Konu: | Açıklanan en düşük emekli maaşına ve asgari ücrete, ekonomiye, tarıma ayrılan desteklere ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 44 |
Tarih: | 07.01.2025 |
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; sokaklarda derin bir sefalet var, derin bir yoksulluk var ve bizim temel gündemimizin bu olması gerektiğini hassasiyetle vurgulamak istiyorum. En düşük emekli maaşı açıklandı 14.469, asgari ücret de 22.104. Hakikaten, bu paranın yeteceğini AK PARTİ milletvekilleri ve iktidar cephesi gerçekten düşünüyorlar mı ve buna inanıyorlar mı? Bu parayla insanların sefalet sınırında bile yaşamaları mümkün değil. Sokaklardayım sürekli, çarşıyı pazarı dolaşıyorum, birçok kereler iktidar partisinden milletvekili arkadaşlarımı da davet ettim; Allah aşkına, gelin beraber dolaşalım, çarşıyı pazarı beraber gezelim, bizim dediklerimizi değil milletin dediklerini dinleyin diye davette bulundum. Derin bir yoksulluk, derin bir açlık ve korkarım ki bu sene daha da derinleşecek bir sefaletle karşı karşıyayız.
Bakın, geçtiğimiz günlerde Balıkesir'de emeklilerle bir araya geldim. Balıkesir'de toplam 430 bin emekli var ve bunların yarıdan fazlası şu anda açlık sınırının altında yaşamak mecburiyetinde. Ve ne yapmışlar biliyor musunuz Balıkesir'deki emekliler? Kendi aralarında WhatsApp grupları kurmuşlar, kurdukları bu gruplarda Balıkesir'de lokma hayrı yapılan neresi varsa, hangi caminin önünde bir hayır varsa birbirlerine haber veriyorlar "Aman orada bir hayır varmış, gidelim karnımızı doyuralım." diyorlar. Yıllarca bu ülkeye emek etmiş, hizmet etmiş, alın teri dökmüş, primlerini ödemiş emekliye, hele hele "Emekliler Yılı" ilan ettiğiniz 2024'ten sonra reva gördüğünüz bu mudur?
Tabii, bu neyin karşılığında oldu, hangi bedeli ödedik de bu ortaya çıktı? Bakın, iktidara geldiğinizde 130 milyar dolar borcu vardı bu ülkenin, şimdi 540 milyar dolara yaklaştı. Öte yandan, yer altında, yer üstünde ne var ne yoksa satıldı. Cumhuriyet dönemindeki bütün kazanımlar haraç mezat Varlık Fonu marifetiyle satıldı.
Toplanan vergiyi de hesap edelim. Siz diyorsunuz ki: "2 trilyon 750 milyar dolar vergi toplandı." Bizim hesaplarımıza göre de 4,5 trilyon dolar vergi toplandı. Ama bu millet hâlâ açlığın ve sefaletin pençesinde. Bunun sebebini araştırmamız ve bulmamız lazım. Ben size söyleyeyim, bunun çok net bir sebebi var: Siz ekonomiyi yönetemiyorsunuz, siz ekonomiyi beceremiyorsunuz ama en az bunun kadar önemlisi, maalesef Türkiye derin bir yolsuzluk batağına batmış durumda.
Bakın, 5 tane şirkete, 5'li çeteye tam 240 milyar dolarlık ihale verdiniz ve bunun karşılığında da tam 128 kere de vergi indirimi yaptınız; kasa boşaldı, şimdi tefecilere mahkûm ettiniz hazineyi. Her ne kadar Sayın Erdoğan "Hazinemiz doludur. Şu kadar milyar dolar para vardır." dese de bu para Türkiye'nin parası değil, dışarıdan gelen tefecilerin parası ve biz tefecilere her ay 3,5-4 milyar dolar faiz ödemek durumundayız. İşte onun içindir ki bütçeye 1 trilyon 950 milyar liralık bir faiz ödemesi koyduk 2025'te ve eğer bu faizi ödememiş olsaydık -hani diyordu ya Sayın Erdoğan "Nas var, nas." diye- hakikaten bu konuda samimi olup, nas konusunda iyi niyetli olup faize karşı durabilmiş olsaydık ve bu faizi tefecilere ödememiş olsaydık, bugün biz bu parayı sadece emekliye vermiş olsaydık, 16 milyon emekliye vermiş olsaydık her ay ceplerine 10.500 lira daha ekstra para girmiş olacaktı. Dolayısıyla bunun sürdürülebilir olma şansı yok. Türkiye'nin yeniden üretime dönmesi lazım, yeniden istihdama dönmesi lazım ve yeniden ihracata dönmesi lazım.
Öte yandan, tabii, tefeci parasını buraya boşuna getirmiyor, diyor ki: "Ben size bu parayı veririm ama düşük kur, yüksek faiz olacak, ben faizden para kazanacağım." E, öyle olduğu zaman sanayi çöküyor; sadece sokakta, çarşıda, pazarda esnafı, köylüyü, emekliyi dinlemeyin, bir taraftan da sanayiciyle konuşun, bakın, size ne söyleyecekler. Milyarlarca dolarlık sanayi tesisleri söküldü, Doğu Avrupa'ya gitti, Mısır'a gitti, orada istihdam üretiyorlar, ihracat yapıyorlar ve maalesef önümüzdeki sene Türkiye'yi ciddi bir işsizlik bekliyor; bunun altını hassasiyetle çizmek istiyorum.
Peki, köylünün durumu ne? Bakın, Anayasa 45'e ve Tarım Kanunu 21'e göre Türkiye'de tarıma ayrılan desteğin gayrisafi millî hasılanın en az yüzde 1'i kadar olması öngörülüyor. Bu itibarla 2025'te 615 milyar liralık bir destek verilmesi gerekiyordu. Peki, biz ne kadar ayırdık? 135 milyar lira ayırdık. Yani olması gerekenin, yasal kaidelerin çok altında bir destek veriyoruz. Peki, bunu ödeyebiliyor muyuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim.
BAŞKAN - Lütfen tamamlayın Sayın Çömez.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bakın, bundan altı ay önce Tarım Bakanlığı ilan etti, dedi ki: "Ton başına buğday üreticisine 1.750 lira destek vereceğiz." Köylü şu anda derin bir borç batağında, tarlasını, traktörünü satılığa çıkarmış. Az önce dediğim gibi, Anayasa’nın amir hükmüne uyulmadan, onu kabul etmeden ve olması gereken teşvikleri vermediğiniz gibi, vermek zorunda olduğunuz veya ilan ettiğiniz destekleri de vermiyorsunuz. 1.750 liralık desteği maalesef vermediniz, şu anda köylü ciddi manada kan ağlıyor.
Özetle söyleyeceğim şu: Bu ülkenin ekonomisini batırdınız, köylüyü batırdınız, çiftçiyi batırdınız, esnafı batırdınız, emekliyi batırdınız, millet açlık ve sefalet içerisinde. Koruduğunuz, kolladığınız bir tek kesim var, onlar da yandaşlarınız ve çeteler. Umuyorum, bir an önce bundan vazgeçersiniz; vazgeçmezseniz de millet sizi zaten sandıkta vazgeçirecektir.
Teşekkür ediyorum.