Konu: | Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 42 |
Tarih: | 25.12.2024 |
BURAK AKBURAK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Devlet Memurları Kanunu'na eklenen geçici 3'üncü maddeyle birlikte Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığında görev yapan personelin raportör ve raportör yardımcılığı kadrolarına geçişine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmektedir. Maddeyle, hâlihazırda Cumhurbaşkanlığında kadroya bağlı süreli personel olarak çalışan ve 29 Kasım 2024 tarihi itibarıyla görevde olan kişilere belirli şartları sağlamaları kaydıyla raportör ve raportör yardımcısı unvanlarına geçiş hakkı tanınıyor. Aynı zamanda, bu geçiş işlemleri mevcut süreler ve kadrolar dikkate alınarak herhangi bir ek işlem gerektirmeden tamamlanacaktır. Bu düzenlemenin ilgili personelin görev tanımlarını daha net hâle getirdiğini ve kurumsal yapı içinde bir standart oluşturmayı hedeflediğini görüyoruz ancak burada birkaç hususu da dikkate almak zorundayız. Özellikle, düzenlemenin yalnızca belirli bir tarih aralığını kapsayan ve sınırlı bir personel grubuna yönelik olması eşitlik ilkesi açısından tartışma yaratabilir. Diğer yandan, kadroya geçiş için öngörülen sürelerin kısa olması uygulamada bazı aksaklıklara yol açma riskini de taşımaktadır. Özellikle Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığındaki toplam görev süresini henüz tamamlamamış olanlar açısından da bir belirsizlik söz konusu olabilir. Bunun yanı sıra, Cumhurbaşkanlığı merkez teşkilatında görev yapan diğer personelin benzer geçiş süreçlerinde hangi kriterlere tabi olacağını da kapsamlı bir düzenlemeyle netleştirmek gerekiyor. Böylece bu tür adımlar, kurum içinde hem verimliliği artırabilir hem de çalışanların motivasyonunu destekleyebilir. Sonuç olarak bu düzenlemenin ilgili personelin statülerinin belirlenmesi açısından olumlu bir adım olduğunu kabul etmekle birlikte, uygulamada karşılaşılabilecek olası sorunları önceden öngörmek ve çözüm üretmek için daha detaylı bir planlama yapılması gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, seçim bölgem Üsküdar, kültürel ve tarihî zenginlikleriyle bilinirken ne yazık ki bina yaşı bakımından da İstanbul'da en yaşlı 2'nci ilçe konumunda. Bu durum olası bir depremde ciddi can ve mal kaybına neden olabilecek riskleri de beraberinde taşıyor. İlçede 1999 öncesi inşa edilen binaların büyük bir kısmı hâlâ güçlendirilmemiş veya yenilenmemiştir. Bu binalar sadece depremde yıkılma tehlikesi taşımakla kalmıyor, aynı zamanda Üsküdar halkını da tedirginlik içinde yaşamaya mahkûm ediyor. Kentsel dönüşüm projeleri ne yazık ki ağır aksak ilerliyor. Bürokratik engeller, finansman eksiklikleri ve yeterli koordinasyon sağlanamaması nedeniyle yenileme çalışmaları hızlanamıyor. Kentsel dönüşüm projelerinde yerinde dönüşüm modeline öncelik verilmeli, vatandaş mağdur edilmeden kısa vadede kalıcı çözümler üretilmelidir. Üsküdar merkezde bitmeyen kaldırım ve yol yenileme çalışmaları da vatandaşlarımızı mağdur etmektedir.
İstanbul hepimizin göz bebeği; kentsel dönüşümü hızlandırarak Üsküdar ve tüm İstanbul'u deprem riskine karşı hazırlıklı hâle getirmeliyiz. Tarihî ve kültürel mirasın korunarak depreme dayanıklı bir yapılaşma sağlanması mecburidir. Riskli binaların hızlıca tespit edilip yıkılması ve yerine yeni, güvenli yapıların inşa edilmesi için teşvik mekanizmaları oluşturulmalıdır. Vatandaşların sürece dâhil edilmesi ve kentsel dönüşüm süreçlerinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi sağlanmalıdır.
Daha önce defalarca dile getirdiğimiz gibi, İstanbul depremine karşı hep birlikte hareket etmek, siyasi görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak ortak akılla çözüm bulmak zorundayız. Ben bu kürsüden bir kez daha hatırlatmak istiyorum: Özellikle İstanbul depremiyle ilgili en az 2-3 kez konuşma yaptım -siz de Başkansınız, Belediye Başkanlığı yaptınız Sancaktepe'de, benim bölgemde Başkanım- bu, İstanbul'un en önemli sorunlarından bir tanesi. Deprem 6 Şubatta Hatay'da, Antep'te Maraş'ta hepimizin canını yaktı ama olası bir İstanbul depremi herkesin dilinde ve bilim adamlarımızın -her gün televizyona çıkıp konuşuyorlar- olacağını söylediği, haber verdiği bir kötü durum. Dolayısıyla biz İstanbullular olarak hem Büyükşehir Belediye Başkanımızı hem Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum'u göreve davet ediyoruz. Lütfen İstanbul depremiyle ilgili bir an önce önlemler alınsın çünkü vatandaşlarımız kendi evlerinin şu andaki süreçte metrekare kaybından dolayı kentsel dönüşüme girmesini istemiyorlar yani bile bile ölüme gidiyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BURAK AKBURAK (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Akburak, lütfen tamamlayın.
BURAK AKBURAK (Devamla) - Dolayısıyla vatandaşlar metrekare kaybından dolayı evlerini kentsel dönüşüme vermek istemedikleri için de bu işlemler gerçekleşmiyor. Bir an önce yasal süreçler ilerletilmeli, İstanbul'da imar hakkı yükseltilmeli ve bu problem ortadan kalkmalı diye düşünüyorum.
Genel Kurulu sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)