GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/2137) esas numaralı Öğretmen Kadrosu İhdası ile Atanmalarına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/86) münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:41
Tarih:24.12.2024

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Zengin'i duyuyorum. Şunu ifade etmeliyim ki: 3 dönem milletvekilliği görevi yaptım, ilk defa madde 37'ye göre söz aldım, konuşacağım.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Peki, alkışlıyorum ben de.

MURAT EMİR (Devamla) - Bu fırsatı da bana verdiği için grubuma teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, çok önemli bir kanayan yaramız var, çok acil bir sorun, o da ücretli öğretmenler. Ücretli öğretmenlerimiz yaklaşık yirmi beş gün oldu, ücretlerini alamıyorlar. Zaten güvencesiz çalışıyorlar, zaten kadrosuz çalışıyorlar. Öğretmenler, öğretmenlik yapıyorlar, sınıfa giriyorlar, gereğini yapıyorlar, formasyonları da var ama kadroları olmadığı için "Sen ücretli öğretmensin." deniyor ve hakları yeniyor. En çok çalışan yani her ek derse giren ücretli öğretmenin aldığı maaş 19.300 lira yani bu, tam açlık sınırının altında, hiçbir öğretmene yakışmayacak bir maaş ama bunu dahi ödemediler, ödemediniz; bu olacak iş değil. "Ödenekler gönderildi." dendi, bu sabah ben kontrol ettim, birçok yerde hâlâ ödenmedi. Bu kadar bekletilmiş olması bile son derece üzücü ama gerçekten de biz bunu maaş alamadıkları her dakika gündeme getireceğiz çünkü 19 bin lirayla geçinen bir kişinin, hele bir öğretmenimizin maaşına ulaşamaması, maaşının ödenmemesi gerçekten şu dar günlerde son derece üzüntü verici.

Değerli arkadaşlar, yasa teklifimizde "100 bin öğretmeni alın." diyoruz, 100 bin öğretmen. Niye? Çünkü ülkemizde öğretmen açığı var. Zaten bu nedenle ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, birçok öğretmen kadrosu var. Öğretmen açığımız var, sınıflarımızda yeteri kadar öğretmenimiz yok ama almadınız. Sadece bu yıl 23 bin küsur öğretmenimiz emekli oldu. Hani tasarruf genelgesi yayımlamıştınız ya, onun kadar bile atama yapmadınız. "Yıl başında 20 bin öğretmen alacağız." dediniz, mayısta kadroları açtınız, "Mülakat yapmayacağız." demiştiniz, yine mülakat yaptınız, sözünüzü yediniz ve şimdi hâlâ bu 20 bin öğretmenin dahi atanması mümkün olmadı.

Hatırlayın, 68 bin öğretmen ihtiyacı varken, 68 bin öğretmen atanamıyorken, zamanın Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı, zamanın AKP Genel Başkanı, şimdinin Cumhurbaşkanı "Madem almayacaktın, bunları niye okuttun?" diye meydanlarda nutuk atıyordu. Şimdi 1 milyon öğretmen atanma bekliyor, 1 milyon öğretmen sınıflarına, öğrencilerine kavuşmayı bekliyor ve onları binbir umutla, binbir emekle, binbir eziyetle büyüten, okutan aileleri de bu atamayı bekliyorlar. Bu sese daha fazla kulağınızı tıkamayın değerli arkadaşlar.

Bakın, elimde bir bordro var; bir öğretmen mesleğe başlıyor, ikinci yılında 39 bin lira maaş alıyor. İşte, Türkiye'nin gerçeği bu, öğretmenimize layık görülen ücret bu; öğretmen 39 bin lira maaş alıyor, bu da maaş bordrosu. Yirmi beş yıl çalışan öğretmenin aldığı para 44 bin lira.

Öğretmenlerimizin sorunlarının mutlaka çözülmesi lazım. Öğretmenlerini göz ardı eden, öğretmenlerini açlığa mahkûm eden, öğretmen olmak üzere yetişmiş 1 milyon gencini heba eden ve göreve alırken de mülakat yapıp "Bizim çocukları alalım." diyen bir anlayışı asla kabul etmiyoruz ve milletimize şikâyet ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, 7-8 Aralıkta bir çalıştay yapıldı -sizinle paylaşayım- Medresenin Geleceği Çalıştayı, Diyarbakır'da Salâhaddin Eyyubî Camisi'nde yapıldı; Dicle Üniversitesi ve Mardin Artuklu Üniversitesinin katkıları ve hatta Hizbullahçı bir dernek olan -ismini bulayım buradan- Medrese Âlimleri Vakfı (MEDAV), Diyanet vesaire bunlarla birlikte medresenin geleceği tartışılmış. Biz tartışmalara karşı değiliz, tartışılabilir ama sonuçta Millî Eğitim Bakanlığında bir genel müdürlük istemişler. Bakınız, biraz önce söyledim, tekrar edeyim: Yemin ettiğimiz Anayasa, Tevhid-i Tedrisat Kanunu, devrim kanunları, eğitimin birleştirilmesi, tekleştirilmesi bu cumhuriyetin temel direğidir. Dolayısıyla da Türkiye'yi bu tip şeylerle geriye götürmenin; geçmişte, yüzyıl önce bitirilmiş tartışmaları tekrar açmanın kimseye faydası yoktur. Öğretmenlerimizi atayın, öğretmenlerimize insanca bir maaş verin, okullarımızı temizleyin, öğrencilerimize bir öğün ücretsiz yemek verin; öğretmenlerimize, öğrencilerimize temiz su verin okullarda, köy okullarını kapatıp da çocuklarımızı taşımalı eğitime mecbur etmeyin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Emir, lütfen tamamlayın.

MURAT EMİR (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.

Ve özellikle de değerli arkadaşlar, öğretmenleri hak ettiği itibara kavuşturalım. Bu Bakan Tekin'den yani öğrencilerimizi ÇEDES'le tarikatların kucağına iten, MESEM'le iş cinayetlerinin, iş kazalarının maktulü hâline getiren Yusuf Tekin'den de bir an evvel kurtulalım diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)