| Konu: | Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ile Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine, Cumhurbaşkanının AK PARTİ grup toplantısında kullandığı ifadelere ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 07.11.2024 |
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım. Değerli milletvekilleri, hepinizi hürmetle selamlıyorum. Tabii, Meclisimizde bu haftaya kayyum tartışmalarıyla başladık, tekrar o hususlara değinildi. O konuyla ilgili kanaatlerimizi daha önce, salı günü paylaştık; net bir şekilde Anayasa'yı uyguluyoruz, ilgili mevzuatı uyguluyoruz. Anayasa’nın 127'nci maddesinde, mahallî idare organlarınca, belediye başkanlarınca suç işlenmesi durumunda, bu konuyla ilgili şüphe oluşması durumunda, tıpkı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda olduğu gibi, disiplin soruşturması veya yargısal anlamda soruşturma veya kovuşturma söz konusu olduğunda açığa almak olduğu gibi, belediye başkanlarıyla ilgili de gerek Anayasa’da gerekse Belediye Kanunu’nun 45’inci, 46’ncı ve 47'nci maddelerinde bu durum sarahaten açıklanmış ve bu konuda İçişleri Bakanının yetkili ve görevli olduğu belirlenmiş. Öncelikli olarak, bir kere, samimi olmak lazım ve suç işleyen, suç işlemiş olduğu hâlde henüz kesinleşmemiş olduğundan dolayı sabıka kaydına girmemiş olduğu için aday olabilme imkânı hukuken mümkün olan kişilerle ilgili siyasi partilerin onları aday göstermesi durumunda bu konuların kesinleşmiş hükme geldiği takdirde veya haklarında yeni bir soruşturma açıldığı takdirde bunların açığa alınabileceğini bütün herkes, bütün partiler biliyor. Buna rağmen, bile bile lades yapılarak bu kişiler aday gösteriliyorsa ilgili mevzuatın uygulanmasından daha tabii ne olabilir? Bunu herkesin kendince cevaplandırması gerekir; bu hususu açıklığa kavuşturmuştuk, tekrar hatırlatıyorum. Sayın Turhan Çömez bazı konulara değindi, “Sayın Akbaşoğlu şöyle demişti.” diye atıfta bulundu. Tabii, Amerikan hafiyeliğine soyunmanıza gerek yok yani orada ne olup ne bittiğiyle ilgili birtakım meseleleri çarpıtarak anlatmak… Ve oradaki emlak değerleriyle ilgili, bize ait olan, AK PARTİ'ye ait olan mülkle ilgili elinizde ne belge varsa lütfen paylaşın, iddia sahibi sizsiniz. Meseleleri çarpıtmaya ve ajitatif, provokatif bir noktaya çekmeye asla gerek yok; dolayısıyla elinizde ne belge varsa paylaşın. Suç duyurusunda bulunmak gerekiyorsa hem Türkiye'de hem Amerika'da her türlü suç duyurusunda bulunma imkânına sahipsiniz. İspat mükellefiyetini tersine işletmek dünyanın hiçbir tarafında söz konusu değildir. Sizin, İYİ Partinin kendi stopaj vergileri, çalıştırdığınız işçiler, kiralarınız vesairelerle ilgili belki birtakım değerlendirmeler yapmanız daha doğru olur. Bu konuda söylediğimiz gibi, daha önce tarihine atıf yaptığınız gibi, evet, ihtiyaç doğrultusunda siyasi faaliyetlerimizi Amerika'da da kuvvetli bir şekilde Türk vatandaşlarıyla ilgili, Amerikan makamlarıyla ilgili, Türkiye-Amerikan ilişkileri ve özellikle Türkiye'nin küresel bir güç olma noktasındaki gelişimi münasebetiyle orada AK PARTİ'nin siyasi faaliyet yürütebileceği mekânları elde ettik, meşru bir şekilde elde ettik, aleni bir şekilde elde ettik; Amerikan makamlarına da açıktır, her türlü makama da açıktır. Bu konuyla ilgili kanuna bir aykırılık varsa her türlü delili ortaya koyabilirsiniz. Bu “Afgan vatandaşı” dediğiniz kimseyle ilgili de bilgi aldım. GATA Askeri Hastanesinde, Afganistan ile Türkiye arasında ikili münasebetler çerçevesinde, daha önceki uluslararası sözleşmeler ve ikili anlaşmalar çerçevesinde, karşılıklılık ilkesi çerçevesinde oluşan ve orada, Afgan ordusunda görev yapmak üzere yetiştirilen; Türkiye'de, daha sonra oradaki değişiklikler nedeniyle, Afganistan’daki değişiklikler nedeniyle on yıla yakındır burada kalmış olan ve… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Beş dakikamız bitti, buyurun. MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Efendim, şunlara cevap vereyim. Ben gündeme girmedim, giremedim, o sebeple cevap vermemi istediğiniz için ben de cevap verdim. TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) – Tabii, tabii, lütfen, lütfen, memnuniyetle. MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Benim gündemim bambaşkaydı; ben gündemime döneceğim hemen kısaca, onu zapta geçirmek istiyorum. Ancak bu kişi, usulü dairesinde, kanunlar çerçevesinde, ikili anlaşmalar çerçevesinde doktor sıfatını haiz olmuş, daha önce de burada konuşlanmış, burada ikametini almış, Türk vatandaşlığına geçmiş ve özel bir hastanede şu anda doktor olarak çalışan bir insan, Türk vatandaşı. TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) – Teyit ettiririz, teyit ettiririz. MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Dolayısıyla sanki ortada böyle hukuksuz bir durum varmış gibi bir meseleyi çarpıtmak ve o noktaya bağlamak noktasında benim itirazım. Dolayısıyla bunların asla doğru olmadığını, bu tür yaklaşımları değiştirmek gerektiğini ben samimi bir şekilde kendi kanaatim olarak ifade ediyorum; tabii ki bunun değerlendirmesi de size aittir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Hemen bitiriyorum. BAŞKAN – Buyurun. MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Ben buradan, özellikle terörsüz siyaset ve terörsüz Türkiye’yle ilgili bir mesaj vermek istiyorum; 85 milyon insanımıza bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle Gazi Meclisin Genel Kurulundan seslenmek istiyorum: “Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi her iki taraf için hem dinî hem de siyasi bir farzdır. Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir, Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir. Bu millet hiçbir ayrım yapmaksızın fertlerinin tamamıyla dünyanın en imanlı, en sarsılmaz, en yenilmez gücüdür; işte, bunu bozmaya, bunu dağıtmaya, bunu zayıflatmaya, bunu içeriden çökertmeye çalışıyorlar.” (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Ya, Başkanım, bizim derdimiz Urfa’da eğitim, sağlık, öğretmen, yol; Başkan biraz da bunlardan bahsetsin. BAŞKAN – Toparlayalım. Buyurun. MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – “Kardeşlerim, biz bu tuzağa düşmeyeceğiz, ortak düşmanı sevindirmeyeceğiz, kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz, hasımların açtığı husumet parantezini kapatacağız, geçmişin yaralarını birlikte saracağız, tarihi yine birlikte yazmaya devam edeceğiz.” MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Ya, sen bize elektriği getir de tarihi yaz. Elektriği getir, millî eğitimi getir. MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – “Biz bunca yıldır Türkiye’deki her kesimin özgürlüğü için, en çok da Kürt kardeşlerimizin istiklali, onuru, namusu için mücadele verdik. Allah’a hamdolsun, pek çok alanda hayal dahi edilemeyecek yerlere geldik. Şu ana kadar birçok meseleyi birlikte, ortak akılla çözüme kavuşturduk. Şunu lütfen unutmayınız: 85 milyon olarak aşımız bir, ekmeğimiz bir, kıblemiz bir; vatanımız, toprağımız bir; bayrağımız, marşımız bir; devletimiz bir, en önemlisi de mazimiz bir, istikbalimiz bir, kaderimiz birdir.” (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Hiç de bir değil, siz daha zenginleştiniz, biz fakirleştik; hiç kusura bakmayın. BAŞKAN – Bu konuda size katkı sağlamak için söylüyorum, müthiş bir şey söylendi. Türk’ü sevmeyen Kürt, Kürt değildir; Kürt’ü sevmeyen Türk, Türk değildir; bunun içine hepsi giriyor. MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Başkanım, bize bir de okul getirsinler, elektrik getirsinler. BAŞKAN – Buyurun. MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Teşekkür ediyorum. “Buradan, Gazi Meclisimizden, milletin kürsüsünden sesleniyorum: Sevgili Kürt kardeşlerim, senden bu eli samimiyetle tutmanı, sımsıkı tutmanı bekliyoruz. Siyonist İsrail'in aparatlığını, emperyalizmin uşaklığını, Türkiye düşmanlarının maşalığını yapanları aradan çekip çıkarmanı istiyoruz. Sevgili Kürt kardeşim; imanına, İslam’ına, ezanına, vatanına, toprağına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. Gel, Türkiye Yüzyılı’nı…” (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Onuncu dakika, buyurun. MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Son efendim. MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Başkanım, her gün bunları söylüyor yani olmuyor ki her gün aynı şeyi söylüyor. BAŞKAN – Yirmi dakikayla sınırlayalım, samimi söylüyorum, bizde sabır yüksek yani. Şimdi, Sayın Akbaşoğlu… MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Son. BAŞKAN – Buyurun. MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Her gün aynı şeyi dinliyoruz Başkanım biz burada. MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – “Gel, cumhuriyeti birlikte hepimiz için bir esenlik yurdu yapalım. Gel, yumruklarını sıkanları aradan çıkartalım diyoruz. Gel, terörü meşrulaştıranların, sırtını dağa verenlerin altındaki zemini boşaltalım diyoruz. Gel, milletin verdiği yetkiyi terör baronlarına peşkeş çekenlere o yetkinin asıl sahibinin kim olduğunu hep beraber gösterelim diyoruz. Sözlerimi bitirirken Rabb’imden şunları diliyorum: Ey Türk’ü ve Kürt’ü İslam’ın şanlı ordusu kılan Allah’ım, sen Türk’ün ve Kürt’ün kardeşliğini koru, muhabbetimizi çoğalt, imanımızı arttır, bize güç ver, bizi tekrar bu kadim coğrafyanın huzur ve barış ordusu yap, senin her şeye gücün yeter. Âmin! Âmin! Âmin!” (CHP ve İYİ Parti sıralarından “Âmin! Âmin!” sesleri) Hepinizi muhabbetle kucaklıyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ, CHP ve İYİ PARTİ sıralarından “Âmin!” sesleri, alkışlar)