GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:47
Tarih:14.01.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz ekim ayında gündemimize gelmiş olan Öğretmenlik Mesleği Kanunu çerçevesindeki düzenlemelerden bir diğeri de Akademiye Giriş Sınavı'ydı. Nitekim, bu kanun teklifine ilgili toplum kesimlerinin getirdiği bütün eleştiriler, öğretmenlerin burada, Meclisin dibinde günlerce süren bütün nöbet eylemleri, protestoları, itirazları hiçbir şekilde dikkate alınmadan bu kanun yasalaştı. Şimdi, yine bir iki gün önce Cumhurbaşkanının yaptığı bir açıklamayla, daha doğrusu imzaladığı yeni bir düzenlemeyle 1 Eylül 2025 tarihinden itibaren KPSS de öğretmen atamalarında aranmayacak ve Akademiye Giriş Sınavı, öğretmenlik mesleğine başlamanın en temel aşılması gereken bir aşaması olacak. Aslında, bu sınav öğretmenlerin artık kanayan yaraya dönüşmüş hiçbir sorununa bir çare üreten bir şey değil; neden yapıldığına dair açıklamalar çok çelişkili, ne işe yarayacağını kimse bilmiyor ama bilebildiğimiz çok ciddi dezavantajları var; öğretmenlik mesleğini değersizleştirileceği, iş güvencesini zayıflatacağı, öğretmenler arasında ayrımcı uygulamaları yerleşikleştireceği ve iş barışını zedeleyeceği çok açık. Ayrıca, eğitim sisteminin ideolojik bir kıskaca alınacağı da bu yeni düzenlemelerden her birimizin rahatlıkla görebileceği uygulamalar. Bugüne kadar AKP kadroları da Cumhurbaşkanı Erdoğan da AKP öncesi cumhuriyet eğitim politikalarını eleştirirken hep ideolojik niteliğine, endoktrinasyon boyutuna vurgu yaptı, yukarıdan aşağıya inşa edilen bu politikaların Türkiye'nin, Türkiye halklarının, halkının -onun deyişiyle- kök değerlerine uymadığını söyledi ve daha eşitlikçi eğitim politikalarının gerekliliğinden söz etti. Oysaki bugüne kadar, yirmi iki yıllık süreçte karşımıza getirdikleri eğitim politikalarının tamamı bu zaafları misliyle üretti ve gerçekten de eğitim alanı, çok temel bir toplum mühendisliği alanına dönüştürüldü. Her gelen iktidarın, kendisinin ideolojisine uygun eğitim politikalarını uygulamaya koymasının sonuçlarını ve ağır bedellerini bütün toplum ödüyor. Herkes, her iktidar, her şeyin en iyisini bildiğini söylüyor. Oysaki Sokrates'in eğitim alanında söylediği çok önemli bir söz vardır: "Hiçbir şey bilmediğimi biliyorum ve beni başkalarından ayıran şey budur."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Hocam.

SEVİLAY ÇELENK (Devamla) - Eğitim alanına bu mütevazı perspektifle yaklaşılmalıdır. Eğitimde kriter, evrensel, eşitlikçi, özgürlükçü ve yaratıcılığı pekiştirici kriterler olmalıdır. Bu olmadığı sürece yapılacak bütün uygulamaların bir iki sene içerisinde miadını doldurması ve yenisi üzerinde düşünülmesi de kaçınılmaz olacaktır. Nitekim, sık sık değişen eğitim sisteminin, sınav sisteminin bize gösterdiği budur.

Akademi Giriş Sınavı ya da Millî Eğitim Akademisinin yapısı da birçok soruya yanıt üretmekten uzaktır. Burada kimler ders verecektir? Bu sınavları geçemeyenlerin akıbeti ne olacaktır? Hâlihazırda 500 bin öğretmenin, atanması yapılmayan öğretmenin olduğu; sayısız öğretmenin, geçtiğimiz yıllar içinde ümitsizlikten intihar ettiği bir ülkede bu akademi meselesi gerçekten de iptali gereken bir konudur.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)