GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:42
Tarih:25.12.2024

YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Denetleme Kurulu denetçilerinin görev ve yetkilerini düzenleyen madde üzerinde İYİ Parti Grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz maddeyle Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği düzenlemelerin yasayla yeniden hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. Ancak bu düzenleme Devlet Denetleme Kurulunun kuruluş amacına uygun hareket etmediği gerçeğini değiştirmemektedir. Kurul, yıllardır iktidarın yan sürümü gibi davranmakta, bağımsız bir denetim mekanizması olmaktan uzak bir görüntü sergilemektedir. Kısacası, yetkiler amacına uygun kullanılmadıkça denetim yalnızca bir gösteriden ibaret kalmaktadır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de denetim mekanizmalarının etkisizliği yalnızca kurumların şeffaflık ve hesap verebilirlikten uzaklaşmasına değil, aynı zamanda devlet memurlarının da ağır ekonomik sorunlarla baş başa kalmasına neden olmaktadır. Bugün, kamu görevlileri enflasyon karşısında eriyen maaşlarıyla geçim derdine düşmüş durumdadır. Devlet memurları kira, enerji ve gıda gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken ne yazık ki hak ettikleri itibarı ve ekonomik güvenceyi bulamamaktadır. Fakat mevcut Hükûmet ekonomik krizin yükünü memurların omuzlarına yüklemekte, liyakatsiz kadrolarla kamu yönetimini daha da zayıflatmaktadır. Memurlarımızın ekonomik sorunlarına çözüm bulamayan bir yönetim anlayışı hem kamu hizmetlerini aksatmaktadır hem de devletin itibarı üzerinde derin yaralar açmaktadır. Hükûmetin hedefi kamu görevlilerinin sorunlarını çözmek ve denetim mekanizmalarını etkin bir şekilde işler hâle getirmek olmalıdır. Devletin asli görevi vatandaşlarını ve memurlarını ekonomik güvenceden mahrum bırakmak değil, refah içinde yaşatmaktır çünkü adalet ve refah bir toplumun geleceğini inşa eden en sağlam temel olmalıdır.

Kıymetli milletvekilleri, Hükûmet ekonomik krizi yönetemediği gibi vatandaşlarımızı ezmeye devam etmektedir. Enflasyon karşısında halkımızın alım gücünü yok eden bu politikalar adalet ve vicdanla bağdaşmamaktadır. Vatandaşlarımızı koruması gereken bir Hükûmet vergi yükünü artırırken emeğin karşılığını eritmeye devam etmektedir. TÜİK'in yüzde 47'lik enflasyonuna karşı asgari ücrete yüzde 30 zam yapmak milyonlarca çalışanın alım gücünü daha da eritmektir. ENAG'ın yüzde 86 olarak açıkladığı yıllık enflasyona karşı TÜİK'in yüzde 47 gibi gerçeklikten uzak bir rakam sunması Hükûmetin kötü ekonomi yönetimini gizleme çabasından başka bir şey değildir. İTO'nun yüzde 59 olarak açıkladığı yıllık enflasyon verileri ortadayken Sayın Erdoğan'ın "Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik." sözü gerçeklerle ne kadar örtüşmektedir? Vatandaşlarımızın alım gücünü eriten tablo karşısında bu söylemin inandırıcılığı artık sorgulanır hâle gelmiştir. 2025 yılında, Hükûmet, vatandaşlarımıza vergi, harç ve cezalarda geçerli yüzde 43 oranında zam yapmakta ama asgari ücrete gelince sadece yüzde 30 zammı reva görmektedir. Ne yazık ki yirmi iki yılda gelinen nokta sadece 22 bin liradır. Bu nasıl bir adalettir? Konu asgari ücretlinin maaşına zam olunca yüzde 30 oran fakat konu harçlarla, vergilerle para toplamak olunca yüzde 43 oran layık görülmektedir. Bu adaletin terazisi şaşmıştır ve iktidar milletin emeğini hiçe saymaktadır. Artık bu düzen sürdürülebilir değildir. Markette, pazarda, faturalarda gerçek enflasyon rakamları milletin cebine her gün bir tokat gibi inmektedir. Bu zam masalları boş tencerelere çare olmamaktadır fakat Hükûmet, enflasyon canavarıyla mücadele etmek yerine o canavarı besleyerek halkı yoksulluğa mahkûm etmiştir. Önümüzdeki ilk seçimde milletin iradesiyle ve İYİ Partinin iktidarıyla bu adaletsizlik mutlaka son bulacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Aydın, lütfen tamamlayın.

YAVUZ AYDIN (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.

Sonuç olarak, Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu'nun söylediği söze geliyoruz. "Sarayın penceresinden halkın sofrası gözükmemektedir." diyor, Genel Kurulu ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)