Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Tümü münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 40 |
Tarih: | 20.12.2024 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Sizleri ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
Bütçe, devletin bir yıl içinde yapacağı harcamalar ile elde edeceği gelirleri gösteren ve Mecliste onaylanarak yürütme tarafından uygulanan belgedir. Bütçe, hukuki, ekonomik ve mali işlevlerinin yanı sıra siyasi bir fonksiyona da sahiptir. Bütçe, Meclisin yürütme üzerindeki siyasi denetim araçlarından biridir. 2025 yılı Bütçe Kanunu Teklifi kapsamında 41 genel bütçeli idare, 129 yükseköğretim kurumu, 46 özel bütçeli idare, 11 düzenleyici ve denetleyici idare olmak üzere toplam 227 kamu idaremizin bütçesi görüşülmüştür.
Bu vesileyle, bütçenin hazırlanmasında emeği geçen başta Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı olmak üzere Bakanlık ve kurumların çalışanlarına, yoğun bütçe sürecinde gece gündüz fedakârca çalışan Meclis idari teşkilatının tüm personeline ve basın mensuplarımıza teşekkür ediyoruz.
2025 yılı bütçesinde giderler 14 trilyon 731 milyar lira, gelirler 12 trilyon 800 milyar liradır. 1 trilyon 931 milyar liralık bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının yüzde 3,1 olacağı, bu oranın deprem harcamaları hariç yüzde 2,2 seviyesinde gerçekleşeceği öngörülmektedir. Deprem bölgesinin yeniden ihyası, imarı ve depremin etkilerinin ortadan kaldırılması için 2023 yılında 960 milyar lira, 2024 yılında 1 trilyon 28 milyar lira ödenek öngörülmüş, 2025 yılı için 584 milyar lira tutarında ödenek ayrılmıştır. Deprem yaralarının sarılması için bugüne kadar 75 milyar dolar harcama yapılmıştır. 2025 yılı bütçesinden en büyük pay 2,2 trilyon lirayla eğitime ayrılmaktadır. Sağlık hizmetlerine 1,1 trilyon lira ayrılmış, SGK sağlık harcamalarıyla bu tutar 2,4 trilyon liraya ulaşmaktadır. Tarıma 706 milyar lira, reel kesim desteklerine 561 milyar lira, savunma ve güvenlik sektörüne 1,6 trilyon lira, mahalli idarelere 1,3 trilyon lira ödenek tahsis edilmektedir. Sosyal yardım ve destekler için 651 milyar lira, ayrıca vatandaşlarımızın daha ucuz elektrik ve doğal gaz kullanabilmeleri için 472 milyar lira kaynak ayrılmaktadır. 2025 yılı bütçe giderlerinin yüzde 23,6'sı personel giderleri, yüzde 3'ü sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri, yüzde 39,5'u cari transferler, yüzde 6,9'u mal ve hizmet alımları, yüzde 7,5'i yatırımlar, yüzde 13,2'si faiz giderleri, yüzde 6,3'ü de diğer harcamalardır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak kamuda başlatılan tasarruf seferberliğini destekliyoruz. Mali disipline kararlılıkla devam edilmesini, harcamaların kontrol altında tutulmasını, kamu ihale ve sözleşme süreçlerinin iyileştirilerek rekabetin artırılmasını, kamu taşıt yönetiminde etkinlik ve verimliliğin dikkate alınmasını gerekli görüyoruz.
Sosyal güvenlik sisteminde de tedbirler alınmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Sistemin sürdürülebilirliği açısından önemli bir gösterge olan aktif-pasif oranı Eylül 2024 itibarıyla 1,65 seviyesindedir. Aktüeryal denge gözetilerek sosyal güvenlik sisteminin etkin bir yapıya kavuşturulması, bu kapsamda kayıt dışı istihdamın ve prime esas kazancın düşük bildirilmesinin önlenmesi gerekli görülmektedir. Ayrıca, SGK prim alacaklarının özenli, etkin ve tavizsiz bir şekilde takibi ve gecikmeksizin tahsili ile sağlık ödemeleri konusunda alınacak her tedbir sisteme önemli mali katkı sağlayacaktır. SGK'den daha fazla para almak için insan sağlığını hiçe sayanlarla, insanlıktan nasibini almamış vicdansızlarla, çetelerle amansız mücadele edilmesini, reçete ve fatura kontrollerinin sıkı ve etkin bir şekilde yapılmasını, yazılımlarda yapay zekâdan da yararlanılarak güçlü bir otokontrol sistemi oluşturulmasını gerekli görüyoruz.
2025 yılı bütçe gelirlerinin yüzde 87'sini vergi gelirleri oluşturmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi, vergiye uyumu kolaylaştıran, öngörülebilirliği artıran, yatırım ve üretimi destekleyen, herkesin mali gücüne göre vergi ödediği, adaletli bir vergi sisteminin oluşturulması görüşündedir. Ayrıca, teşvik ve destek uygulamalarından etkin olmayanların kaldırılması vergi gelirlerini artıracaktır. Ülkemizde toplam vergi gelirlerinin millî gelir içindeki payı yüzde 20,8 iken OECD ortalaması yüzde 34 düzeyindedir. Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin millî gelir içindeki payı ise ülkemizde yüzde 5,8 olup yüzde 12,3 düzeyindeki OECD ortalamasının yarısından bile düşük düzeydedir.
Ülkemizde vergi yükünün düşük olmasının vergilendirilmeyen kazançların varlığından ve kayıt dışılığın yaygınlığından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Kayıt dışı ekonomiyle kararlı mücadeleyi destekliyoruz. Bu doğrultuda, vergilendirilmeyen gelirlerden vergi alınmasına, özellikle de beyana tabi gelirleri ile harcamaları arasında uyumsuzluk olan mükelleflere yönelik etkin, yaygın ve yoğun denetimlerin tavizsiz sürdürülmesini gerekli görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, 2025 yılı bütçesi Türkiye Yüzyılı'nın 2'nci, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi döneminin 7'nci bütçesidir.
(Uğultular)
BAŞKAN - Sayın Kalaycı, müsaade eder misiniz.
Değerli arkadaşlar, salonda fevkalade ciddi bir uğultu var. Hatibin konuşmasını kolaylaştırmak için lütfen buna dikkat edelim, seslerimizi azaltalım.
Buyurun.
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) - Türkiye'miz çok şükür yönetim sistemi sorununu demokratik reform ve restorasyon hamleleriyle çözmüş, siyasi istikrar Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle taçlanmıştır. Böylesi mühim bir kazanım ülkemizin elini güçlendirmekle kalmamış, bölgesel ve küresel arenada manevra kabiliyetini, moral üstünlüğünü takviye etmiştir.
Türkiye, bölgesinde huzur ve istikrar adası gibi sivrilmiş yeni yönetim sistemiyle ekonomiden diplomasiye, savunma sanayisinden enerjiye, sağlıktan kültüre, terörle mücadeleden egemenlik çıkarlarımızı müdafaaya kadar her alanda göz doldurmuş, göğüs kabartmıştır.
Türkiye Yüzyılı vizyonuyla dış politikada ön alıcı, aktif ve yönlendirici bir aktör olan Türkiye, Libya, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Karabağ, Suriye'de birçok kritik meselede güçlü iradesiyle sahadaki dengeleri değiştirmiştir. Millî savunma sanayimizin başarıları ve yerli teknolojimizle desteklenen bu politikalar Türkiye'nin sadece diplomasi masasında değil, sahada da söz sahibi olmasını sağlamıştır.
Türk Devletleri Teşkilatının ciddi kazanımlar elde etmesinden ve yakaladığı ivmeden büyük memnuniyet duyuyoruz. Türk dünyası 2040 vizyonu hedefleri kademe kademe ve hızla gerçekleşmektedir. Avrasya coğrafyasının kalbinde yeni bir jeostratejik güç yükselmektedir. Türk Devletleri Teşkilatı dünya çapında huzur, güvenlik, istikrar, refah ve barış markası olmaya, karanlığın ortasından güneş gibi parlamaya başlamıştır. Dünyanın bugünkü vaziyeti oldukça vahimdir; kanlı çatışma sahneleri, insani felaketler birbirini kovalamaktadır; her yer karışık, her taraf kaos içindedir; uluslararası sistem iflas bayrağını çekmiş durumdadır. Küresel sistemin adil bir hâle gelebilmesi Türk dış politikasının öncelikleri arasında yer almaktadır. Türkiye, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluşların yeniden tanzimi hususunda görüşünü açıkça ifade etmekte, bu yönde etkili bir diplomasi yürütmektedir. Küresel ölçekte yaşanan olayların büyük çoğunluğu yakın coğrafyamızda cereyan etmekte, bu çatışma ve savaşların yol açtığı sorunlar komşu ülkelerle birlikte en çok bizi etkilemektedir.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş küresel bir mahiyet kazanmıştır. Orta Doğu’nun küresel çatışma haritasında kilit faktör olduğu bilinmektedir. İsrail'in Gazze'de ve Filistin'de yaptığı katliamlar insanlık adına utanç vericidir. Türkiye, terör devleti İsrail'in soykırıma varan katliamları karşısında sessiz kalmamış, dünyanın da vicdanı ve öncüsü olduğunu göstermiştir. Uluslararası Adalet Divanının kararı ve ceza mahkemesinin çıkardığı yakalama kararı adaletin tecellisi ve soykırım sorumlularının cezalandırılması için önemli bir adımdır. Suriye'de Baas rejiminin son bulmasıyla huzura ve güvenli ortama giden yolun kapıları açılmıştır. Suriye'nin istikrarı hem bölge hem de tüm dünya için son derece önemlidir. Fırsatçı İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını ve işgal girişimini şiddetle kınıyoruz. İsrail'e gerekli tepki gösterilmeli ve hukuk dışı faaliyetleri sona erdirilmelidir. Suriye'nin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygı ve riayet kuşkusuz esastır, Suriye toprakları Suriyelilerindir. Bu ülke demokrasi sınırları içinde anayasal sisteme geçmelidir. Böylelikle, ülkemizde geçici koruma altındaki Suriyelilerin gönüllü geri gidişlerinin sayısı daha da artacaktır. Suriye'nin veya Irak'ın güvenliği Türkiye'nin güvenliğidir. Güney sınırlarımız boyunca planı yapılan terör devleti başarılı operasyonlarla engellenmiştir; Irak Zap bölgesinde kilit kapatılmıştır. Terör örgütlerinin istikrarsızlıktan faydalanmasına asla izin verilmeyecektir. Terörü sınır ötesindeki mücavir topraklardan tümüyle söküp atmak her şart ve durumda görevimizdir. Terörün bitmesi millî ülküdür, bu ülkü doğrultusunda Cumhur İttifakı kararlılığıyla terör tümüyle bitecek, bölücülük tasfiye edilecektir. Esasen, kahraman güvenlik güçlerimizin yürüttüğü destansı mücadeleyle hiçbir terörist için emniyetli bir alan kalmamıştır. Terörle mücadeleyi kararlılıkla ve başarıyla yürüten güvenlik güçlerimiz, ayrıca düzensiz göç ve göçmen kaçakçılarına, organize suç örgütlerine, çetelere, kaçakçılara, kanun kaçaklarına, ahlak kaçkınlarına göz açtırmama azmindedir. Kahraman güvenlik güçlerimizle iftihar ediyoruz, Türk milleti her zaman desteğiyle, dualarıyla güvenlik güçlerimizin yanındadır; onlar varsa güvendeyiz, onların fedakârlıklarıyla huzur buluyoruz.
Değerli milletvekilleri, küresel ekonominin pandemi sonrası toparlanma süreci 2022 yılında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, ticaret kamplaşmaları, yoğunlaşan siyasi mücadeleler ve enflasyonist baskılarla sekteye uğramış, İsrail'in 2023 Ekim ayında başlattığı soykırıma dönüşen katliam, bölgemizdeki gerilim ve jeopolitik riskleri daha da artırmıştır. Dünya ekonomisi 2023 yılında yüzde 3,3 büyüme kaydederken, dünya ticaret hacmi sadece yüzde 0,8 düzeyinde artmıştır. Türkiye ekonomisi küresel düzeyde zayıf dış talep koşullarına ve şubat ayında yaşanan büyük deprem felaketine rağmen 2023 yılında yüzde 5,1 oranında, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke ortalamalarının üzerinde bir büyüme sağlamıştır. Büyüme on dört yıldır yıllık bazda pozitif seyretmektedir. Millî gelirimiz 2023 yılında ilk defa 1 trilyon doları aşarak 1 trilyon 130 milyar dolara ve kişi başına millî gelirimiz de 13.243 dolar düzeyine ulaşmıştır. 2023 yılında dünya ekonomileri arasında 2 sıra atlayan Türkiye 17'nci sıraya yükselmiştir. Türkiye'nin küresel mal ihracatından aldığı pay 2023 yılında yüzde 1,08'e, hizmet ihracatından aldığı pay yüzde 1,3'e yükselmiş ve tarihî en yüksek seviyesine ulaşmıştır. 2024 yılı dokuz aylık döneminde yüzde 3,2 büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi, son on yedi çeyrektir aralıksız büyümektedir. İkinci ve üçüncü çeyrekte ekonomide görülen yavaşlamanın geçici olduğu kanaatindeyiz. İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi eşik değerin altındaki seyrini sürdürse de kasımda 48,3'le son altı ayın en yüksek değerini alarak sektörün faaliyetlerindeki yavaşlamanın hız kestiğine işaret etmiştir. Reel sektöre ilişkin kasım ayı güven endeksleri de genel olarak olumlu sinyaller vermiştir. Ülkemizde 2023 yılı Mayıs ayında politika değişikliğine gidilerek fiyat istikrarını sağlamak için sıkı para politikası uygulamasına geçilmiştir. Ekonomi programı kararlı bir şekilde uygulanmakta, makrofinansal göstergeler belirgin bir şekilde iyileşmektedir. Ülkemizin risk primi son dört yılın en düşük seviyesine gerilemiştir. Türkiye bu yıl üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu iki kademe artırılan tek ülkedir. Dış borçlanma maliyetlerinde önemli iyileşme sağlanmıştır. Merkez Bankası rezervleri rekor seviyeye yükselmiştir. Kasım ayı itibarıyla ihracatımız on iki aylık kümülatif verilere göre yüzde 2,3 artmış, ithalatımız ise yüzde 6,8 azalmıştır. Dış ticaret açığı da yüzde 27,9 oranında azalmıştır. Cari işlemler hesabı beş aydır fazla vermektedir. Cari açık on iki aylık kümülatif verilere göre yüzde 83,3 oranında azalarak 7,7 milyar dolar düzeyine inmiştir. Uluslararası Finans Enstitüsü raporlarına göre, Türkiye, kamu borçluluğu, reel sektör borçluluğu ve hane halkı borçluluğunda en az borçlu ülkeler arasındadır, ayrıca borçluluk oranları düşmektedir. Türkiye en düşük kamu borcuna sahip 6'ncı ülkedir. Türkiye'nin AB tanımlı genel yönetim borçluluk oranı 2024 yılı ikinci çeyrekte yüzde 26,1'e kadar gerilemiştir. Bu oran AB üyesi ülkelerde ortalama yüzde 81,5 düzeyindedir. İşsizlik oranı on sekiz aydır tek haneli gerçekleşmektedir. Genç işsizlik oranı son on yılın en düşük seviyesinde seyretmektedir. Gerek iş gücüne katılım oranı gerekse istihdam oranı tarihin en yüksek seviyelerine çıkmıştır. İstihdam, pandeminin ve Şubat 2023 depremlerinin olumsuz etkilerine rağmen son beş yılda 4 milyon 926 bin kişi artmış ve yıllık ortalama istihdam artışı 985 bin kişi düzeyindedir. Kim ne derse desin, zorlu koşullara rağmen istihdam artışında sağlanan bu başarıyı asla gölgeleyemezler. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının 2023-2024 raporuna göre, Türkiye dört yıldır en yüksek kategori olan çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer almıştır. Dünya Bankasına göre üst-orta gelirli ülkeler arasında yer alan Türkiye, yüksek gelirli ülkeler ligine geçişin eşiğindedir. Dünya Bankasının önceki ay açıkladığı Yoksulluk, Refah ve Gezegen Raporu'na göre, dünyanın yüzde 8,5'i aşırı yoksulluk içerisinde iken Türkiye için aşırı yoksulluk söz konusu değildir. Aynı rapora göre, günde 6,85 dolardan daha düşük bir gelirle yaşayanlar dünya nüfusunun yüzde 44'ü iken ülkemizde her geçen yıl azalan bu oranın 2024 yılında yüzde 6,3'e düşmesi beklenmektedir. Milletimize sürekli kötümserlik aşılayanlardan bunları duyamazsınız; tok gezip açlık edebiyatı yapanlar bunları görmezler. Her ülkede olduğu gibi ülkemizde de göreli yoksulluk vardır. Ülkemizde göreli yoksulluk oranı 2020 yılında yüzde 21,9'a çıkmış, daha sonra düşerek, 2023 yılında yüzde 21,3'e inmiştir. Gini katsayısı 2022 ve 2023 yıllarında gelir dağılımında bozulmaya işaret etmekle birlikte, bu yıl ve özellikle 2025 yılında iyiye doğru gitmesi beklenmektedir. Yüksek enflasyon nedeniyle bozulan gelir dağılımı fiyat istikrarıyla düzeltilecektir. 2024 Mayıs ayında yüzde 75,45 seviyesine kadar çıkan yıllık enflasyon, kasım ayı itibarıyla yüzde 47,09 düzeyine inmiştir. Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesini, vatandaşlarımızın mağduriyetine yol açan kontrolsüz fiyat artışlarının önüne geçmek amacıyla piyasa denetimini etkin hâle getirecek ilave yapılar ve kurumlar ile insan gücü ve teknolojik kapasitenin geliştirilmesini öneriyoruz. Cumhur İttifakı, hayat pahalılığını mutlaka bitirecek, enflasyonu kalıcı olarak düşürecektir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, sanayi üretiminde haziranda başlayan yıllık gerileme ekimde de devam etmiştir. Makine ve teçhizat yatırımları ikinci ve üçüncü çeyrekte daralmıştır. Yatırımların önünü açmak ve sanayi üretimini artırabilmek için tedbirler alınması ihtiyacı bulunmaktadır. KOBİ kredi koşullarının iyileştirilmesi, finansmana erişim için uygun şartlarda kredi sağlanması, verimliliği artırıcı ve maliyetleri düşürücü teşviklerin devreye girmesi, ihracatı destekleyici politikalara daha fazla öncelik verilmesi gerekli görülmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi ekonomide bağımsızlığı, yerli ve millî üretimi artırmayı, dış bağımlılığı azaltmayı öngörmektedir. Ekonomi güvenliğini millî güvenliğimizin bir unsuru olarak değerlendirmekteyiz. Dijital ve yeşil dönüşümü sağlıklı bir şekilde gerçekleştiren, uluslararası rekabet gücüne sahip bir sanayinin hızla oluşturulması görüşündeyiz. Ülkemizin yatırım alanında cazibe merkezi hâline getirilmesi için yapılan çalışmaları ve başlatılan yatırım seferberliğini destekliyoruz.
Bu yıl açıklanan ve Türkiye’nin yüksek teknoloji üretiminde küresel bir merkez olmasını hedefleyen Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’na (HIT-30) ve 1 milyar lira üzeri yatırım projelerini kapsayan yüksek teknoloji yatırımlarını hızlandıracak olan Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı’na (YTAK) çok önem veriyoruz.
Türk milletinin refah ve istikrar içerisinde yaşaması için başlatılmış en hayati girişimlerden olan millî teknoloji ve teknoloji odaklı sanayi hamleleriyle Türkiye, bugün ileri teknolojileri kendi imkân ve kabiliyetleriyle geliştirip üretebilen bir noktaya ulaşmıştır. Yerli ve millî olarak geliştirilen ilk otomobilimiz Togg üretilmiş, yerli ve millî ilk haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A uzay yolculuğuna başlamıştır. Yerlilik ve millîlik oranı yüzde 80’i aşan Türk savunma sanayisi, Türkiye’nin küresel güç vizyonu doğrultusunda inşa edilmektedir; KAAN, HÜRJET, GÖKBEY, ATAK, KIZILELMA, Akıncı, AKSUNGUR, TCG ANADOLU gibi tüm havacılık, uzay ve savunma sanayi ürünlerimiz milletimizin göğsünü kabartmaktadır. 2023 yılında 5,5 milyar dolar olan savunma sanayi ihracatında bu yıl 7 milyar dolar beklenmektedir. Türkiye, ilk kez AB ve NATO üyesi bir ülkeye askerî gemi ihracatına imza atmıştır. Türkiye, millî enerji atılımıyla kurulu enerji gücünde 115 bin megavata ulaşmıştır. Kurulu gücümüzün yerlilik oranı yüzde 70, yenilenebilir enerji oranı ise yüzde 60 seviyesindedir. 2025 yılında Türkiye'nin yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa'da ilk 3'e, dünyada ise ilk 9 ülke arasına girmesi hedeflenmektedir. Enerjide bütün yollar Türkiye'ye çıkmaktadır. Ülkemizin uluslararası enerji piyasasının belirleyici aktörlerinden biri olacağı günler çok uzak değildir. Millî teknoloji ve millî enerji atılımıyla gerçekleştirdiğimiz yerli ve millî üretimlerden ve keşfettiğimiz doğal gaz, petrol ve kıymetli madenlerden sağlanan kaynaklar makroekonomik istikrara ve sürdürülebilir yüksek büyümeye ve elbette milletimizin refahına yansıyacaktır.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi ekonominin ve toplumsal yapının temelini oluşturan esnaf ve sanatkâr kesiminin güçlendirilerek faaliyetlerine dinamizm kazandırılması görüşündedir. Esnafı korumak ve rekabet gücünü artırmak için AVM ve zincir marketlere yönelik tedbirler alınmasını ve Perakende Ticaret ile Hal Kanunu'nda hem üreticiyi hem tüketiciyi koruyan düzenlemelerin yapılmasını gerekli görüyoruz. Tarım ürünlerinin çeşitlendirilmesine, verim ve kalitenin artırılmasına, yerinde işlenerek katma değer elde edilmesine, istihdam sağlanmasına ve marka olarak pazarlanmasına dayalı temel tarımsal yapılanmanın oluşturulması görüşündeyiz. Yatırım ve teknolojiyi kırsal alanlara yöneltmek üzere katılımcı, kapsayıcı kalkınmayı destekleyecek tarım-sanayi entegrasyonunun sağlandığı kırsal cazibe birimleri olan tarım kentleri kurulmasını öneriyoruz.
Tarıma dört elle sarılmış, tarımda sanayileşmiş ve tarım ürünleri ihraç eden ülkelerin gelecekte söz sahibi olacağının asla unutulmaması gerekmektedir. Yüksek girdi maliyetleri altında üretimini fedakârca sürdüren çiftçimizin ürettiği ürünlerden elde ettiği geliri artıracak ve daha fazla üretmesini sağlayacak köklü tedbirleri uygulamaya koymamız lazımdır. Hayvancılıkta da üretimin ve verimin artırılması, ithalatın önlenmesi gerekmektedir. İki yıldır tarım sektöründe devrim niteliğinde kararlar alınmakta, çığır açacak çalışmalar yürütülmektedir. Mülkiyet sorunu bulunan parselleri işleyen çiftçilerin desteklerden yararlanabilmesi sağlanmış, sözleşmeli üretimde uyuşmazlıkların çözümünü kolaylaştıracak mekanizma uygulamaya konulmuştur. Boş bırakılan tarım arazilerinin tarımsal üretime kazandırılması ve en önemlisi de üretim planlaması ve yeni destekleme modeliyle ilgili düzenlemeler tarım sektörü için çok önemli gelişmeler olmuştur. Ülkemizde ilk defa tarımsal üretim planlamasının yasal zemini oluşturulmuştur. Tarımsal desteklerin planlı üretime uygun olarak verilmesi ve destekleme politikasının uzun dönemli bir çerçevede oluşturulmasına yönelik önemli bir adım atılmıştır. ÇKS'ye kayıtlı tüm çiftçilerin yararlanacağı temel destekle mazot giderinin yarısının ve gübre giderinin yüzde 25'inin karşılanması öngörülmektedir. Temel destekle birlikte planlı üretim desteği, ilgili üründe mazot giderinin tamamının, gübre giderinin yarısının desteklenmesini hedeflemektedir. Su kısıdının olduğu 52 ilçede ise üretim planlamasına uygun ekim yapanların mazot ve gübre giderinin tamamı desteklenecektir. Ülke tarımının geleceği açısından bu sürece millî su planının da dâhil edilmesi gerektiği görüşündeyiz. Orta Anadolu'nun sulama suyu ihtiyacının karşılanması için havza dışı su transferi yapılması gerekmektedir. Sıklıkla oluşan obruklarla alarm veren Konya Ovası'na dış havzalardan su getirmek mecburiyetindeyiz. Çok uzaklardan petrol, gaz gelebiliyorsa elbet su da gelebilir ve de gelmelidir.
Değerli milletvekilleri, 2025 yılına dair asgari ücret ile emeklilerin ve kamu çalışanlarının aylıklarına yapılacak artışlar merakla beklenmektedir. Net asgari ücret 2023 yılında yüzde 107,3; 2024 yılında yüzde 49,1 oranında artırılmıştır. Asgari ücret tarihî bir reformla 2022 yılından itibaren vergi dışı bırakılmış ve tüm çalışanların asgari ücret kadar gelirine vergi istisnası getirilmiştir. Net asgari ücret ilk defa 2019 yılı Ocak ayında açlık sınırının üzerine çıkmıştır. Müteakip beş yılın dördünde de bu durum sürdürülmüştür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2025 yılına dair net asgari ücretin de açlık sınırının üzerinde belirleneceğine ve çalışanların geçim şartlarının göz önünde bulundurulacağına inanıyoruz. Kamu çalışanlarının aylıkları 2023 yılında ortalama yüzde 129, 2024 yılında yüzde 78,1 düzeyinde artırılmıştır. SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıkları ise 2023 yılında yüzde 62,5 oranında artırılmış, ayrıca tüm emeklilere dosya bazında 5.000 lira ödeme yapılmıştır. 2024 yılında emekli aylıkları yüzde 86,16 oranında artırılmıştır. Emeklilerin ve kamu çalışanlarının aylıklarındaki artışa 2023 yılında ve 2024 yılı Ocak ayında refah payı eklenmiştir. 2023 yılında yüzde 114,3 oranında artırılan en düşük emekli aylığı, 2024 yılında yüzde 66,7 artışla 12.500 liraya yükseltilmiştir. Tüm emeklilere ödenen bayram ikramiyeleri de 2023 yılında 1.100 liradan 2.000 liraya, 2024 yılında da 3.000 liraya çıkarılmıştır. 2025 yılında kamu çalışanlarının aylıklarının ilk altı ayda yüzde 6, ikinci altı ayda yüzde 5 ve bu oranlara enflasyon farkı eklenmek suretiyle artırılması mevcut toplu sözleşmede öngörülmektedir. Memur emeklilerinin aylıkları da aynı oranda artmaktadır. SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarının ise 5510 sayılı Kanun'da her yılın ocak ve temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere bir önceki altı aylık TÜFE değişim oranı kadar artırılarak belirlenmesi öngörülmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi emeklilerin ve kamu çalışanlarının aylıklarına ocak ayında yapılacak artışta bütçe imkânları çerçevesinde ilave refah payı verilmesinin uygun olacağı görüşündedir. Ayrıca, emekli aylıkları arasında oluşan eşitsizliklerin giderilmesini gerekli görüyoruz. Bununla birlikte önümüzdeki süreçte esnafın ve çiftçilerin BAĞ-KUR prim gün sayısının 7200'e düşürülmesi, birinci dereceye gelen memurlara 3600 ek gösterge verilmesi, ev kadınlarına prim desteğiyle birlikte emeklilik hakkı tanınması yönündeki düzenlemelerin yapılacağına da inanıyoruz. Cumhur İttifakı verdiği sözleri mutlaka yerine getirecektir.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi hür birey, müreffeh toplum ve güçlü devletin inşasını, daha insani ve adil bir dünyanın gerçekleştirilmesini tasavvur etmekte, ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve millî bütünleşmeyi esas alan kapsamlı bir kalkınma stratejisiyle geleceği şekillendirmeyi öngörmektedir. Ülkemizin daha güçlü bir ekonomik yapıya kavuştuğu, toplumsal dokusunu sağlamlaştırdığı, kardeşlik ve dayanışma kültürünü pekiştirerek imkân ve kabiliyetlerini büyük Türkiye hedefi doğrultusunda seferber ettiği takdirde küresel bir güç hâline geleceğine inanıyoruz. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin güçlü yönetim yapısıyla, çok yönlü, insani, dengeli ve etkin dış politika anlayışıyla millî birlik ve dayanışma ruhu içinde lider ülke Türkiye'ye doğru kutlu yürüyüşünü kararlılıkla sürdürmektedir. Çok şükür, Türkiye Kızılelma'nın istikametindedir. Bizim yolumuz bir ve birlikte hilale doğrudur. Hilal, birliğimizin ve dirliğimizin sembolüdür. Devir Türk devri, zaman Türkiye Yüzyılı zamanıdır. Türk ve Türkiye Yüzyılı, sosyal, ekonomik, hukuki ve siyasal reformlarla pekişecektir. Bu yüzyılda özlemini duyduğumuz Türk mucizesi gerçekleşecek, Türk-İslam medeniyetinin timsali Türkiye Cumhuriyeti devleti olacaktır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, istiklalimizin, güvenliğimizin, millî birlik ve dayanışma kararlılığımızın hem güvencesi hem de güç kaynağıdır. Cumhur İttifakı, kutlu bir diriliş ve yükseliş seferberliğindedir. Bizim ittifakımız ve davamız huzurdur, gelişmedir, büyümedir, kardeşliktir, kaynaşmadır, Türk milletinin ta kendisidir. Lider ülke Türkiye'ye inşallah hep birlikte ulaşacağız.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak "kabul" oyu vereceğimiz 2023 yılı kesin hesabı ile 2025 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, sizlere ve aziz Türk milletine saygılarımı sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)