GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:39
Tarih:19.12.2024

HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Meclisin en temel hak ve görevlerinden biri bütçe yapmaktır. Bütçe millet içindir. Milletin parasının nerelerde ve nasıl kullanılacağını milletin vekilleri karar altına almalıdır fakat tabii ki böyle bir şey mümkün değil, maalesef de olmuyor. Diğer tekliflerde olduğu gibi Meclisin yine bir noter gibi kullanılmak istenildiğine şahit oluyoruz.

Değerli milletvekilleri, iktidar 2023 yılı merkezî yönetim bütçesini yaklaşık 4,5 trilyon olarak öngörmüştü. İYİ Parti olarak bizler o zaman da bütçeye itiraz etmiş, bütçenin gerçekçi olmadığını söylemiştik. Daha 2023 yılının yarısına gelmeden bütçenin dörtte 1'i kadar daha ek bütçe teklifiyle geldiniz ve bu ek bütçe teklifini bir günde kabul ederek Meclisin bütçe hakkını gasbettiniz.

İktidarı eleştirdiğimiz noktalardan bir diğeri de kesin hesap kanunu teklifi ve Sayıştay raporları görüşmelerinden kaçıyor olmasıdır. Mali yönetimin hiç kuşkusuz en önemli aşaması kesin hesap kanun teklifidir. Meclisin denetim ve onama işlevi, kesin hesap görüşmelerinin yapılacağı ayrı bir komisyonda ancak merkezî yönetim bütçe sürecinden bağımsız bir dilimde daha etkin bir şekilde yerine getireceği rasyonel bir taleptir. Aksi takdirde, bütçe kaynaklarının nerelere dağıtıldığının ve hangi alanlarda kullanıldığının hesabını sizlere soramıyoruz. Örnek mi? Deprem nedeniyle ayrılan ek bütçeye dair yapılan harcamaların şeffaflıktan uzak yapıldığını ve kaynakların etkin bir şekilde kullanılmadığını gördük. 2023 yılı ek bütçe teklifinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı için ayrılan 33 milyar liranın 27 milyar lirası Karayolları Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiş. Acaba bu kaynağın ne kadarı gerçekten depremle mücadele için, ne kadarı altyapının iyileştirilmesi için kullanıldı, bilmiyoruz. Daha da ilginç olanı, yedek ödenek mekanizması devreye sokuldu, buradan yine Karayollarına başlangıç ödeneğinin tam da 3 katı kadarı yani 75 milyar lira aktarıldı. Bazı arkadaşlarımız da burada değinmişti, Sayıştay artık eski konumuna sahip değil çünkü Sayıştaya ait raporlar yasal olarak sonuç doğuracak belge olma niteliğini kaybetti. Sayıştayın önceki uygulamalarında bir kurumda bir usulsüzlük tespit edildiğinde kurumun yöneticileri soruşturma geçirirdi. Şimdi böyle mi? Bunu İzmir'den bir örnekle açıklayayım: AK PARTİ İzmir Milletvekili -dört dönem- AK PARTİ eski Genel Başkan Yardımcısı ve Dokuz Eylül Üniversitesi eski Rektörü Nükhet Hotar, Rektörlüğü döneminde kendisine bütçe yoluyla verilen kamu parasını nasıl harcadığı hakkında Sayıştaya bilgi vermemiş ve Sayıştayın denetim yapmasını engellemiştir. Üniversite banka hesaplarındaki uyumsuzluk, şube müdürleri ve öğretim üyelerinin usulsüz atamaları, işletme gelirlerinin giderlerini karşılayamaz olması ve kurumun borç batağına sürüklendiği Sayıştay denetçileri tarafından tespit edildi fakat eski Rektör Sayıştayın belge ve bilgi talebine tam 40 kez yanıt vermedi. Hukuk önünde hesap vermesi gerekirken Sayıştay denetiminden kaçan bir rektörün sonrasında büyükelçi olarak atanıp ödüllendirilmesi son derece utanç vericidir.

Bu vahim tablo karşısında, sizler artık Sayıştay başta olmak üzere kamu adına yürütmeyi denetleyen kurumlardan elinizi ayağınızı çekin diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)