Konu: | Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 41 |
Tarih: | 24.12.2024 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 177 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Sizleri ve aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
Kanun teklifinin 14 maddesi, Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yapılan bazı düzenlemelerin Anayasa uyarınca kanunla düzenlenmesi gerektiği ve kanun hükmünde kararnameyle yapılan bazı düzenlemelerin de yetki kanunu kapsamına girmediği gerekçeleriyle Anayasa Mahkemesince iptal edilen maddelerin kanunla yeniden düzenlenmesini içermektedir.
Bu kapsamda, daha önce Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenlenen yurt dışı teşkilatında daimî bir göreve atanacak kamu görevlilerinin atanmaları, atanmalarında aranacak şartlar ve diğer hususlar; Devlet Denetleme Kurulunun görevleri, denetçilerin görev ve yetkileri ile görevden uzaklaştırmaya ilişkin bazı hükümler; Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığında personel istihdamına yönelik düzenlemeler; uzman yardımcılarının yeterlilik sınavının sonuçlandırılmasına ilişkin azami süre sınırı getirilmesine yönelik düzenleme; KİT'lerde yönetim kurulu kararıyla atanacak kadroları düzenleyen hüküm kapsamına dair düzenleme; özel bütçeli bir idare olan TÜİK'in gelirlerine ilişkin düzenleme; Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü döner sermaye gelirlerine yönelik düzenleme; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının birtakım görevlerine ve döner sermaye gelirlerine ilişkin düzenlemeler Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda kanunla yeniden düzenlenmektedir.
Ayrıca, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 26'ncı maddesine 2018 yılında 703 sayılı KHK'yle eklenen fıkralar, 7142 sayılı Yetki Kanunu kapsamına girmediği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir. İptal hükmü 4 Haziran 2025 tarihinde yürürlüğe girecek olup söz konusu fıkralar kanunla aynen yeniden düzenlenmektedir.
Teklifle, Vergi Usul Kanunu'nun mücbir sebeple ilgili hükümlerinde değişiklik yapılmaktadır. Buna göre, mücbir sebep sayılan hâller nedeniyle il, ilçe, mahalle, sanayi bölgeleri veya afete maruz kalanlar itibarıyla mükellefiyet ve vergi türü, vergilendirme ve defter tutma usulü, faaliyet konusu, iş yerleri, sektörler, aktif toplamı, öz sermaye toplamı, satış hasılatı, çalıştırılan hizmet erbabı sayısını birlikte veya ayrı ayrı dikkate alarak mücbir sebep hâli ilan etme ve vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek olanları vergi türü ve vergilendirme dönemi itibarıyla belirlenen kriterlerle faaliyete devam edilip edilmediğinin birlikte veya ayrı ayrı dikkate alınarak belirleme konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınmaktadır.
Mücbir sebep hâli üç ay olarak belirlenmekte, 18'inci ayın sonunu geçmemek kaydıyla uzatılabilmesi düzenlenmektedir. Vergi türleri ve iş yerleri itibarıyla beyannamelerin toplulaştırılması, yeni beyanname verme süreleri belirlenmesi ve beyanname verme zorunluluğunun kaldırılması şeklinde de yetki kullanılabilmesine imkân sağlanmaktadır.
Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman ve Hatay illeri ile Gaziantep ilinin İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde deprem tarihi itibarıyla mükellefiyet kaydı bulunan ve 30 Kasım 2024 tarihi itibarıyla mücbir sebep hâli sona eren mükelleflerin, mücbir sebep hâlini belirlenen kriterler çerçevesinde 1 Aralık 2024 tarihinden itibaren altı ayı geçmeyen süreler hâlinde bir yıla kadar uzatma konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir. Kuşkusuz, depremler nedeniyle hâlen vergi ödevlerini yerine getiremeyenlere gerekli kolaylıklar sağlanacaktır.
Teklifte, engellilerin araç alımında ÖTV istisnası kapsamına girecek araçları, yerli katkı oranı, motor silindir hacmi, emisyon türü ve değerine göre topluca veya ayrı ayrı belirleme konusunda Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir. Anayasa’nın 73'üncü maddesi hükmü dikkate alınarak, maddenin amaç doğrultusunda açık bir şekilde düzenlenmesi daha uygun olacaktır.
Teklifte, ayrıca, yöneticilik görevi sonrası bakanlık müşavirliği, müşavir, danışman, idari uzman ve araştırmacı kadrolarına atananların kendi kurumları dışında da görevlendirilebilmesi ve özel sektöre geçmek isteyenlerin bu geçişlerinin kolaylaştırılması amacıyla düzenlemeler yapılmaktadır.
Yabancı memleketlerin resmî kurumları veya uluslararası kuruluşların yanı sıra Cumhurbaşkanınca belirlenen yurt dışındaki kuruluşlarda görev alan memurlara da aylıksız izin verilebilmesi düzenlenmektedir. Uluslararası kuruluşlarda görevlendirilenler ile kamu sermayeli kurum veya kuruluşların yurt dışı birimlerinde çalışanların memur olan eşlerine on yılı aşmamak üzere aylıksız izin verilmek suretiyle aile birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Kariyer meslek olarak düzenlenen Cumhurbaşkanlığı raportörü kadrolarına hâlihazırda görev yapanların geçişine ilişkin usul ve esaslar belirlenmekte, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı ve TBMM idari teşkilatına dair bazı devlet memuru kadroları arasında herhangi bir farklılık olmamasını teminen düzenleme yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, teklifte, sekiz yıl herhangi bir disiplin cezası almayan memurlara verilen ilave bir kademe hakkından, kanunla sözleşmeli statüden memur kadrolarına geçirilenlerin sözleşmeli statüde geçen sürelerinin de dikkate alınması düzenlenmektedir. Bu kapsamda yaklaşık 700 bin personel bulunmaktadır. Hâlen sözleşmeli statüde çalışan yaklaşık 250 bin personelin de memur kadrolarına geçmeleri hâlinde, düzenlemeden faydalanabilecek personel sayısı toplam 950 bin olmaktadır. Bu düzenleme olumlu olmakla birlikte, sözleşmeli statüde çalışırken kendi imkânıyla memur olanların da kapsama alınması, ayrıca 4/C'li geçici personel iken sözleşmeli kadroya ve memurluğa geçenlerin de önceki çalışma sürelerinin dikkate alınması adalet ve hakkaniyet ilkeleri bakımından gerekli görülmektedir.
Teklifte, kariyer meslek personelinin yeterlilik sınavlarının, yeterlilik sınavlarına girmeye hak kazanmalarından itibaren en geç altı ay içerisinde sonuçlandırılması öngörülmektedir. Böylece, belli bir süre kaydı getirilerek kariyer meslek ünvanlarını elde etme sürecinin hukuki altyapısı güçlendirilmekte, personelin hukuki güvenliği pekiştirilmektedir.
On İkinci Kalkınma Planı'nda, kamuda istihdam edilen kariyer meslek personelinin görev alanlarını, atanma süreçlerini ve meslekte yükselme gibi hususları düzenleyen mevzuat çalışması yapılacağı belirtilmiştir.
Kamu kurumlarının beyin takımı olan kariyer meslek mensupları uzman, müfettiş, murakıp, denetçi, iç denetçi, kontrolör, denetmen gibi ünvanlı kadrolarda görev yapmaktadır. Kariyer meslek mensupları özel yarışma sınavıyla mesleğe girerek, belirli bir süre verilen hizmet içi eğitim sonrası uzmanlık tezi ve yeterlilik sınavına tabi bulunmaktadır. Kariyer meslekler statüsü, Türk bürokrasisinin gücü, etkinliği, dinamizmi, sürekliliği ve devlet aklını temsil etme kabiliyetidir; bakanlıklar ve diğer kamu kurumlarında önemli görevler üstlenmekte, politika ve stratejilerin oluşturulmasında belirleyici olmaktadır. Ayrıca, kariyer meslekler eğitimli, nitelikli ve tecrübeli yöneticiler yetiştirmektedir. Kariyer meslek mensuplarının özlük haklarında iyileştirme ihtiyacı bulunmaktadır. Gelinen aşamada, kariyer mesleklerin onur ve itibar sağlayan imajının özlük haklarındaki ciddi gerilemeye bağlı olarak büyük ölçüde sarsıldığını dile getirmek zorundayız. Özlük hakları konusunda yaşanan adaletsizlik düşük ücret alan kariyer meslek personeli arasında moral ve motivasyon kaybına yol açtığı gibi, yetişmiş insan kaynağının kamudan ayrılmalarına neden olmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, kariyer meslek mensuplarının özlük haklarının mutlaka iyileştirilmesi, tazminat göstergelerinin artırılması görüşündeyiz.
Yine, kariyer mesleklerden olan kamu denetim elemanları yapmış oldukları denetimlerde doğrudan bağlı oldukları bakan, başkan, genel müdür, rektör ya da belediye başkanı adına görev yaparak, devletin o alandaki en üst idari otoritesini temsil etmektedir, kamu denetim elemanlarının alımı ve yetiştirilmeleri de buna uygun olarak gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda, kamu denetim elemanları ülkenin her bölgesinde görevlerini yolsuzluk ve usulsüzlükleri önleyici, eğitici ve rehberliği ön plana çıkaran bir yaklaşımla özverili bir şekilde yapmaktadır.
Ülkemizde kayıt dışılık, kaçakçılık, dolandırıcılık, fahiş fiyat ve stokçuluk, usulsüzlük ve yolsuzlukları önleyebilmenin yolu kamu yönetiminin yasallık, verimlilik, etkinlik, tutumluluk, kalite, şeffaflık ve hesap verme sorumluluğu ilkeleri çerçevesinde iyileştirilmesinin yanında, etkin bir denetim sisteminin varlığından geçmektedir. Denetim, kuralların ve yasaların uygulanmasında keyfîliği azaltır ve kamu yönetiminde hesap verme sorumluluğunun geliştirilmesine ve saydamlığa katkı sağlar. Bağlı oldukları en üst idari otorite tarafından yetkilendirilen kamu denetim elemanları teftiş, denetim ve soruşturmalarını yaptıkları idarecilerin altında bir maaş alır hâle gelmişlerdir.
Ayrıca, aynı ünvana sahip ve aynı işi yapan kamu denetimi meslek mensupları farklı maaş ve ek göstergelere sahip bulunmaktadır. Bugün bakanlık ve kurum denetim elemanları genel olarak 4200 ek göstergeye sahip iken bazı bakanlık ve kurum denetim elemanları 6400 ve 7800 ek göstergeye sahiptir ve maaşları da yaklaşık 2 katına varmaktadır. Kamu denetimi meslek mensupları arasında özlük hakları açısından böylesi farkların oluşması rasyonel bir yaklaşım olmadığı gibi adil de değildir. Meşakkatli görev yürütmekte olan kamu denetim elemanlarına hakkaniyet ölçüsünde, kendi aralarında adaleti de tesis etmek üzere ek tazminat verilmesi ve ek göstergelerinin yükseltilmesi gerekli görülmektedir.
Denetim meslek mensuplarının günümüzde yaşadığı en önemli sıkıntılardan biri de gündelik ve konaklama sorunudur. Denetim elemanlarına verilen gündelikler yıllar itibarıyla büyük ölçüde erimiştir. Denetim elemanları konaklamada zor durumlara düşmekte, büyük sıkıntılar yaşamaktadır, bu durum meslek saygınlığını da oldukça olumsuz etkilemektedir. Mevcut konaklama bedeliyle küçük şehirlerde dahi makul bir otelde kalabilmek mümkün değildir. Denetim meslek mensupları, konaklama yeri bulunamaması nedeniyle ya denetlenen kurum yetkilileri vasıtasıyla ya da kişisel çabalarıyla konaklama yeri ayarlamaya çalışmaktadır. Bu şartlar nedeniyle denetim ekiplerinin geçici görevlendirme motivasyonu düşmekte, ayrıca denetlenen idare personeliyle denetim dışında ilişki kurmasına neden olmaktadır. Denetim elemanlarına ödenen gündelik ve konaklama ücretlerinin günün koşullarına uygun hâle getirilmesini, bu çerçevede Harcırah Kanunu'nun 33'üncü maddesi (b) bendinde zikredilen gündelik miktarı katlarının 2 misline çıkarılmasını gerekli görüyoruz.
Kuşku yok ki devlet terbiyesi ve vazife bilinci dâhilinde çalışan kamu denetim elemanları, her hâl ve şartta devleti ve milleti için kamu menfaatinin korunması amacıyla görevlerini tam bir tarafsızlık içerisinde yerine getirmeye devam edeceklerdir. 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, kamu idarelerinde denetim konusunda ciddi bir dönüşüm öngörmüştür. Anılan kanunla, idarelerin üst yöneticilerinin hesap verme sorumluluğu kapsamında görev yürüten iç denetim ve Meclis adına görev yürüten dış denetim yani Sayıştay denetimini düzenlemiştir. Aradan geçen uzun süreye rağmen iç denetim sistemi henüz tam kurumsallaşamamıştır. Orta vadeli programda, kamu idarelerinde iç kontrol sistemleri ve iç denetim uygulamalarının etkinliğinin güçlendirilmesine dair politika ve tedbirlere yer verilmiştir. İç kontrol sisteminin etkinliğinin artırılması, görev ve fonksiyonlarını yerine getirebilecek güçlü kurumsal yapıya kavuşturulması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, kamuda çalışan mühendisler ve diğer teknik elemanlar ile üniversite kadrolarında bulunan akademik personelin aylıklarının da yeterli olmadığı, aldıkları eğitim ve yürüttükleri hizmete mütenasip olmaktan uzak olduğu açıktır. Öğretim elemanları eşit işe eşit ücret uygulamasında en fazla ihmal edilen nadir meslek gruplarından biri olmuştur. Üniversite kadrolarında bulunan akademik personelin emeğinin karşılığını alması ve bilimsel çalışmalarına devam edebilmesi amacıyla maaşlarının, ek ders ve akademik teşvik ücretlerinin uluslararası standartlar da dikkate alınarak yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Üniversitelerimizin dünya üniversiteleriyle rekabet edebilmesi, bilimsel rekabette geri kalmaması, öğretim elemanlarının mali kaygılardan arındırılıp bilime odaklanmalarının sağlanması, üniversitelerimizin ürettikleriyle ülkemizin ilerlemesine katkı sunması için mali sorunların çözümünün önemli olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye'nin kalkınmasında motor gücü mühendislerimizdir. Kamu mühendisleri ve teknik personeli, çeşitli kurum ve kuruluşlarda ülkemizin gelişmesi ve kalkınması için kendini mesleğine adamış mühendis, mimar, şehir ve bölge plancısı ile teknik kadrolarda çalışan personelden oluşmaktadır. Yükseköğretim kurumları sınav sonuçlarına göre ilk bin kişi arasına giren adayların yarıdan fazlasının mühendislik tercihi yaptığı görülmektedir ancak kamu mühendisleri ve teknik elemanlarının özlük hakları yıllar içinde dengi sayılan meslek gruplarının çok gerisinde kalmış, hatta yarısı kadar bile değildir. Ayrıca, aylıkları sorumluluğu altında çalışan personelin çok altında kaldığı için iş barışı bozulmuş ve meslek itibarı sarsılmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, mühendislik meslek kanunu çıkarılarak mesleki gelişimin teşvik edilmesi, bilgi ve tecrübenin ödüllendirilmesi, kamu mühendisi maaşının yakın geçmişe kadar mühendisle aynı maaş alan dengi meslekler seviyesine çıkarılması, tüm kazanımlarının emekliliğe yansıtılması görüşündeyiz.
Ayrıca, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle belediye ve il özel idare şirketlerinde işçi olarak çalışan ve memur eliyle yürütülmesi gereken asıl işleri yapan mühendis, mimar ve şehir plancılarının memur kadrolarına atanması, diğer şirket işçisi personelin de yaptıkları iş göz önüne alınarak uygun norm kadrolara geçirilmeleri gerekli görülmektedir.
Kuşkusuz kamuda statü ve istihdam karmaşasını giderecek, ücret adaletini sağlayacak köklü bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır. Kamuda aynı yerlerde ve hizmetlerde aynı işi yapmalarına rağmen statülerinin farklı olması nedeniyle aralarında özlük hakları yönünden farklılıklar bulunması çalışanların motivasyonunu ve çalışma barışını olumsuz etkilemektedir. On İkinci Kalkınma Planı'nda da yüksek verimlilikte kaliteli hizmet sunan insan kaynağına sahip, objektif ölçütlerin ve liyakat ilkelerinin hâkim olduğu, değişen koşullara uyum sağlayan kamu personel sisteminin oluşturulması temel amaç olarak belirlenmiştir.
Yine, planda, kamu personel mevzuatının kamu personeli statüleri ve sınıflandırma kriterleri dikkate alınarak geliştirilmesi, kamu personeli ücret sisteminin sadeleştirilmesi, ücret düzeylerinin görev ve sorumluluk esasına dayalı olarak yeniden düzenlenmesi politika ve tedbirlerine yer verilmiştir.
Planda belirlenen amaç ve politikalar doğrultusunda, kamuda ücret adaletinin sağlanması, statü ve istihdam karmaşasının giderilmesi, sözleşmeli, geçici vekil, fahri, ücretli ve taşeron personeli çalıştırma uygulamasının gözden geçirilerek istisnai hâllerle sınırlandırılması, asli devlet hizmetlerinde çalışanların kadrolu hâle getirilmesi, yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılarak personelin genel idare ve teknik hizmetler sınıfına alınması uygun olacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak kabul oyu vereceğimiz kanun teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini niyaz ediyor, sizlere ve aziz Türk milletine saygılarımı sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)