| Konu: | CHP GRUBUNUN, ADANA MİLLETVEKİLİ TURGAY DEVELİ VE 20 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN TBMM ÇALIŞMALARININ MECLİS TV'DE ON İKİ SAAT İLE SINIRLANDIRILMASININ ARAŞTIRILARAK ÇALIŞMALARIN TÜMÜNÜN MECLİS TV'DE İZLENMESİNİN SAĞLANMASI AMACIYLA 1/4/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 24 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 24.04.2013 |
OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yine, sözlerimin başında, özellikle Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisini, maalesef terörün kanlı yüzünü görmeyen ikiyüzlü anlayışından dolayı kınıyorum. Özellikle, terör örgütünü, bebeleri öldüren, insanları, Serapları yakanları aktivist olarak değerlendiren kör bir bakış açısının aslında insanlığa bir medeniyet getiremeyeceğini de huzurlarınızda ifade etmek istiyorum.
Öte yandan, Çin'in Uygur Bölgesi'nde, maalesef, yine Çin özel kuvvetlerinin bir Uygur evine yaptığı saldırı neticesinde 10 Uygurlunun ölmesi? Gerçekten, orada, yine, maalesef, Uygurlara yönelik baskılar, tehditler ve şantajlar var. Ben huzurlarınızda Doğu Türkistan'da, Uygur Bölgesi'nde bu saldırılar neticesinde hayatını kaybeden Uygurlara Allah'tan rahmet diliyorum.
Evet, Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği, Meclis çalışmalarının Meclis Televizyonundan verilmesi? Aslında, doğrusu hayretler içindeyim. Neden? Parlamentonun faaliyetleri yansıtılsın isteniyor; bu Parlamentoda görev yapan bir milletvekili ya da bir parti Meclis faaliyetlerinin yansıtılmamasının doğru olduğunu ifade ediyor. Böyle bir anlayış olabilir mi ya? Yani böyle bir taassup anlayışı içerisinde bakılırsa, o zaman bu Parlamentonun faaliyetleri hakkında bilgi edinmek isteyen AKP'ye oy vermiş insanların hakkını, hukukunu bile korumayan bir anlayışın, burada kalkıp Meclis TV yayınlarının kısıtlanmasının doğru olduğunu ifade edecek kadar şeffaflıktan, hesap verebilmeden, toplumun bilgi alma özgürlüğünden bihaber bir anlayışın Türkiye'yi, demokrasisini ileriye götürebileceğini düşünmek gerçekten mümkün değil. Yani burada sizin sözünüzü de bizim sözümüzü de millet izlesin, dinlesin, karar versin, Meclis faaliyetleri hakkında, Parlamentolarının faaliyetleri hakkında vatandaşlar bilgi sahibi olsun. Burada onların haklarını, hukuklarını konuşuyoruz, geliniyor burada, "Efendim, gerek yok." anlayışıyla Parlamentonun faaliyetlerini topluma kapatmanın ve karartmanın meşruiyeti oluşturuluyor. Yani, böyle bir şey kabul edilemez. Şurası, dinleyici locaları vatandaşlara açık ise, günümüzde teknolojiyi kullanarak bütün vatandaşlara Parlamentonun çalışmalarının kapatılmasını istemek ancak kara bir düşüncenin eseri olabilir, kapalı bir düşüncenin eseri olabilir. Bu anlayışın düşünce ve ifade özgürlüğünden bihaber, basın özgürlüğünden bihaber olduğunu gerçekten ifade etmemiz gerekiyor.
Şimdi, biraz önce Meclis TV'de konuşulanlar veriliyor. Burada kim ne kadar konuşuyorsa o kadar? Sizin sözünüz yoksa, sadece parmaklarınız konuşuyorsa ne yapalım yani? Yani, Parlamento faaliyetlerinde Milliyetçi Hareket Partisinin önergesi var, sizin yok, Milliyetçi Hareket Partisinin sözü var, sizin yoksa ne yapalım, biz de mi susalım, bizi de mi susturacaksınız? "Biz konuşmuyoruz, ey muhalefet, siz de konuşmayın." mı demek istiyorsunuz? Aslında, bugün tartıştığımız konu, Meclis Televizyonunun üç saatlik, salı, çarşamba, perşembe günleri yaptığı yayınların ötesinde, bir haktır. Vatandaş bilmek istiyor, vatandaş görmek istiyor milletvekilini; ne konuştuğunu, hangi önergeyi verdiğini, gelip gitmediğini görmek istiyor.
Bakın, 2008 yılında Fatoş Gürkan, AKP Milletvekili ne diyor? "22 Temmuz seçimlerinden bir ay kadar sonra, Genel Kurul çalışmaları sırasında, Genel Kuruldan çıktığım sırada kapıda telefonum çaldı, vatandaşımız nerede olduğumu sordu. Ben de `Genel Kuruldayım.' dedim. `Evet, Genel Kuruldasınız ama çıktığınızı görüyorum. Hayırdır, bir şey mi oldu?' dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Televizyonu gerçekten önemli. Her partinin grup toplantılarını, komisyon toplantılarını, Meclis programlarını objektif olarak yayınlayan bir kanaldır." 2008'de yayınlayan kanal bugün niye yayınlamıyor, niye görmüyor, niye göstermiyorsunuz? İşte bu, aslında, milletin egemenliğini alarak kullanan iradenin, milletin üzerinde nasıl bir baskı, tehdit, şantaj, kararma amacıyla gücünü kullandığını göstermesi bakımından önemli.
Evet, bizim arzumuz, gücün medeniyeti değildir, medeniyetin gücünü ortaya koymaktır. Maalesef, bugün, çoğunluk iradesiyle gücü eline alanın oluşturduğu bu medeniyet anlayışında, Parlamento faaliyetleri hakkında, vatandaşların, saat yediden sonra burada bir önerge verirsek bilme hakkı yoktur, görme hakkı yoktur. Yani altıda dinleyenin var da yediden sonra çalışan Parlamentoyu, parlamenteri görme hakkı niye yok? Böyle bir mantıksızlık olur mu yani? Böyle bir anlamsızlık olur mu?
İşte, bugün geldiğimiz bu noktada, aslında, bu, doğrudan doğruya yürütmenin baskısıyla oluşturulmuştur. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan TBMM TV hakkında diyor ki: "Tamamen şov manzarası arz ediyor. İşin aslı budur. Kimsenin sesi kısılmıyor. TRT, diğer televizyonlar gibi, haber bülteninde bunları oralardan çekip kullanabilecek." Nerede? Sabahtan akşama kadar Recep Tayyip Erdoğan dizisi izlemekten millet bıktı; geldiğimiz bu noktada televizyonlara bakın, yayınlara bakın. El insaf ya! Bugün sadece, Parlamentoda yaptığımız yasama görevlerinden vatandaş haberdar olsun, ne konuşuyor benim milletvekilim, orada mı değil mi diye denetlesin istiyoruz. Bu bakımdan, Meclis Televizyonunun yayınları, kamu düşüncesinin oluştuğu ve kamu düşüncesinin şekillendiği Parlamento faaliyetleri hakkında vatandaşların doğrudan bilgi sahibi olmasını, aynı zamanda aktif bir şekilde bu sürece katılmasını sağlıyor. Hesap verebilme, şeffaf olabilme, vatandaşın hakkını, hukukunu koruması, milletvekilleri üzerinden, açıkçası, kendi hakkının, hukukunun korunmasını istemesi tamamen Parlamento faaliyetlerinin vatandaşa açılmasından geçmektedir. O bakımdan, böyle bir süreç içerisinde bakıldığında, bu ucube?
Değerli arkadaşlarım, bütün ülkelerde genel kurul çalışmalarının tamamı, -Bulgaristan haricinde- canlı veriliyor, evet. Çoğu ülkelerde bu çalışmalar tekrar banttan veriliyor. Çoğu ülkelerde parlamento, çalışmalarıyla ilgili haber ve yorumlarla yirmi dört saat yayın yapabiliyor. Ne istiyoruz biliyor musunuz? Biz milletin temsilcisiyiz. Milletin temsilcisi olarak burada bulunuyorsak, bir söz söylüyorsak, bir önerge veriliyorsa millet bundan haberdar olsun. Bundan haberdar olmamasını isteyenler, ancak ve ancak, milletten korkanlardır. Denetim yapılmalı, şeffaf olabilmeli.
O bakımdan, bugün geldiğimiz bu noktada, gerçekten Parlamento faaliyetlerinin verilmesinin kısıtlanması, doğrudan doğruya vatandaşın bilgi sahibi olmasını engellemektir. Hani biz bilgili toplum oluşturacaktık? Hani biz bilgili toplum olarak rekabet gücü yüksek bir Türkiye oluşturacaktık? Parlamentoda hakkı savunulan çiftçi, esnaf, işsiz eğer bu hakkını kimlerin savunduğunu, hangi önergelerin getirildiğini bilmiyorsa, parlamenterin ne yaptığını bilmiyorsa, bu parlamenterlerin kendisine karşı sorumlu olmasını temin edemiyorsa parlamenter demokrasiyi yaşatmamız mümkün değil.
O bakımdan, evet, Parlamento faaliyetleri bir kanal tarafından, doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine tahsis edilmiş bir kanal tarafından canlı yayınlanmalıdır, komisyon toplantıları yayınlanmalıdır. Türkiye'nin önemli meseleleri ve kanunları Meclis TV'deki bu kanal tarafından tartışmalarla millete iletilmelidir; yetmedi, komisyon çalışmaları verilmelidir; yetmedi, medyanın tamamının Parlamento faaliyetlerine katılması, bilgi sahibi olması temin edilmelidir. Milletin nabzı burada atıyorsa milletin bu nabzın kendi isteğine göre atıp atmadığını öğrenme hakkı vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla) - Bu bakımdan, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu önerinin sadece bir parti önerisi olarak ele alınmaması gerektiğini, her bir parlamenterin ve her partinin yaptığı faaliyetler karşısında sorumlu olduğunu milletine karşı, sorumluluğunu göstermesi açısından da bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. O bakımdan, Parlamento yayınlarının, Parlamentonun bu çalışmalarının yayınlanması konusunda belli bir esası sağlamak üzere bir araştırma komisyonu kurularak bu konuyu Parlamentonun ele alması ve kendisini halkına karşı sorumlu göstermesi gerekmektedir.
Saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)