Konu: | Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarının ranta açılması iddiasına ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 48 |
Tarih: | 15.01.2025 |
KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Haydarpaşa ve Sirkeci Gar binaları ve gar sahaları 15 Ağustos 2024 tarihinde imzalanan kira protokolüyle toplam 80,5 milyar TL'ye yirmi dokuz yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığına kiralandı. Şimdi, bu imzalanan protokolde kiracı Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak görünse de bir alt kiracılar meselesi var, bu çok önemli. Şimdi, çalışanların tanıklığına ve basına yansıyan görüntülere göre Sabancı Holdingin başındakilerden Güler Sabancı bir grup İngiliz sermayedarla birlikte Haydarpaşa Gar sahasında bazı incelemeler yapmış ve bu incelemeleri de daha protokol imzalanmadan temmuz ayında gerçekleştirmiş. Şimdi Kültür ve Turizm Bakanlığı adına yapılan bu kiralama işlemi sonucunda -acaba diyoruz- Haydarpaşa ve Sirkeci Gar sahaları ranta açılarak Galataportvari bir yapısal dönüşüm mü öngörülüyor?
Şimdi, bakalım, yirmi yılı aşkın süredir Haydarpaşa Garı'nın başına neler gelmiş? Kasım 2010'da Haydarpaşa Garı yandı, 2013'te geçici olarak, Temmuz 2014'te tamamen tren seferleri durduruldu. Haydarpaşa Garı, Limanı ve çevresi 2000'li yıllardan bu yana iktidar ve emrindeki TCDD yönetimi tarafından büyük bir inatla sermayeye peşkeş çekilmeye çalışılıyor. Özellikle 2004 yılından itibaren TCDD ve kamusal alanların özelleştirilmesine dair yasalar çıkartılıyor. Koruma Kurulu kararları, koruma amaçlı imar planları yok sayılıyor. Deprem bekleyen bir kentin en önemli ulaşım yapıları ve ihtiyacı olan, Haydarpaşa Limanı, Haydarpaşa Garı, Sirkeci Garı ulusal ve uluslararası gayrimenkul, turizm ve benzeri sermayenin emrine sunulmaya çalışılıyor. Yıllar içinde bu amansız uğraş "Haydarpaşa, Manhattan olacak." "Haydarpaşa, Venedik olacak." gibi söylemlerle ve kentsel dönüşüm projeleriyle karşımıza çıktı.
Aynı inatla sürdürülen yasal ve toplumsal mücadelelerin sonucunda bütün bu projeler ortadan kaldırıldı ancak inat bitmedi; Haydarpaşa Garı'nın milyonlarca bedel ödenerek yapılan restorasyonu ve arkeolojik çalışmalar sona erip garların trenleriyle ve toplumla buluşması beklenirken, bu kez karşımıza kültür endüstrisi sermayesi Kültür Vadisi Projesi çıktı. TCDD'nin kendi müdürlüklerince dâhi İstanbul'un merkezî gar binaları olan Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarına olan ihtiyacın ısrarla belirtilmesine rağmen, TCDD yönetimi tarafından Ağustos 2024'te yapılan bir protokolle Haydarpaşa ve Sirkeci Garları yirmi dokuz yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığına devredildi. Hukuksuz ve kamu yararına aykırı bulunan bu protokole karşı, Mimarlar Odası İstanbul Şubesi ve Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası tarafından yasal girişimlerde bulunuldu. Kültür ve Turizm Bakanı tarafından kamuoyuna açıklanan bu yeni dönüşüm projesi, garları kamu yararı gözetilmeksizin özel bir zümreye hizmet edecek bir kültür endüstrisi alanına dönüştürme ve sermayedarlara peşkeş çekme çabasından başka bir şey olarak karşımıza çıkmıyor. Her türlü yöntem kullanılarak toplum nezdinde meşrulaştırılmaya çalışılan bu projeler incelendiğinde, arkeopark, müze, bienal ve performans sanatları merkezi gibi işlevlerle garın ana ulaşım merkezi olarak kullanımının geri plana atılacağı çok açık bir şekilde görülmektedir.
Önemle hatırlatalım: Haydarpaşa ve Sirkeci Garları, iki kıtayı demir yollarıyla birleştirmekte ve dünyada bir başka örneği bulunmamaktadır; gerek uluslararası gerekse ulusal konumu otoriteler tarafından dünyanın yaşayan endüstri mirası olarak kabul edilmektedir. Evrensel koruma ilkeleri, İstanbul'un deprem gerçeği ve ulaşım ihtiyaçları dikkate alınarak garların gar olarak kullanılmaya devam edilmesi ve trenlerle birlikte topluma bir an önce iade edilmesi yaşamsal bir zorunluluktur.
Bu süreçten gar sahasında çalışan işçiler de olumsuz olarak etkilenecekler. Devir sürecinin tamamlanmasının ardından evsiz kalacak olan demir yolu işçilerinin, iki katlı olarak inşa edilmesi planlanan konteynerlere yerleştirileceği söyleniyor. Ancak demir yolu işçileri bu süreçle birlikte yalnız evsiz kalmayacaklar, aynı zamanda asbest tehdidiyle yaşamaya başlayacaklar çünkü konteynerlerin kurulmasının planlandığı alanda daha önce yüksek oranda asbest tespit edildiği biliniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - Bu durum, aynı zamanda işçi sınıfının kent merkezinden sürülmesi sürecinin bir parçası olacaktır. Demir yolcular, kent merkezindeki lojmanlarından zorla çıkarılacak ve piyasadaki yüksek kiralar ve barınma krizi altında şehrin çeperlerine sürgün edileceklerdir.
Ben, buradan, altı yüz yetmiş sekiz haftadır bu rantsal dönüşüm sürecine direnen Haydarpaşa Dayanışması bileşenlerini selamlamak istiyorum. Onların dirençli ve inatçı tutumları sayesinde umudumuzu koruyoruz. Haydarpaşa gardır, gar kalacak.
Teşekkürler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)