| Konu: | PATATES ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 06.12.2011 |
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün buraya önemli bir yönetmelikten bahsetmek üzere çıkmış bulunmaktayım.
Bu Yönetmelik 13 Ocak 2011 tarihinde Resmî Gazete'de yayınlanan ve 31 Aralık 2011'de yürürlüğe girecek olan bir yönetmelik. Adı: Bitki Pasaportu Sistemi ve Operatörlerin Kayıt Altına Alınması Hakkında Yönetmelik.
Değerli milletvekilleri, bu Yönetmelik'in iki tane hedefi var. Bunlardan bir tanesi, üç kuruşluk geliri olan Türk köylüsünü kayıt altına almak, vergi mükellefi yapmak, diğeri de patates üreticilerine ağır bir darbe vurmak.
Şimdi, değerli milletvekilleri, hepiniz biliyorsunuz, Türkiye'nin yüzde 70'i kayıt dışı. Siz Türkiye'de AKP Hükûmeti olarak zengini -düzenden beslenen zengini- yandaş firmaları, bıyıklı yabancıları kayıt altına alamazken üç kuruşluk geliri olan Türk köylüsünü vergi mükellefi hâline getirmeye çalışıyorsunuz. Köylünün patatesten, buğdaydan elde ettiği üç kuruşluk gelirin bir kısmını da vergi olarak almaya çalışıyorsunuz, sinekten yağ çıkartıyorsunuz. Bu sebeple, benim bu Yönetmelik'i kabul edebilmem mümkün değil.
Bu Yönetmelik'in bir de ikinci yönü var değerli milletvekilleri. Bu Yönetmelik, gerçekten patates üreticilerine çok ciddi anlamda bir darbe vuruyor. Bu Yönetmelik'in 6'ncı maddesine bakarsanız, yemeklik patates üretiminin, ekiminin üç yıl süreyle bu yıldan itibaren yapılamayacağını görürsünüz. Bu da demektir ki 2015 yılına kadar Bolu'daki, Niğde'deki patates üreticisi patatesten 1 kuruşluk gelir elde edemeyecek demektir.
Sayın Bakanım burada, ben kendisine açıkça sormak istiyorum: Siz köylüyü hazırlıksız olarak yakaladınız. Bu yıldan itibaren patates ektirmeyeceksiniz. Tebligatlar yapıldı il müdürlükleri tarafından ama köylü patatesten elde edeceği gelire güvenerek oğlunu evlendirdi veya bir borç yükü altına girdi. Yarın, herhangi bir köylünün evine haciz gelirse, icra memuru o köylünün evinden mal kaldırırsa siz, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı olarak başınızı yastığa huzurla koyabilecek misiniz? Bunun cevabını sizden istiyorum.
Değerli milletvekilleri, maalesef Türkiye enteresan bir ülke hâline geldi. AKP döneminde oyu veren köylü, cezalandırılan köylü. AKP döneminde Uruguay'dan angus ithali serbest, patates ekmek yasak. Yine AKP döneminde İsrail'den sıfır gümrük vergisiyle süt tozu ithal etmek serbest, köylünün sütünü makul bir fiyatla satması yasak. Kusura bakmayın ama böyle yönetmelikler, böyle düzenlemeler olmaz.
Değerli arkadaşlar, burası Türkiye Cumhuriyeti, burada kurullar var, kurallar var. Sayın Bakan kusura bakmasın ama Türkiye Cumhuriyeti Mehdi Ağa'nın çiftliği değil, Türk köylüsü de Mehdi Ağa'nın marabası değil. Böyle düzenlemeler olmaz. Ben Sayın Bakana şunu söylemek istiyorum: "Akşam düşündüm, sabah hayata geçirmek istiyorum. Ben nasıl istersem bu şekilde yönetmelikler olur." diyemezsiniz. Köylünün menfaatini korumak zorundasınız. Bunu özellikle sizlere hatırlatmak istiyorum. Size de bir çağrıda bulunuyorum: Ne olur sakin bir kafayla şu yönetmeliği okuyun. Vicdanınızın sesini dinleyin. Gerçekten Türkiye'de köylüye ne kadar büyük zarar verdiğini görün, ondan sonra ne yaparsanız yapın. Size başka bir şey söylemiyorum.
Değerli milletvekilleri, bir konu daha var, Sayın Tarım Bakanı buradayken bunu da hızlı bir şekilde gündeme getirmek istiyorum: Belki biliyorsunuz, belki bilmiyorsunuz, Türkiye'deki fındık üretiminin üçte 2'si Batı Karadeniz Bölgesi'nde yapılır, Giresun ve civarında değil. Bu fındık üretiminin bir kısmını da Bolu'nun Mudurnu ilçesinin Taşkesti beldesi yapıyor. Taşkesti beldemizin 22 tane köyünün 22'sinde de her hanenin fındık bahçeleri var. Hemen yanında Sakarya'nın Dokurcun ilçesi var. Sakarya'nın Akyazı ilçesinin Dokurcun beldesi var. Burada fındık destekleme kapsamında 22 köyün 22'sinde fındık üretimi yapılan Taşkesti'ye herhangi bir destek yok. Sayın Bakana gittim, bunu anlattım. "Sayın Bakanım öyle görünüyor ki sizler Taşkesti'yi unutmuşsunuz. Bizden önce görev yapan Bolu milletvekilleri bunu size hatırlatmamış. Lütfen bu durumu düzeltin." dedim. Orası da Türkiye Cumhuriyeti'nin bir parçası, Taşkesti de Türkiye Cumhuriyeti'nin bir parçası. Oradaki insanlar da ağırlıklı olarak AKP'ye oy veriyor, Taşkesti'dekiler de. Peki, o zaman Türkiye Cumhuriyeti'nin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı olarak neden Taşkesti'yi ve Taşkestilileri cezalandırıyorsunuz? Niçin Taşkesti'nin çoktan hak ettiği fındık destekleme kapsamına girme ve destek alma hakkını Taşkestililere vermiyorsunuz? Bunun cevabını bekliyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.