Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 16 |
Tarih: | 07.11.2024 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'de devamlı arıza yapan bir konu hakkında konuşacağız. “Yargı” denilen bir mesele var; devamlı arıza hâlinde, devamlı kırmızı ışık yanıyor. Paketler yetmemiş, bu kadar suçsuz, günahsız adamı sadece “muhalefet” diye içeriye paket ettikten sonra yeni bir yargı paketiyle karşımızda iktidar. Bu konuda size konuşacağım. Bundan önce bir yargı paketi daha vardı. O yargı paketi, sekizinci yargı paketinden sonra Türkiye şeffaflık, denetim gibi meselelerin ortadan kaldırıldığı bir ülke hâline geldi. Bu listenin en dibine düşmesine çok az kaldı. 14 basamak aşağıya düştü o sekizinci yargı paketinden sonra. Bundan sonra ne yapacağız bilmiyorum. Yani dokuz ay geçmiş aradan. Yargıda değil, Anayasa’da aykırılık. Temel hak ve hürriyetlerin ihlali, idari yetkilerin aşırı genişletilmesi ve cezai sorumsuzluklarda reform yapmışlar bu yargı paketinde. Dışarıdan birisi bu paketi görse “Bu ülkeyi herhâlde bir suç örgütü yönetiyor.” der, normal bir iktidarın yapabileceği bir düzenleme değil. Daha paketin ilk maddesinde hukuksuzluk çorap söküğü gibi başlamış. 5’li çete gibi Türkiye'yi götüren, dolandıran adamlar yetmemiş, bir de şimdi küçükçülerin önünü açmışlar. 2023 yılından itibaren yeni bir kanun getirdiler, elektronik ortamda açık artırma suretiyle satışlar. Şimdi, bu satışlara bir süre konulmuş, demişler ki: “Bu süre bir saatten fazla uzatılamaz.” Eyvallah, tamam ama Adalet Bakanının talebiyle veya oluruyla bu kısaltılabilir, uzatılabilir, kaldırılabilir. Yani kanunun yerine yetkiyi idareye bırakmışsınız. O zaman bu kanunu niye çıkardınız ya, niye bir saat koydunuz? Adalet Bakanı istediği kadar uzatabiliyor, istediği zaman kaldırıyor, istediği kadar azaltıyor süreyi. Bu kanun niye? Niye biliyor musunuz? Bu memleketin malına çökmeye alıştınız siz, çökmeye alıştınız. Nereden biliyorum? Bu kayyum sistemi var ya, kayyumlar atadınız, KHK’lerle, daha sonra bu 15 Temmuzdan sonra. Kayyum meselesiyle malına çökülen bir arkadaş beraat etti, çıktı, malını iade etmeye çağırmışlar, şirketini. “Alayım.” demiş “Ama 52 milyon dolar borcun var.” “Yahu, benim 52 milyon dolar borcum yoktu ki.” “Alacaksan 52 milyon dolar borçla alacaksın.” Ya, bunu dünyanın bütün mafya çetelerinin olduğu ülkelerde bile göremezsiniz, emin olun yok. Dünyanın en ileri mafyasının hüküm sürdüğü ülkelerde böyle bir sistem yok. Şimdi çökmenin içine başka bir şey gelmiş. Muhalefete devam eden birtakım iş insanlarının malına haciz yoluyla çökecekler, satışta da Adalet Bakanının dediği yerde Fethi Gürer aldıysa “Orada durun.” diyecek, kesecek. “Çünkü bizim işimiz Fethi Gürer alsın diyeydi. Son Fethi Gürer’se orada bitirin.” Yani bu madde onu söylüyor. Yani milletin malına çökme maddesi bu ama zannediyor musunuz ki bu çöktüğünüz mallar yarın öbür gün sizin olacak? Vallahi öyle bir alıştırdınız ki sizden sonra gelenler de sizin malınıza çökecek. Ha, bunu da buradan söylüyorum: Hiçbiriniz bu malların sahibi olamayacaksınız, çocuklarınıza devredemeyeceksiniz, bu malların sahibi beytülmal olarak devlete gidecek, siz sahibi olmayacaksınız. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Ne yaparsan onu yapacaklar. LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Evet, aynen öyledir. Bir de şimdi kaldıracaklarını söylediler ama başka bir şey daha var, henüz kaldırılmadan, size çok güven olmaz; 36'ncı madde var, kayyumlara dokunulmazlık meselesi; kayyumlarla beraber kayyumların atadığı yöneticilere dokunulmazlık. Nesine… Hem kişisel dokunulmazlık getiriyor kişilerle ilgili hem de yapıyla alakalı. Sen istediğin kadar götür, istediğin kadar çal, istediğin kadar yanlış yap, yarın öbür gün seni yargılayamayacaklar. Öyle mi? Mümkün mü öyle bir şey? Otuz sene sonra Kenan Evren yargılandı bu ülkede. Bu kanunla siz bu hırsızlıkların önüne geçemeyeceksiniz, mümkün değil. Bu çalan… O kayyumlar var ya, aralarında iyi niyetli olanlar var, onu da söyleyeyim, samimi, Allah rızası için “devletin malı” diye bunları yönetenler de var, onları sarfınazar ediyorum ama kayyum atandıkları o kurumları boşaltan, yiyen, içen, mal yapan ne kadar namussuz varsa onlara burada garanti verilmiş. Günah değil mi ya, yazık değil mi ya, hiç mi vicdanınız acımıyor? Zannediyor musunuz ki Allah'ın hukuku bu konuda geri duracak? Bunun da hesabı verilecek, mutlaka ve mutlaka, hem bu dünya da hem öbür tarafta. Eğer öbür tarafa inanıyorsanız… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun, tamamlayın. LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – O konuda da şüphelerim var. Kıyamet gününe inanan, Allah'ın varlığına inanan, hesap gününe inanan hiçbir insan bu kadar zulmü, bu kadar yolsuzluğu, bu kadar hırsızlığı yapmaz. Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)