GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:45
Tarih:08.01.2025

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde söz aldım.

Türkiye'de merkezî yönetim bütçesinden sonra gelen en büyük ikinci bütçe Sosyal Güvenlik Kurumunun, o yüzden herkes gözünü dikmiş, orayı soymaya çalışıyor. Hani, bu, yenidoğan çetesi falan vardı ya, boşuna değil o; o aslında SGK'yi soyma operasyonu, olan orada ölen bebekleri oldu ama operasyonun ismi aslında "SGK soygunu" SGK soyuluyordu orada. SGK'nin 2025 bütçesini açıklamışlar, 5,2 trilyon lira gideri var, 4,7 trilyon lira da geliri var. Bir de prim gelirlerinin dörtte 1'i oranında yapılan devlet yardımı var ya, onu da sayarsanız normal bütçe açığı 1,4 trilyon lira, çok ciddi bir rakam. Peki, bu devasa bütçeyle boğuşurken SGK'de denetimsizlik yüzünden neler oluyor, ben size biraz onu anlatacağım. 2003 yılında yeni bir şey başlattılar bunlar: "Sağlıkta Dönüşüm." O "Sağlıkta Dönüşüm" ismi sağlıkta götürmeye dönüştü yani "dönüşüm" "götürme"ye dönüştü. Nasıl? O özel tabela hastaneleri açıldı. Benim kendi memleketimde, Kocaeli'de 12 tane özel hastane var, o koca bölgede, Gebze, Darıca, Çayırova, Dilovası'nda sadece 2 tane devlet hastanesi var. Tabela üniversiteleri gibi özel hastaneler açıyorsunuz; hiçbirinin ne tedavi hizmetleri ne laboratuvar hizmetleri ne görüntü hizmetleri devlet hastaneleriyle veya üniversite hastaneleriyle kıyaslanacak gibi değil; çok kötü, çok ama çok kötü. Buna rağmen, bütün hastalar oraya yönlendiriliyor. Niye? Zira, bu hastanelerin önemli bir geliri SGK'den kestikleri faturalardan geliyor; röntgen çekmeden röntgen faturası kesip röntgen parası alıyorlar, herhangi bir görüntüleme yapmıyorlar; hastayı ameliyat etmeden, o doktor o ameliyata girmeden bile oradan para almaya başladılar.

Bunu Sayın Turhan Çömez çok sıklıkla dile getiriyor, hazır kanun teklifi gelmişken SGK'deki bu yolsuzlukları biraz da ben anlatmak istiyorum. Ya, kesmeyi beceremiyorsunuz, bu yolsuzlukları engelleyemiyorsunuz, SGK batıyor. Niye paralar buralara gidiyor? Emekliye gelince "Yüzde 15,75 zam sana yeter kardeşim." Niye? "Biz paraları bu adamlara gönderiyoruz, paraları bunlarla bölüşüyoruz; size para yok, emekli aç kalacak." Yüzde 65 kira artışına müsaade ettiniz, biliyorsunuz; yüzde 15,75 emekliye para verdiniz. Emekliye verdiğiniz bu parayla, 22 bin lirayla emekli kira verse aç kalacak, doymaya kalksa sokakta kalacak.

Burada, kendi bölgesinde siyaset yapan arkadaşlar, bir emekliye rastladığınızda söyledikleri sizi rahatsız etmiyor mu, çok merak ediyorum. Mutlaka rahatsız ediyordur, insansınız. Sizin çevrenizde vardır, akrabalarınız vardır, dostlarınız vardır ama onlara "Ya, bu SGK'deki paraları bu hastanelere gömüyoruz biz, bu paraları size veremiyoruz; bu özel hastanelere SGK'yi soyduruyoruz, bu paralar size yetmiyor, biz bunlara gönderiyoruz para." diyemiyorsunuz, derseniz durumunuz vahim ama onların yüzüne de bakamıyorsunuz. Ya, market poşetlerine yüzde 100 zam yaptınız, yüzde 100, market poşeti kadar değeri yok bu ülkede emeklinin. Bunlara yüzde 15,75; market poşetine yüzde 100 zam yaptınız siz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ya, bu zam açlık sınırının da altında arkadaşlar, aç bile kalmayacak, bu insanlar sersefil yaşayacaklar bundan sonra.

Emeklisini aç bırakan bir Hükûmetin bu memlekette yapacağı neler var, onu düşünüyorum. Köprü mü yapıyor? Hayır "Yap-işlet- devret yaptım." diyor, zaten onun parasını sizden alıyor. "Bu toplanan vergileri, bu toplanan SGK primlerini ne yapıyor?" diye baktığımızda, birilerine sermaye transferi olarak kullanılıyor bütün bu paralar, asla ve kata vatandaşa hizmet olarak yönlendirilmiyor. Toplanan vergi çok ciddi miktarda, Türkiye'de son yirmi iki yılda çok ciddi miktarda, 22 trilyon dolar vergi toplandı bu ülkede, o paranın hiçbiri vatandaşa gitmedi. Son dönem zenginlerine bakarsanız, kimler olduğunu görürseniz bu paraların kime gittiğini daha iyi anlarsınız. Bu paralar bu insanlar arasında bölüşülürken vatandaşı pazarlarda geceleri tezgâh altlarından meyve toplamaya terk ediyorsunuz, 4 çocuktan 1'ini sabah aç karnına okula gitmeye terk ediyorsunuz ama bu paraları da bunlara vermekten, bunlarla bölüşmekten vazgeçmiyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Türkkan, tamamlayın lütfen.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Vermekten de demiyorum, bölüşmekten vazgeçmiyorsunuz. Allah encamınızı hayreylesin.

Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ Parti, CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)