GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:39
Tarih:19.12.2024

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bütçe görüşmeleri kayyum tartışmalarıyla başladı ve öylece bitiyor. 31 Mart seçimlerinde AKP, kurulduğundan bu yana ilk kez 2'nci parti oldu; Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in liderliğinde partimiz 1'inci parti oldu. (CHP sıralarından alkışlar) Ne olduysa 31 Mart seçimlerinden sonra AKP'nin kimyası bozuldu, fiziği bozuldu, biyolojisi bozuldu; en son, façası da bozulmuş oldu.

Değerli arkadaşlar, önce belediyelere valileri, kaymakamları kayyum olarak atıyorlardı; sonra baktılar ki bu yemiyor, bütün anketlerde belediyeden memnuniyet yüzde 60'lara çıkmış, partimiz hâlâ her şeye rağmen 1'inci parti; yeni bir operasyon şekli buldular; bunu da yaparsa AK PARTİ yapar. Ne yaptılar? Ekonomik kayyum operasyonu yapıldı, 31 Martta çarpıldılar. Şimdi ne diyor? "CHP'li belediyeleri silkeleyin." diyor. Belediyeleri silkeleyerek Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin halka olan hizmetini engellemeye çalışıyorlar. Buradan söyleyelim: Ne yaparsanız yapın, Cumhuriyet Halk Partili belediyeler halkına hizmet etmeye devam edecek. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, para lazım. Para lazım mı? Vallahi lazım. Niye? Çünkü çarçur ettiniz, şatafata ve israfa kullandınız. Bakın, bizim belediyeleri silkeleyeceğinize size daha iyi kaynaklar bulabilirim. Örneğin, yüzsüz Osman'ı silkeleyin; onda para çok, onda para çok. (CHP sıralarından alkışlar) Bulamazsanız başka adresler de bulabilirim.

Değerli arkadaşlar, bu ülkede, geldiğimiz noktada memleketin çivisi çıkmış. Türkiye'deki resmi her zaman bütçedeki rakamlara ya da istatistiklere bakarak anlayamazsınız. Bakın, Türkiye'nin bütçesinin nasıl olduğunu... En çok izlenen gündüz kuşağı programlarına bakın; ahlaksızlık var, dolandırıcılık var, katiller var, hırsız var, çocuk tecavüzü var, aldatma var, ihanet var, fuhuş var, kadına şiddet var, bahisçiler var. Ahlaki çöküntüyü ve yoksulluğu bu programlarda görebilirsiniz.

Değerli arkadaşlarım, bu programlarda sizin Bakanların görevini başkaları almış durumda. Adalet Bakanı kim? Müge Anlı; katilleri buluyor. İçişleri Bakanı kim? Esra Erol; kaybolanları buluyor. Aile Bakanı kim? Didem Arslan; çocuk tacizcilerini buluyor. Yani sizin yapamadığınız görevleri onlar yapıyor.

Değerli arkadaşlar, bu programlar ahlaki çöküntüyü açıkça gözler önüne sererken yoksulluğu da bu programlarda görmeniz mümkün. Bakın, bir örnek vereceğim, kulağımla duydum, inanamadım. Adam diyor ki: "Kaynanama tüp fırlatacaktım, tüp pahalı diye vazgeçtim." (CHP, DEM PARTİ, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından gülüşmeler) Yine, kulaklarımla duydum, ağzım açık kaldı, burası neresi dedim; bir adam çıkmış televizyona, Müge Anlı soruyor, o cevap veriyor -çok özür diliyorum hepinizden- diyor ki: "Benim karım beni satıyor." "Kaça satıyor?" diyor. "Turşuya, salçaya, bibere satıyor." diyor. Bakın, bu ülkenin gelmiş olduğu rezilliği ve ekonomik durumu görün. Bir kadın, kocası yeni elbise almadığı için komşusunun kocasına kaçıyor değerli arkadaşlar; ağlanacak hâlimize gülüyoruz. Toplumsal yozlaşmanın ahlaki boyutlarına bakın değerli arkadaşlar.

Değerli milletvekilleri, bakın, bu memlekette enflasyon düzelir iyi bir ekonomi yönetimi gelirse; işsizlik azalır namuslu insanlar gelirse ama bu memlekette ahlak yok olmuş durumda. En büyük problemimiz, tekrar ahlakı egemen kılmak, tekrar utanma duygusunu, arı, namusu bu memlekete kazandırmak. (CHP sıralarından alkışlar) Çalan çaldığından utanmıyor, yapan yaptığından utanmıyor; maalesef, sokakta gezmeye devam ediyor.

Değerli arkadaşlar, bakın, bir de ülkemiz dünyada maalesef en alt sıralarda. Avrupa ülkeleri vize vermiyor. Bizden otuz yıl geride olan Polonya bize vize vermiyor; Fransa, Almanya vize randevusu vermiyor. Değerli arkadaşlar, Papua Yeni Gine, Pakistan ve Angola demokrasi liginde bizim önümüzde. Bakın, elinde mızrak, önünde yaprakla gezenler bizim önümüzde değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Tekrar söylüyorum: Elinde mızrak, önünde yaprakla gezenlerin ülkesi bizim ülkemizden daha itibarlı durumda.

Kurumlarımız da çökmüş durumda. Bir Diyanet İşleri Başkanlığı var değerli arkadaşlar, hiçbir zaman siyasetin konusu olmamıştı. Bakın, kimler geldi, kimler geçti -Lütfi Doğanlar, Ali Bardakoğlular- ama bir Başkan geldi ki değerli arkadaşlar, ne diyor? Diyor ki: "Bana bir Auidi'yi çok gördüler." Bakın, burası Ali Baba'nın çiftliği değerli arkadaşlar, burası Ali Babanın çiftliği. Uzun yola Togg'la gitmiyor. Togg'u sordun ya Sayın Güneş, uzun yola onunla gitmiyor. Niye? Daha iyi arabalar var, uzun yola onlarla gidiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Menzili yetmiyordur.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Başkanım, hemen bitiriyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, öyle hocalar yetiştirmişler ki yahu, fetva vereceksen... Bakın, arkadaşlar, birkaç örnek vereceğim, utanarak söylüyorum: "Cennette 70 bin odalı köşkün olacak, her odada 70 bin çadır, her çadırda bir huri olacak, gücün hiç bitmeyecek. Cennette şarap akan ırmaklar, 150 katlı yat, her katında 150 bin huri sizi karşılayacak."

NAZIM ELMAS (Giresun) - Nerede yazıyor bu?

VELİ AĞBABA (Devamla) - Diyanet diyor ki: "Fiyatları tayin eden, darlık ve bollukları veren Allah'tır; fakirlik, Allah'a yakın olmaktır."

Sayın Yenişehirlioğlu, biraz da Allah'a siz yakın olun; hep fakir fukara yakın olmaz, biraz da siz yakın olun; biraz da AK PARTİ'liler olsun, biraz da Diyanet İşleri Başkanı olsun. Bakın, israfla, şatafatla ilgili fetva vermiyor; Diyanet İşleri Başkanı "Rüşvet haramdır, alan da veren de namussuzdur." demiyor, "Şatafat, israf hem dinimizde hem ahlakımızda haramdır." demiyor, emeksiz zengin olanlarla ilgili maalesef bir şey demiyor. Ne yapıyor? Kendi şatafatına devam ediyor, israf saçmaya devam ediyor. Bu nedenle bütçenize "hayır" diyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)