GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:42
Tarih:25.12.2024

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; televizyonları başında bizi izleyen halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Kadınların, emeklilerin, işçinin, emekçinin, gençlerin yani toplumun ihtiyacını değil iktidarınızın çıkarını gözeten bir kanun teklifini konuşmak istemiyorum. Gerçekten, buradan emeklinin, işçinin yaşadığı, asgari ücretlinin yaşadığı sorunlarla ilgili konuşmanın çok daha verimli olacağını düşünüyorum. Emeklinin ve asgari ücretlinin artık ölüm sınırında yaşadığı bu düzende tek bildiğinizi yapmaya devam ediyorsunuz çünkü ha bire insanları kandırıyorsunuz. Senelerdir bu kürsüde katliamlardan, hukuksuzluklardan, geçim sıkıntılarından, insan hak ihlallerinden bahsediyoruz; biz yorulduk, biz utanıyoruz ama maalesef iktidar utanmıyor. Asgari ücretlinin, emeklinin maaşlarının düşüklüğü, bırakın insanca yaşamayı, açlık sınırının altında, ölüm sınırındadır. Bu durum toplumsal adaletin sağlanması açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Ülkede çalışanlar alın terlerinin karşılığını alamıyorsa, temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorlarsa orada yaşanan sadece ekonomik kriz değildir bir insanlık krizidir. Dün akşam asgari ücret 22.104 TL olarak açıklandı. Resmî rakamlara göre, enflasyon yüzde 47, vergilere gelen zam yüzde 55 ama asgari ücretliye yüzde 30; ne kadar adaletli değil mi (!) Asgarinin kelime anlamı "en az" diye işçilere reva gördüğünüz azın da azı. Elinizi vicdanınıza koyun; asgari ücretle geçinmeye çalışan bir ailenin günlük mutfak, kira, okul masrafı ve en temel ihtiyaçlarını karşılamak bile lüks ve hayal oldu. Bu insanlar yaşayabilmek için kredi kartlarına yükleniyorlar ve borç bataklığına sürükleniyorlar. Bir emekli yıllarca ülkenin yararına emek vermiş oluyor ama bu emeğe reva görülen 12.500 lira.

Buradan size soruyoruz: Emekliyi ekonomiye bir kambur olarak mı görüyorsunuz? Elektrik, su, doğal gaz faturalarının, temel gıda fiyatlarının her gün arttığı; ilaca, sağlık hizmetlerine erişimin neredeyse yok olduğu bir dönemde konut kiralarından bahsetmiyoruz bile. Emekli bir yurttaşın maaşı ayın ilk haftasında eriyip gidiyor. Peki, bu insanların ekonomik durumu iyileştirilemez mi? Elbette iyileştirilebilir ancak sorun şu ki ülkenin kaynakları savaş politikalarına ve silahlanmaya harcanıyor, sarayın bir buçuk dakikalık masrafına denk gelen bir ücrete mahkûm bırakılan milyonlar savaş politikalarına ısrarla kurban edilmek isteniyor. Her sınır ötesi operasyonda harcanan ve heba edilen milyon dolarlar, eksilen lokmaya, cebimizden eksilen paraya ve çocuklarımızın geleceğini düşünmemizden kısmamıza sebep oluyor. Hayaller dünyayı fethetme ama gerçekler açlığa, ölüme terk etme. Tam da bu anlamsız savaşta ısrarınız ülkede çalışmayı da emekli olmayı da bir ödül olmak değil âdeta bir cezaya dönüştürmüş durumda. Bu bir vicdan yarasıdır. Sadece 2024 yılında savunma ve güvenlik harcamaları için ayrılan bütçe 1 trilyon liraya yaklaşmış durumda; bu kaynaklar emeklilere, öğrencilere, çiftçilere ya da asgari ücretle geçinen milyonlara aktarılabilirdi ancak ne yazık ki savaşın ve çatışmanın süreklileşmesini tercih ediyorsunuz. Buradan bir kez daha soruyoruz: Emeklilerin insanca yaşaması için maaşlarını artırmak çok mu zor? Asgari ücretli çalışan yurttaşlarımızın temel gıda ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için kaynak bulmak bu kadar zor mu? Aynı şekilde, savaşın maliyetini karşılamak için kaynak yaratılıyorsa neden bu kaynaklar halkın refahı için kullanılamıyor? Bu soruların tek bir cevabı var: Tercihler yanlış yapılıyor; tercihler, savaştan yana, bir halkın temel ihtiyaçlarından uzak bir şekilde kullanılmaktadır. Ülkemizin savaş politikalarından uzaklaşarak halkın refahını merkeze alan bir yönetim anlayışına ihtiyacı var ancak o zaman emekliler, asgari ücretle geçinenler ve yoksul halklar hak ettikleri yaşama koşullarına kavuşabilirler. Yetkililere buradan sesleniyoruz: Bu insanlar size oy verdi, güven duydu, insanca bir yaşam için adalet talep ettiler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Aydeniz, lütfen tamamlayın.

SALİHE AYDENİZ (Devamla) - Ancak artık buna sessiz kalma lüksünüz yok. Asgari ücretlinin ve emekli maaşının derhâl yaşam standartlarını yükseltecek şekilde artırılması, sosyal adaletin sağlanması ve toplumun en kırılgan kesimlerinin korunması adına ertelenemez bir sorumluluktur. Adaletin olmadığı bir yerde ne huzurdan ne de gelecekten bahsedilemez. Bizler, bu ülkenin kaynaklarının savaşa değil barış ve refah için kullanılması gerektiğini savunuyoruz, savunmaya devam edeceğiz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)