GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kayyum atamalarına, TOKİ’ye, taşeron işçilerin kadro sorununa, Azerbaycan Zafer Günü’ne, enflasyon rakamlarına ve Beşiktaş-Maccabi Tel Aviv maçına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:16
Tarih:07.11.2024

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teşekkür ediyorum. Kayyum ataması Türkiye'nin ciddi bir problemi. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra kanun hükmünde kararnamenin burada yasalaşmasıyla bir kayyum atamaları meydana geldi. Bu, Türkiye'de millî birlik ve beraberliği zedeleyen bir husus. Neden zedeliyor? Çünkü idarede çifte standart var, yargıda çifte standart var; bunun sonucunda da burada çok ciddi şekilde problemler meydana gelmektedir. O nedenle, gelin, hep beraber, birlikte bu kanunu değiştirelim, yeni bir kanun çıkaralım. Belediye başkanları hangi şekilde görevden alınır ve ne şekilde belediye başkanlarının yerine kişiler atanır, bu belli zaten kanunda. Yeni bir kanuna ihtiyaç yoktu, o günkü şartlarda vardı ama bugün gerek yok. Bu kanunun bir an önce değiştirilmesi gerekmektedir. Çünkü eğer Ahmet Türk ve diğerleri AK PARTİ’den olsaydılar veya bir başka partiye geçmiş olsaydılar bunlara bu muameleler yapılmayacaktı, yapıldığı için de doğru bir şey değil; o nedenle doğru kabul etmiyoruz. Recep Tayyip Erdoğan Bey’den de örnek vermek isterim kısaca hemen. Sayın Erdoğan’ın mahkemesi onaylandıktan sonra cezası onaylanıncaya kadar bekledi, onaylanır onaylanmaz Valilik Ali Müfit Gürtuna’yı Belediye Başkanı olarak atadı, ardından da seçim yapıldı Belediye Meclisinde, o seçimde de çoğunlukta olmamalarına rağmen, orada muhalefet bir centilmenlik yaparak Sayın Ali Müfit Gürtuna’yı Belediye Başkanı seçmişti. O nedenle, gelin, bu kanunu değiştirelim. Diğer bir konuya gelince, TOKİ kanayan bir yara. TOKİ çok önemli hizmetler yapıyor, doğru işler yaptı. Ama 2019 yılında 100 bin konut yapacağınızı söylediniz, şu ana kadar bu konutları tamamlayamadınız; insanlar mağdur ve bunlarla ilgili de problemler var. Nedir problemler? Bunlarla ilgili, eğer müteahhitler zamanında teslim etmediyse veyahut da onlarla ilgili Tuzla’da olduğu gibi, zamanında temeller atılmamışsa… Yüzde 1 KDV bir anda yüzde 18'lere çıkarılmış, iki yüz kırk ayda ödeyecekleri paralar yüz seksen aya indirilmiş ve aynı zamanda 2 bin lira olan taksitler de 20-22 bin lira gibi bir rakamlara ulaştırılmış vaziyette. Burada da bir çifte standart var. Ben, burada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına hatırlatıyorum: Lütfen bu problemi giderin. 2022 yılında da 500 bin konut -İlk Evim Arsa- ve 50 bin de bina yapacağınızı söylediniz, dükkân yapacağını söylediniz. Bunlarla ilgili de bir rakam yok elimizde. Deprem konutlarıyla ilgili de şu ana kadar TOKİ başka şey söylüyor, TÜİK başka şey söylüyor, Sayın Cumhurbaşkanı başka şey söylüyor, eski Bakan başka bir rakam veriyordu. Bunlarla ilgili de şunu yapmalarını istiyoruz: Gelin, Türkiye'de bir güven iklimini oluşturalım. Bu güven ikliminde ne yapmamız gerekiyor? Söyleyeyim size: Kimin evini teslim ettiyseniz Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bunu sitelerinde yayımlasın; “Ahmet” “Mehmet” “Ayşe” “Hasan” “Hüseyin” diyerek yayımlasın ve kaç bin konut teslim ettiğinizi de siz rahatlıkla, göğsünüzü gere gere söyleyin; böylece millete karşı da mahcubiyetten kurtulun. Bir iklim değişikliğini yapmanız gerekmektedir. Taşeron işçilerle ilgili ciddi problemler var. KİT’lerle ilgili… 2016 yılında Türkiye'de bütün taşeron işçilere kadro verilmişti, KİT’lerde bulunanlara verilmedi. O günden beri bu insanlar ciddi şekilde problemlerini dile getiriyorlar fakat duymuyor iktidar bir türlü, duymak istemiyorsunuz. Şimdi de yine aynı şekilde. O zaman şöyle denmişti: “Bir daha Türkiye'de belediyelere veya kamuya taşeron işçi alınmayacak.” Alındı, 800 bin kişi bu şekilde, bunlar da kadro bekliyorlar. Gelin, bir kanun çıkaralım, bunların tamamına bir kadro verelim ve aynı zamanda da “Bir daha da taşeron işçi olarak kimse alınmayacak.” diyelim. Neden? Bakın, burada konuşmalar yapılıyor; burada Grup Başkan Vekilleri, milletvekilleri konuşuyor. Belediye başkanları kazanıyor, belediye başkanlığını kazandıktan sonra bu işçileri çıkarıyorlar, bir başkalarını alıyor; diğer belediye başkanı geliyor, başkalarını çıkarıyor hatta aynı partiden de olsa bu problem dile getiriliyor. O nedenle, belediye başkanlarının işçi almalarını, işçi çıkarmalarını engellemek için bir kanuna ihtiyacımız var. Bu kanunu birlikte yaparsak eğer -birlikte yaptığımız kanunlar da oldu burada- bu da çok önemli şekilde bir problemi giderir. Hem buradaki taşeron işçilerle ilgili kadro vermiş oluruz hem de belediye başkanlarını da bu şekilde ilzam etmekten veya belediye başkanlarının geldiklerinde keyfî olarak işlem yapmalarına karşı da bir engel çıkarmış oluruz. Bir diğer husus: “Azerbaycan'ın Zafer Günü” denildi. Evet, Azerbaycan “iki devlet, tek millet” olarak andığımız bir devlet ve Azerbaycan geçmişte de çok ciddi sıkıntılar yaşadı. Zeynelabidin Tağıyev’den bir örnek vermek istiyorum. Kendisi Azerbaycan'ın petrol kralıydı, çok zengindi fakat ölüm döşeğinde şunu söylemişti -bin odalı bir sarayı vardı- burada “Nuri Paşa gelecek ve benim duvarlarımı yıkın bahçelerimin.” demişti. “Türk atları, Osmanlı atları geçtiği zaman ben mezarımdan duyacağım, o zaman Azerbaycan bağımsız olacak.” ifadesini kullanmıştı. Azerbaycan bağımsız, Azerbaycan daha güçlü olsun istiyoruz. Zafer Günü’nü kutluyorum ama Azerbaycan'ın da Kıbrıs’ı tanımasını bekliyoruz. Bununla ilgili çalışmaların da çok hızlı bir şekilde artırılması gerekmektedir. Diğer bir hususa gelince; İTO, TÜİK ve ENAG enflasyon rakamlarını açıkladı biliyorsunuz. TÜİK enflasyon rakamını yüzde 48,58 olarak açıkladı, İTO yüzde 59 olarak açıkladı, ENAG ise yüzde 89,77 olarak… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Beş dakikamız doldu. SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) – Bir dakika daha… BAŞKAN – Buyurun. SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) – Teşekkür ederim. Şimdi, enflasyon yüzde 48,58’se eğer TÜİK’e göre, asgari ücret zammı yüzde 25, kira artışı yüzde 62; nasıl oluyor bu? Bunu birilerinin bana izah etmesi lazım. Bir diğer konumuz da Beşiktaş-Tel Aviv maçı var biliyorsunuz. UEFA, bu maçı İstanbul'dan aldı, başka bir şehre verecek. Burada baktık ki bizim Futbol Federasyonumuzun, bizim Hükûmetimizin çok ciddi şekilde bir ağırlığı yokmuş. Bunun için ne yapması gerekiyordu? Bastırması gerekiyordu. Eğer Türkiye'de oynanmasını sakıncalı görüyorsa, gidilen şehirde, maçın oynanacağı şehirde Beşiktaş seyircisinin orada olması gerekiyordu. Doğrusu buydu, hakkaniyeti buydu. Çarşı ne yapacağını bilir, kavga etmezdi, asla orada terörist faaliyetlerde bulunmazdı ama bütün dünyaya, İsrail'in yapmış olduğu zulümlere karşı Türkiye'nin nasıl bir tavır takınacağını; Türk milletinin, Türk insanının nasıl bir tavır takınacağını gösterir, çok ince mesajlar verirdi ama bunu da yapamıyor hem Futbol Federasyonu hem de Hükûmetimiz olarak. Kendilerini kınıyorum. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, kurallara uyuyorum.