| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 19.12.2024 |
MHP GRUBU ADINA EKREM GÖKAY YÜKSEL (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerinde konuşma yapmak için Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve Batı Anadolu'daki 3 büyük fay hattıyla çevrili olup topraklarımızın neredeyse yüzde 70'i birinci ve ikinci dereceden deprem kuşağında yer almaktadır. Bu durum, Türkiye'nin deprem riski taşıyan bir ülke olduğu gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye'nin bir deprem ülkesi olması ve her an, her yerde hazırlıklı olunması gerçeğiyle birlikte bilim insanları tarafından beklenen Marmara ve İstanbul depremine yönelik olarak kentsel dönüşüm projelerine hız verilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yeterli alternatif yerleşim alanları ile sanayi ve ticari alanların oluşturulması ve toplumsal bilincin diri tutulması için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının önlem alması gerekmektedir. Ayrıca merkezî idarenin belirleyiciliğiyle hareket edilmesiyle kentsel dönüşümün daha hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanacaktır.
Kuvayımilliye şehri Balıkesir'imizin özelinde ise durum daha da dikkat çekicidir. Şehrimiz, hem Ege Bölgesi hem de Marmara Bölgesi'nde toprakları bulunan, her iki bölgenin de birinci derecede deprem kuşağında yer alan bir ilimizdir. Bu nedenle şehrimizi ve binalarımızı bir an önce depreme dayanıklı hâle getirmek zorundayız. Merkez Karesi, Altıeylül ilçelerimiz başta olmak üzere 20 ilçemizde eski ve riskli yapıların varlığı çözülmesi gereken en acil konuların başında gelmektedir. Şehrimizde şu ana kadar riskli yapı tespiti için 5 bin bina incelenmiş, bunların yaklaşık yüzde 20'sinin yıkım ve yenileme gerektirdiği tespit edilmiştir. Merkez ve ilçelerimiz dâhil olmak üzere toplamda 1.500 konut ve iş yerinin dönüşüm çalışmaları sürmektedir. Ancak, hâlâ yaklaşık 40 bin kişiyi doğrudan ilgilendiren 10 bin riskli yapının dönüşüm kapsamına alınması gerekmektedir. Özellikle, merkez Karesi ilçemiz Adnan Menderes Mahallesi'nde bulunan otuz yılı aşkın binaların kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi acil ve önemlidir. Bu dönüşüm sürecinde, mahallemizde özel sektör iş birliğiyle gerçekleştirilen projelerde hemşehrilerimizin hak kaybına uğramamaları en önemli öncelikler arasında yer almalıdır. Eski yapıların arsa payları hesaplanırken hem mevcut yapının hem de yeni projelerin değerleri dikkate alınmalıdır. Bu değerleme süreci bağımsız uzmanlar tarafından tarafsız bir şekilde yapılmalıdır. Mülk sahiplerine yalnızca arsa paylarına dayalı değil, aynı zamanda binadaki konumlarına, dairelerin büyüklüklerine ve diğer taleplerine göre daha adil bir hak dağılımı sağlanmalıdır. Vatandaşlarımızın hak kaybı yaşamaması, mevcut metrekarelerin korunması veya artırılması Adnan Menderes Mahallesi sakinlerimizin en öncelikli talebidir.
Ayvalık ilçemizde hem tarihî dokuyu korumaya odaklı hem de güvenli konutlar oluşturmaya yönelik projeler yürütülmeli, bu değerlerin zarar görmemesi büyük bir hassasiyetle ele alınmalıdır. Dönüşüm projelerinde uzman mimarların, şehir plancılarının ve tarihçilerin görüşlerine başvurulmalı ve her projeye de çevresel etki değerlendirmesi yapılmalıdır.
Bandırma ilçemizin sanayi ve ticaret merkezlerinden biri olması nedeniyle altyapı ve ticari alanlarda dönüşüm çalışmalarına öncelik verilmelidir.
Edremit ilçemizde ise deprem riskinin yüksek olması nedeniyle özellikle konut projelerinde güvenli yapılaşma hedeflenmelidir.
Gönen ve Burhaniye ilçelerimizde de kentsel dönüşüm projeleri başlatılmış olup plansız yapılaşmanın önüne geçilmesi için düzenlemeler yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, kentsel dönüşüm sürecinde hemşehrilerimiz bazı sorunlar yaşamaktadır. Bu kapsamda imar mevzuatındaki karmaşıklığın giderilmesi, imar yetkisinin vatandaşlarımızın mağduriyetine sebep olan keyfî uygulamalara ve haksız rant oluşturmasına yol açmaması gerekmektedir. Çeşitli kurumlar tarafından yürütülen plan ve imar yetkisindeki birlik sağlanarak farklı kent dokularının oluşmasının önüne geçilmelidir.
Bir diğer önemli husus ise finansal yetersizliklerdir. Kentsel dönüşüm sürecinde özellikle dar gelirli vatandaşlarımız maliyetler nedeniyle büyük zorluklar yaşamaktadır. Bu durum, sürecin yavaşlamasına hatta bazı yerlerde tamamen durmasına yol açabilmektedir. Bu sorunu çözmek için devletimizin sunduğu kira yardımları ve düşük faizli kredi imkânlarının kapsamı genişletilmelidir. Ayrıca, ekonomik durumu yetersiz olan aileler için daha fazla hibe desteği sağlanmalı ve kamu-özel iş birliği modelleriyle özel sektörün sürece katkısı da artırılmalıdır.
Hukuki ve bürokratik konular da kentsel dönüşümün önündeki önemli hususlardan biridir. Kat mülkiyeti sorunları, hissedarlar arasındaki anlaşmazlıklar ve bürokratik süreçlerin uzunluğu projelerin ilerlemesini zorlaştırmaktadır. Bu süreçleri kolaylaştırmak için yasal düzenlemeler yapılmalı, kat maliklerinin anlaşmazlıklarını çözmek üzere uzlaşma merkezleri kurulmalı ve yerel yönetimlerin dönüşüm projelerinde daha aktif bir rol alması sağlanmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Balıkesir'imizin hava kalitesi ölçüm sonuçları çevre politikalarımızın etkinliğini ve ilerleyen süreçlerde odaklanmamız gereken öncelikleri açık bir şekilde ortaya koymaktadır. 2023 yılı verilerine göre partikül madde bir önceki yıla oranla yüzde 5 oranında bir azalma gerçekleştirmiştir. Ancak insan sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkileri bulunan daha küçük partiküllerin seviyesinde yüzde 8,2 oranında artış kaydedilmiştir. Bu durum hava kirliliğiyle mücadelede atılan adımları güçlendirmek gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Hava kirliliğiyle mücadelede yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının çevre ve enerji sürekliliği açısından kritik olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. Ancak bu projelerin çevresel etkilerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve hem doğaya hem de vatandaşlarımıza zarar vermeden yürütülmesi önemlidir.
Merkez Halalca Mahallemizdeki biyogaz tesisinden kaynaklanan sorunlar çevresel katliam seviyesinde bir tehdit oluşturmaktadır. Tesisin atık işleme sürecinden yayılan yoğun kokular, Halalca Mahallemiz başta olmak üzere Yakupköy ve Ovaköy Mahallelerimizde de yaşayan vatandaşlarımızın yaşam kalitesini olumsuz etkilemekte ve mahalle yaşamının sürdürülebilirliği zorlaşmaktadır. Bunun yanında tesisin atıklarından kaynaklanan sızıntıların yer altı su kaynakları ve tarımsal alanlar için ciddi bir tehdit oluşturduğu, tarım ve hayvancılık faaliyetlerini tehlikeye soktuğu görülmektedir. Şu anda biyogaz tesisinin çevresel etkilerinin tarafsız uzmanlar tarafından değerlendirilmesi ve gerekirse faaliyetlerinin askıya alınması mahalle sakinlerimizin bir talebidir. Koku, su ve toprak kirliliğini önleyecek ileri teknoloji çevresel tedbirlerin uygulanması acilen yapılmalıdır. Aynı zamanda, mahalle sakinlerimizin karar alma süreçlerine dâhil edilmesi ve taleplerinin dikkate alınması da bu sürecin şeffaf ve duyarlı bir şekilde yürütülmesi için çok önemlidir.
Görüşmekte olduğumuz bütçenin ülkemize, milletimize, devletimize hayırlı sonuçlar getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)