GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:42
Tarih:25.12.2024

MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 4'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce, bugün 25 Aralık, Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunun 103'üncü yıl dönümünü kutluyorum; tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Değerli milletvekilleri, iktidarı yaptığı yanlışlarla verdiği tahribatların neticesinde eleştiriyoruz. Eğriye eğri, doğruya doğru şekilde konuşuyoruz, sorumluluğumuz da bunu gerektirir. İktidarın yaptığı çok iyi bir şey var, belki de en iyi yaptıkları şey: Kanunların isimlerini müthiş belirliyorlar. İsimleri ile içerikleri birbirleriyle tezat. Kanun teklifi Meclisin gündemine geldiğinde heveslenmiştim, umutlanmıştım; iktidar adına da "Demek ki sorunları artık görmezden gelmeyecekler." diyerek iç geçirdim ve gerçekten yanılmayı diledim; inşallah beni yanıltırlar, artık onlar da uyandı, bir şeyler yapmak istiyorsunuz sandım. Sandım ki ne sandım, yine yanıldım. Kara talihli memurumuz bu kanunda da kendisine yer bulamadı. Ülkemizin en ücra köşelerinde "Türk Bayrağı'nın dalgalandığı her yerde görev yaparım." şiarıyla büyük bir özveriyle çalışan öğretmenlerimiz, bu kanunda size de yer yok. Yirmi dört saat nöbetlerinde çocuklarını büyütmeye çalışan fedakâr hemşire annelerimiz, bu kanunda size de yer yok. Şiddete maruz kalan doktorlarımız, bu kanunda size de yer yok. 3600 ek gösterge bekleyen memurlarımız, size yine avuç içi gösterilmiş ama yine bu kanunda da size yer yok. Aynı odada aynı işi yapıp maaşa gelince daha az alan memurlarımız, bu kanunda size de yer yok. Yiğit evlatlarımız, uzman erbaşlarımız, bu kanunda size de yer yok. Bu kanunda neler var? Her kanunda olduğu gibi imtiyazlı şirketler var; Çelikler Holding var, İbrahim Çeçen Holding var, Limak var.

Sayın milletvekilleri, Gazi Meclisin toplumun aynası olması gerekir. Yanımızda bizlerle birlikte hizmet eden danışmanlarımız güvencesiz çalışıyor, kıdem tazminatları bile yok. Kadrolu personel ile sözleşmeli personel arasında çok ciddi eşitsizlikler var. Kadrolu personele sağlanan maaş artışları, harcırah ve diğer ek haklar danışmanlar için uygulanmıyor. Bize sormazlar mı "Daha yanınızdaki kişilere hayrınız yok, bize nasıl faydanız olacak?" diye? Nitekim de olmuyor. Gerçi bakıldığında, Meclis toplumun aynası; güvencesiz çalışma var, aynı işe farklı ücret var, haksızlık, hukuksuzluk, eşitsizlik var. Çözümün merkezi olan yer aslında sorunların da merkezi. Kendi sorununu halledememiş çözüm merkezi mi olur? Yaptığımız girişimlerin ve Komisyonda sunduğumuz önergelerin de AK PARTİ ve MHP tarafından reddedildiğini AK PARTİ, MHP gruplarında ve milletvekillerinin yanında çalışan danışman kardeşlerimizin de bilmesini istiyorum.

Değerli milletvekilleri, iktidar "Çeşitlilik, zenginliktir." kavramını yanlış yorumlamışa benziyor. Çeşitliliği gelir kalemlerinizde yapacaksınız, memur ayrımında değil; kadrolusu var, sözleşmelisi var, bunlar da yetmiyor, ücretlisi var. Bu kadar çeşitliliğin amacı nedir, planlanan şey nedir, nereye varılmak isteniyor bilen yok; bence Hükûmet de bilmiyor. Ayrıştırıcı zihniyetin kime, ne katkısı var? Memurumuzu huzursuz etmekten, tedirgin etmekten öteye gitmiyor. Aynı zamanda, çalışma barışının altına da dinamiti koyuyorsunuz. İlgili bakanlıklar koordineli bir şekilde çalışarak bu işe son vermeli. Klişe açıklamalarınız olan "Çalışma yapıyoruz." "Kısa sürede müjde vereceğiz." gibi artık geçerliliği olmayan şeyleri söylemeyi bırakın. Size sloganınızı hatırlatmak istiyorum: "Lafa değil icraata bakarım."

Sayın milletvekilleri, Sayın Erdoğan asgari ücretli memur ve emekli maaşlarıyla ilgili olarak "Ekonomi programını bozmayacak şekilde iyileştirme yapacağız." demişti. Ekonomi programını asgari ücretlilerimiz mi bozuyor? Ekonomi programını emeklilerimiz mi bozuyor? Ekonomi programını memurlarımız mı bozuyor? Yoksa ekonomi programımızı nas inadı mı bozdu? Yoksa ekonomi programımızı kur korumalı mevduat mı bozdu? Yoksa bunların hiçbiri değil de bizi kıskanan Almanya mı, Almanya da değilse dış güçler mi bozdu? Bunları tükettiniz, şimdi sorun memurlar mı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gürban, lütfen tamamlayın.

MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Devamla) - Memurlar Kanunu'nda bile memurun haklarını gözetmeyen, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yanlarımızda çalıştırdığımız kişilerin bile hakkını gözetemeyen, bozduğu ekonomiyi bile sabit gelirliye mal eden iktidarla karşı karşıyayız, el vicdan.

Vatanın bütünlüğünün muhafazası, mal ve canın emniyeti, devletin kaim olabilmesi ve güçlü nesiller için memurlarımıza gereken hassasiyeti ve özeni gösterelim. Memurlarımız enflasyonun tetikleyici unsuru değil, Türkiye Cumhuriyeti devletinin taşıyıcı kolonlarıdır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)