Şimdi, öncelikle altyapı ne demek? Yani özellikle popüler olduğu için futboldan düşünelim, futbolda altyapı ne demek? Takım sporlarında as takıma yeni oyuncular kazandırmak için gidilen yöntemdir. Alt takımlarda oynayan oyuncular potansiyellerine göre kullanılmak üzere as takıma yükselirler. Altyapıdan yükselen sporcu o takımın kültürüyle büyüdüğü için aidiyet duygusu yüksek olur. Altyapı demek, futbolcu fabrikası demektir. Altyapı demek, kendi sporcusunu yetiştirerek dışa bağımlılığı düşürmek demektir. Bu sebeple altyapı bir spor kulübünün en önemli unsurlarından bir tanesidir.
Sportif altyapıdaki başarısızlığın birçok nedeni vardır ama birinin de sabırsızlık olduğunu ifade etmek istiyorum. Sporcu altyapısına yapılan yatırım ancak sabırla başarılabilecek, hemen sonuç vermesi mümkün olmayan uzun vadeli bir süreçtir. Sabırsızlıkla sağlıklı bir altyapının oluşturulması ve işletilmesi mümkün değildir. Çok güzel bir söz vardır bu futbolla ilgili, bu transferlerle ilgili ve altyapıyla ilgili; şöyle söylüyor: "Transfer bugünü, altyapı geleceği kurtarır." Yani transfer bugünü, altyapı ise geleceği kurtarır diyor. Bu, çok güzel bir sözdür arkadaşlar. Artık tüm kulüplerin altyapı sistemlerini daha etkili ve işler hâle getirmesi, bu alanda uzun vadeli planlamalarla gerekli yatırımları yapması, istikrarlı bir tarama ve eğitim sistemi kurması, nitelikli eğitmenler görevlendirmesi, pilot takım uygulaması gibi tutarlı politikalar geliştirmesi, cesur ve kararlı bir şekilde genç sporculara A takım kadrolarında şans vermesi, yönetimin ve taraftarların onlara güvenmesi, desteklemesi ve sabır göstermesi gerekir. Günümüzde transfer piyasalarında gündeme gelen büyük maliyetler düşünüldüğünde başka da çare yoktur. Bu yapılabildiği takdirde hem kulüplerimiz hem Türk sporu hem futbolu hem de gençlerimiz kazançlı çıkacaktır. Avrupa'daki en büyük bütçelerine sahip ve istediği futbolcuları transfer edebilecek kulüplerin bile altyapıya son derece önem verdikleri, bu konularda önemli yatırımlar yaptıkları, işler sistemler kurdukları ve altyapıdan gelen birçok futbolcuya A takım kadrolarında yer verdiklerini görüyoruz. Fakat ülkemiz sporunda en önemli sorunlardan birinin de bu alanda olduğunu ve sürekli konuşulmasına rağmen istisnalar dışında işler bir yapı yaklaşımının kulüplerimizde bir türlü oluşturulmadığını belirtmek gerekiyor. Altyapıyı böyle özetliyor uzmanlar.
Şimdi, maçlardan sonra seyrediyoruz, hakemlere saldırıyorlar ya, artık kulüpler şey demeye başladı, yöneticiler, başkanlar: "Ya, bu hakemleri değiştirelim, genç hakemler gelsin, hata yapıyorsa o hakemler hata yapsın ve kendilerini yetiştirsinler." Ben de bu yönetici ve kulüp başkanlarına diyorum ki: Genç oyuncularla ilgili, altyapıdan gelen oyuncularla ilgili aynı hassasiyeti neden göstermiyorsunuz? Bunlar gelsin, bunlar yetişsin, bunlar hata yapsın, hata yaparak öğrensin ve bir müddet sonra da A takımda rahat rahat oynasın.
Şimdi, size biraz veri vermek istiyorum, maalesef, moraliniz bozulacak; yabancı transferi. Şu anda Süper Lig'de 19 tane takım var, her kulübün 14 yabancı alma hakkı var. Şu anda şeye baktım; Süper Lig'de 250 yabancı oyuncu var arkadaşlar, 250 yabancı oyuncu. TFF 1. Ligi'nde takımlarda sekizer yabancı olabiliyor; 20 takım var, 160 da yabancı orada; toplam 410 yabancı oyuncu var Türkiye'de; 410. Peki, bunlara nasıl bir para ödeniyor? Biraz baktım, bu TFF Ligi dediğimiz 1. Lig'de 300-400 bin dolardan başlıyor, 1 milyon dolara kadar para ödeniyor oyunculara. Süper Lig'de de 1 milyon dolardan başlayıp 3, 5, 10 hatta 15 milyon dolara kadar alanlar var. Bunların hepsini bir ortalamaya vurursak, birer milyon dolar dersek, hepsini şöyle bir ortalamaya vurursak -ki aşağı yukarı o paraya denk geliyor- toplamda yılda ödediğimiz para 410 milyon dolar. Bir de bunlara yıllık ortalama 100 milyon dolar da bonservis parası ödesek; biz yılda 510 milyon dolar yabancılara para ödüyoruz arkadaşlar.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) - Üç yıllık imza atarsa.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) - Üç yıllık imza atarsa çarpı 3.
Yani yılda 510 milyon dolar para harcıyoruz. Peki, yazık değil mi bizim 510 milyon dolarımıza?
Tabii, bunu ben konuşurken hemen şu akla geliyor: "Saffet Sancaklı yabancı düşmanı mı?" Hayır arkadaşlar, yabancı düşmanı değilim ben. Ben de top oynadım, kardeşim de burada, beraber yıllarca top oynadık. Çok yabancı oyuncular geldi, iyi oyuncular geldi, iyi hocalar geldi, onlardan çok şey öğrendik ama Türk futbolu şu anda bir futbolcu mezarlığı. Yaşı belli bir yaşa gelmiş ve son dönemlerinde "Son bir vole vurayım." diye gelen insanların ağırlıkta olduğu bir yerdeyiz; bu da bizi üzüyor.
Ben bir iki örnek vereyim. 1994'tü galiba, ben Galatasaray'da oynuyorum, Barcelona'yı yendiğimizde 3 yabancı vardı. İki sene sonra Fenerbahçe'ye transfer oldum, Manchester'ı yendik Manchester'da, kırk bir sene sonra yenildiler orada; 3 yabancı vardı arkadaşlar. Galatasaray UEFA'yı aldığında 3 veya 4 yabancı, Süper Kupa'yı aldığında 3 veya 4 yabancı vardı. Demek ki buradaki problem bizim alttan oyuncu yetiştirmememiz.
Peki, bu kulüplere diyorsun ki: "Ya, kardeşim, siz niye bu kadar yabancı alıyorsunuz?" İki şey söylüyorlar. Bir tanesi şu: "Avrupa kupalarında başarılı olacağız biz, Avrupa'da başarı elde edeceğiz." İkincisi: "Altyapıdan oyuncu yetişmiyor." Ya, Avrupa'da başarılı oluyor muyuz arkadaşlar? Bilmiyorum; en son Galatasaray yirmi dört yirmi beş sene önce UEFA Kupası'nı aldı. Biz bir daha final oynadık mı bir yerde veya herhangi bir kupa aldık mı? Demek ki bu söylediğiniz tezlerin birincisi gitti. İkincisi: "Türk oyuncu gelmiyor." Türk oyuncu neden gelmiyor biliyor musunuz? Altyapıyı kurmadığımız için, oradan oyuncu yetişmediği için. Şimdi, örnek biraz belki saçma ama biz domatesi nasıl yiyoruz? Bir tarla buluyoruz, tohum ekiyoruz, gübre koyuyoruz, suluyoruz, filiz oluyor, bakmaya devam ediyoruz, sonra içinden yeşil bir domates çıkıyor, devam ediyoruz sabırla, sonra kırmızı domates oluyor, alıp yiyoruz. Siz tarlayı almamışsınız, bir şey ekmemişsiniz, bir bakım yapmamışsınız, ondan sonra, yerli futbolcu gelmiyormuş. Arkadaşlar, Türk genci dünyada hiçbir ülkeden daha yeteneksiz değil, bilakis daha yetenekli ama biz onlara fırsat vermezsek olmaz bu.
Sayın Bakanım, onun için, yabancı konusu ve bu Türk gençlerinin oynatılmaması noktasında bir tavsiyem var; kapsamlı bir çalıştay yapılmalı. Bu, kısır döngü oldu çünkü yabancı oyuncular geliyor, buradan oyuncu yetişmiyor, gelen kulüp başkanlarından doğal olarak takımların şampiyon olması isteniyor, iyi transfer yapılması isteniyor ama çözümsüzlüğe gidiyoruz. Bununla ilgili bir çalıştay yapalım ama bu çalıştayı sadece kulüplere ve Türkiye Futbol Federasyonuna bırakmayalım, en başta Spor Bakanlığının, ilgili bakanlıkların müdahil olmasını istiyorum ve eğer kanunla ilgili bir şey çıkacaksa da Türkiye Büyük Millet Meclisinin de içinde olmasını istiyorum.
Şimdi, vaktim kısaldı ama Türk futbolunda şu andaki uygulamayı anlatıyorum size: 2. Lig'de 2002 doğumlu ve daha küçük yaşta 2 arkadaşın ilk 11'de oynaması mecburi; çok güzel bir uygulama. 3. Lig'de de aynı, 2002 doğumlu ve daha küçük yaşta 3 oyuncu ilk 11'de oynuyor. Peki, TFF 1. Lig'de ve Süper Lig'de uygulama ne biliyor musunuz arkadaşlar? 21 kişilik maç kadrosunda bu yaş grubunda 2 oyuncu bulunacak ama onları oynatıyor musunuz? Oynatmıyorsunuz, mecburiyet yok çünkü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Sancaklı.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) - Bir de bazen 21 kişilik kadroda 2 oyuncuyu yazıyorlar ya yedek kulübesine, bazen onlardan birini yazmıyorlar, başka bir oyuncu koymaları lazım, onun da para cezası var; e, böyle olursa olmaz. Gelin, o zaman bu uygulamayı Süper Lig'de koyalım, 2 tane oyuncu oynasın ilk 11'de, 2 oyuncu da kulübede, etti 4 oyuncu, bunların 4 de yedeği olacak, toplamda 8 oyuncu. Yani 20 takımlı ligde 160 oyuncu yapar, 160 oyuncu da PTT'de; 320 oyuncu yapar. Oynatın bakalım üç dört sene sonra kaç Türk oyuncu çıkıyor, bakalım bu kadar yabancı alıyor musunuz? Onun için, Sayın Bakanım, bu konuda sizden de biraz yardım istiyoruz.
Sayın Başkanım, daha birçok konu var ama vaktim yok, diğer arkadaşların da hakkını yemeyeyim. Yani işin neticesi şu: Eğer altyapıyı doğru kurmazsak, eğer biz bu altyapıya yönelmezsek Türk futbolunu zerre kadar ileri götüremeyiz; bunun çaresi, altyapı, altyapı, altyapı.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. (MHP, AK PARTİ, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)