| Konu: | 6111 SAYILI BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU VE DİĞER BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 07.02.2012 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 150 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Bilindiği üzere, geçen yıl çıkarılan 6111 sayılı Kanun ile otuz civarında kamu idaresinin alacakları yeniden yapılandırılmıştır. Teklifin bu maddesi, iki ayrı konuda borçluların 6111 sayılı Kanun kapsamında ödemeleri gereken taksitlerinin ödeme süresinin uzatılması için Bakanlar Kuruluna yetki verilmesini düzenlemektedir. Bu konulardan biri, yabancı ülkelerde de faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, Ekonomi Bakanlığı tarafından olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede faaliyette bulunan ve bu ülkedeki faaliyetleri nedeniyle durumları 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 13'üncü maddesine göre mücbir sebep hâli kabul edilenlerin ödemeleri gereken taksitlerin ödeme sürelerinin mücbir sebep hâlinin bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere topluca veya ayrı ayrı bir yıla kadar uzatılması konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmesidir.
213 sayılı Kanun'un 13'üncü maddesine göre mücbir sebepler, vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk; vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler; kişinin idaresi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler; sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması gibi hâllerdir.
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca yayınlanan 1/3/2011 tarihli ve 45 sayılı Vergi Usul Kanunu sirküleri ile bu maddede geçen "gibi hâller" hükmünün benzeri durumlarında bu kapsamda değerlendirilebilmesine imkân sağlamış olduğu ifade edilerek, Libya'da meydana gelen olayların mücbir sebep olarak değerlendirilmesi ve bu olaylardan etkilenen mükelleflerin durumunun Vergi Usul Kanunu'nun 13'üncü maddesi uyarınca mücbir sebep hâli olarak kabul edilmesinin mümkün olduğu belirtilmiş ve buna göre bahsi geçen olaylardan etkilenen mükelleflerin durumlarını ispat ve tevsik eden bilgi ve vesikalarla etkilendikleri süreyi de belirtmek suretiyle gelir ve kurumlar vergisi bakımından bağlı bulundukları vergi dairesine müracaat etmeleri gerektiği, mükelleflerin müracaatlarının tetkik edilmesi neticesinde olaylardan vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak derecede etkilendiklerinin anlaşılması hâlinde durumları mücbir sebep kapsamında değerlendirilerek Vergi Usul Kanunu'nun ilgili hükümlerinden yararlandırılacağı ifade edilmiştir. Bu maddeyle de 6111 sayılı Kanun kapsamındaki alacakların aynı şekilde değerlendirmeye tabi tutulması amaçlanmaktadır. Ancak, düzenleme birçok subjektif unsur içermektedir. Ekonomi Bakanlığı olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkeyi nasıl belirleyecek? Suriye, Mısır, Yunanistan gibi ülkelerde politik risk var mıdır, yok mudur? Bu bakış açısına göre değişebilir. Bunun kriterleri ne olacak? Söz konusu ülkelerde olaylardan etkilenen mükellefler durumlarını nasıl ispat ve tevsik edecek? Hangi bilgi ve vesikaları sunacak? Etkilendikleri süre nasıl belirlenecek? Mücbir sebep hâlinin bitim tarihi nasıl belirlenecek? Bütün bunlar birtakım belirsizlikleri beraberinde taşımaktadır.
Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan görüşmelerde bu konulara ilişkin sorduğumuz sorulara yine bu konuda düzenleme yapılması için müracaat eden firma ya da sivil toplum kuruluşu olup olmadığı ve bunların kimler olduğu yönündeki sorularımıza tatmin edici cevaplar alınamamıştır. Bu itibarla, bu maddenin uygulanabilirliği konusunda kaygılarımız bulunmaktadır. Ayrıca, keyfî uygulamalara meydan verecek bir düzenleme olarak görmekteyiz. Bu düzenleme Libya'da iş yapan firma ve müteahhitlerimizin esas sorunlarına bir çözüm getirmemektedir. Alacaklarını tahsil edememiş, şantiyelerini, iş makinelerini bırakıp gelen firmalarımızın bu sorunlarının çözümü için Hükûmet tarafından gerekli girişimler yapılarak yaşadıkları mağduriyetler mutlaka giderilmelidir. AKP Hükûmetini İslam dünyasına yönelik küresel projelere maşa olmak yerine vatandaşımızın, firmalarımızın, müteahhitlerimizin haklarını ve alacaklarını alabilmeleri için çaba göstermeye davet ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz maddenin içerdiği diğer konu da, 213 sayılı Kanun'un 15'inci maddesine göre, doğal afet nedeniyle mücbir sebep hâli ilan edilen yerlerdeki alacaklı dairelere doğal afetin vuku tarihinden itibaren ödenmesi gereken taksitlerin ödeme sürelerinin, mücbir sebep hâlinin bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere, topluca ve ayrı ayrı bir yıla kadar uzatılması konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmesidir. Bu düzenleme yeterli içerikte olmamakla birlikte, Milliyetçi Hareket Partisi olarak destekliyoruz.
Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan görüşmelerde, bu düzenlemenin Simav ve Van depremi ile Rize'de meydana gelen afeti kapsadığı ifade edilmiştir. Hâlbuki, ülkemizin birçok yerinde yaşanan dolu, sel basması gibi afetler nedeniyle birçok vatandaşımız mağdur olmuştur ve olmaktadır. Nitekim, son günlerde Hatay'da, Trakya'da ve ülkemizin değişik bölgelerinde yaşanan sel ve yağış gibi felaketler sonucu birçok vatandaşımız mağdur durumdadır. Uygulamada bu hususun mutlaka dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Geçen yılın mayıs ayında Simav'da baş gösteren depremle ilgili henüz kalıcı tedbirler alınmamış ve endişeler ortadan kaldırılmamıştır. Vanlı kardeşlerimizin dermanı ve takati tükenmişken Van'a müjde olarak sunulan bu türlü düzenlemelerin de kısa vadede hiçbir yaraya merhem olması söz konusu değildir. Vatandaşlarımız kara kışa karşı kar altında çadır kentlerde hayat mücadelesi verirken, sizlere soruyorum, esnafa faizsiz kredi verme, borçları erteleme, birçoğunun yararlanamadığı paranın maaş olarak hak sahiplerine ödenmesi gibi uygulamaların ne gibi yararları olacaktır?
Hükûmet, Van'a siyasi kaygılardan uzak, çıkar hesaplarından arınmış bir şekilde yaklaşmalı ve Türk milletinin sıcaklığı ve şefkatiyle Van'ı çevrelemeli ve burayı kış aylarının insafına terk etmemelidir. Vatandaşımızın hakkını karşılıksız vermeli, meskeni olmayan hiçbir Vanlı kardeşimiz bırakılmamalı ve çaresizlik içinde uzanan her el kesinlikle tutulmalı ve Van'a sahip çıkılmalıdır.
Türkiye üç ayı aşkın bir süredir, Van'daki felaket zincirini ve acı verici doğal afetleri konuşmaktadır. Van'da meydana gelen deprem afeti AKP'nin başarısızlığını ve yetersizliğini bir kez daha tescil etmiştir. Felaketin başından itibaren yanlış teşhisler, isabetsiz yorumlar, enkaz üzerinde yapılan siyasi gösteriler, kafa karışıklıkları, siyasal propaganda arayışları depremin faturasını ağırlaştırmıştır.
Dünyanın yardımına koşma iddiasında bulunarak milletimizin aklıyla ve zekâsıyla alay eden AKP Hükûmeti, bırakın bunu, Erçiş'in, Van'ın elinden dahi tutmakta zorluk çekmiştir. AKP Hükûmeti, sırf güçlü görünmek için uluslararası yardımları başta reddetmiş ve sonra hepsine rıza göstermek zorunda kalmıştır. Çocuklar, analar, babalar acılar içinde kıvranırken AKP ne yapabileceğini test etmeye ve gücünü sınamaya kalkışmıştır. AKP'nin dağınık, dengesiz, düzensiz ve dejenere olmuş siyasi tutumu Van'ı daha da zora sokmuştur.
Konuşmama son verirken buradan, başta depremlerde olmak üzere doğal afetlerde vefat eden tüm vatandaşlarımıza Cenabıallah'tan rahmet diliyor, yakınlarına ve ailelerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum; kanun teklifinin de hayırlara vesile olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kalaycı.