GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:48
Tarih:15.01.2025

CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; sabahın bu saatinde bazı gerçekleri açıklamak zorundayım.

Bizler işe bakıyoruz, uygulamaya bakıyoruz. Ne derler? "Yemek şöyle, yemek böyle." Yiyemedikten sonra ne olacak bu iş? Hukuk böyle, demokratik bir Türkiye, özgürlükçü bir Türkiye, hukuk devleti var. "Nerede?" diye soruyorlar. Nerede biliyor musunuz? İşte burada. Yok Yargı Reformu Strateji Belgesi, 2019'da Sayın Cumhurbaşkanı açıkladı, arkasından İnsan Hakları Eylem Planı, 3'üncüsünü de açıklayacaklar. Dört aydan beri Sayın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç "İnsan Hakları Eylem Planı'nı hazırladık." diyor, Dört aydan beri Sayın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç "Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni hazırladık." diyor. Nerede? Zamanları yok çünkü. Zamanları yok, kayyumdan sıra gelmedi Yargı Strateji Belgesi'ne. Değerli arkadaşlar, yaşadığımıza bakacağız, insanların duyduğuna bakacağız. Bakıyoruz, şöyle bakıyoruz, ya, OECD... Biz üye değil miyiz OECD'ye? Siz yargıdan bahsediyorsunuz, yargıya güvenden bahsedin. Diyorlar ki: "Endeks açıklıyoruz, bu endeksler şu, şu, şu, şu, şu örgütlerin işi." OECD'ye üye olan Türkiye şu anda yargıya güven endeksinde 38 ülke arasında 36'ncı arkadaşlar, nereden nereye geldik. Şimdi ne yapıyoruz? Adalet Akademisinden bahsediyoruz. 9 tane yargı paketi geldi, yargı reformu geldi; 9 değil 20 tane paket gelse dahi bu memlekette Anayasa'yı siz rafa kaldırırsanız, anayasal hak ve özgürlüklerin önüne engeller koyduktan sonra, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, basın özgürlüğünün önüne engeller koyduktan sonra söyledikleriniz laf üzerinde kalır. Adalet Akademisi, geldi, önümüze geldi. Ben icraata bakıyorum. Arkadaşlar, dün tarih neydi? 15 Ocak 2025'di. 15 Ocak 2025'te biz bu kanunu görüşmeye başladık. Kim vardı biliyor musunuz burada? Muhittin Bey vardı. O Muhittin Bey kimdi? Muhittin Özdemir vardı, Adalet Akademisi Başkanı vardı burada, Başkanı. Başkan geldi dün toplantıya, sonra ne oldu biliyor musunuz? Dün, 15 Ocakta bir kararname yayınlandı, Sayın Cumhurbaşkanı görevden aldı Muhittin Bey'i, Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir'i; kimi getirdi biliyor musunuz, kimi getirdi? Bekir Altun'u getirdi.

Kimdir bu Bekir Altun? Anlatayım size Bekir Altun kimdir? İsmail Uçar'ı bilir misiniz, İsmail Uçar'ı? İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı. 6 Ekim 2023'te İsmail Uçar İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı olarak HSK'ye bir dilekçe verdi, bir mektup gönderdi, o mektubun içinde ne yazıyordu biliyor musunuz? "Anadolu Adliyesinde çeteleşme var, çeteler var, yargı çeteleri var, rüşvet alıyorlar erişimi engellemeyle ilgili ya da tahliyelerle ilgili, uyuşturucu kaçakçılarının tahliyeleriyle ilgili rüşvet alıyorlar." diye dilekçe verdi; hâkimlerden bahsetti ve bir hâkimden de bahsetti. Anadolu Adliyesinin Adalet Komisyonu Başkanı kim biliyor musunuz? Şu anda Adalet Akademisi Başkanı olarak atanan kişiden bahsetti. O kişi hakkında da şunu söyledi: Bazı hâkimlerin Altun'dan çekindiğini ve yerlerinin değiştirilmemesi için istenilen kararları vermek zorunda olduğunu açıkladı. Kimi açıkladı? Bekir Altun'u açıkladı. Daha sonra ne oldu? Daha sonra bu Bekir Altun'u aldılar İstanbul Çağlayan Adliyesine Adalet Komisyonu Başkanı yaptılar. İsmail Uçar'ı da fazla konuşmasın diye onu da aldılar, Yargıtay üyesi yaptılar. Kimle beraber yaptılar? Hasan Yılmaz'la beraber yaptılar. Hasan Yılmaz kim? Bakan Yardımcısı, Adalet Bakan Yardımcısı. O Kimdir? SPK'nin yurt dışına çıkış tedbirini olmayan MASAK raporuna dayanarak kaldırılmasını isteyen İstanbul Başsavcı Vekili. Ödüllendirmeyi görün arkadaşlar, onu da Yargıtay üyesi yaptılar. Buradan İsmail Uçar'a sesleniyorum: Sayın Yargıtay üyesi, o verdiğin, HSKY'ye vermiş olduğun şikâyette şu anda Adalet Akademisi Başkanı olarak atanan Sayın Bekir Altun hakkında yapmış olduğun iddialar gerçek miydi, değil miydi? Bunun hesabını verin ilk önce. (CHP sıralarından alkışlar) Yargının geldiği duruma bakın arkadaşlar. Neresinden tutacağız, neresinden alacağız? Bekir Altun'u getirdiler Adalet Akademisine. Bakıyorum şimdi kanunun gerekçesine. Bakın, Adalet Akademisi ne iş yaparmış? Allah Allah! "Akademiye verilen görevlerle, hâkim ve savcı yardımcılarının tarafsızlık ve bağımsızlık başta olmak üzere mesleki etik değerler ile mesleğe dair bilgi ve becerileri kazanmaları; hâkim ve savcıların mesleki bilgi, beceri ve birikimlerinin artırılması." görevi varmış. Bunu kim yapacak? Anadolu Adliyesinde görevi olan, o adliyenin Adalet Komisyonu Başkanı olan Bekir Altun gelecek, bunları yapacak. Yargıtay üyesi İsmail Uçar'ın suçladığı, rüşvetle suçladığı ve bazı davalarda, erişim hakkının kaldırılması gibi davalarda birçok çete, yargı çetelerinin olduğunu söylediği ve Bekir Altun hakkında da bazı hâkimler konusunda hâkimlerin Altun'dan çekindiğini ve yerlerinin değiştirilmesinden korktukları için istenilen kararları verdiği söylenen hâkim yapacak, etik değerleri sağlayacak, Bekir Altun sağlayacak(!) Adalet Akademisine bakın. İşte, geldiğimiz nokta bu, Türkiye'nin geldiği nokta bu. Sonra ne yapıyoruz? Hukuktan bahsediyoruz, hukuk devletinden. Ya, memlekette hukuk devleti yok arkadaşlar ya, ne hukuk devleti ya! Çıkın sokağa, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nu barışçıl olarak yapmaya çalışın, karşınızda ya gaz yersiniz ya da cop yersiniz! Çıkın, gazeteci olarak çıkın bir "tweet" atın bakalım, bir yazı yazın bakalım, dezenformasyon yasası yetmediği gibi, bugün Millî Savunma Komisyonunda getirdikleri siber yasasıyla açıkça sansür yasası getirdiler, açıkça. Düşünebiliyor musunuz, Siber Başkanı çıkacakmış, mahkeme kararı olmadan el koyma, arama ve kopyalama yapacakmış. Ya, Anayasa’nın 7'nci maddesi, yargı yetkisi... Yargı yetkisini siz alıyorsunuz, atanmış memura veriyorsunuz mahkeme kararı olmadan. Çıkıyorsunuz, siberden bahsediliyor, siberle ilgili algı yapıcı düzenlemeler olduğu zaman çıkacaklarmış, hapis cezası getireceklermiş. Ya, yetmedi mi artık ya, bu millete yaptığınız sansürler yetmedi mi? Nerede özgürlükler, nerede, nerede? (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, ne sayayım ben size, ne sayayım? Bu kardeşiniz Adalet Komisyonu Grup Sözcüsü, Hasan Yılmaz hakkında ve o dönemdeki hâkimler hakkında suç duyurusunda bulundum HSK'ye, cumhuriyet başsavcılığına, işlem yapılmadı. Adam, Bakan Yardımcısı olduktan sonra gitti de şu anda Yargıtay üyesi oldu. Ya, hakkımızı biz arıyoruz, hakkımızı ararken sonuç alamıyoruz, ondan sonra, vatandaş nasıl sonuç alacak, nasıl hesap soracak bunlardan? Yargı siyasallaşmış, hak kalmamış, hukuk kalmamış, adalet kalmamış; biz burada ne yapıyoruz? Sabahın dördünde, burada, bir kanunda, bir partinin isteklerine göre nitelikli yasama yapıyoruz. Ne biçim nitelikli yasama bu? Dokuzuncu yargı paketi... TMSF... TMSF'de kayyum atanması... Dedik ki: Ya, kayyumlara bu yetki verilmez, bu kayyumlar bu yetkilerle memleketi satarlar. Siz Anayasa’nın 35'inci maddesindeki mülkiyet hakkına çöküyorsunuz. Şirketleri belirlediniz galiba! Bu maddeyi getirip çökeceksiniz, çökeceksiniz. "Tamam." dediler, çektiler maddeyi. İki hafta önce -Sayın Grup Başkan Vekilim Murat Emir burada- 2 tane madde daha çekildi. Ne maddeleriydi Murat Başkanım? Denetleme Kuruluyla ilgili maddelerdi. TEİAŞ'la ilgili madde geri çekildi. Neden çektiniz de bugün getiriyorsunuz? Emeklilikle ilgili kanun maddesinin içine 4 tane kendi çektiğiniz maddeyi getiriyorsunuz. Böyle mi nitelikli yasama yapacaksınız?

Anayasa Mahkemesinin iptal kararları... Böyle şey olabilir mi? Örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek... Ya, Anayasa Mahkemesi iptal etti. Geldi Adalet Komisyonuna, dedik ki: Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği şeyi gene getiriyorsunuz. Geçirdiniz. Dedik ki: Gene geri gelecek. Cumhuriyet Halk Partisi olarak gittik, gene Anayasa Mahkemesi iptal etti. Böyle yasama olmaz, böyle nitelikli yasama olmaz. Bu işin çözümü basit. Türkiye'de hukuk devleti kurulmadan, demokrasi ve özgürlükler getirilmeden yani AK PARTİ iktidarı gitmeden bu memlekete hukuk da gelmez, adalet de gelmez. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bülbül, lütfen tamamlayın.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Meclisin itibarı çok önemli. Ben 27'nci Dönemde milletvekiliydim, şu anda da milletvekilliğimiz devam ediyor. Yahu, Yargıtay 3. Dairesi Başkanının gelip de Can Atalay davasında Meclise ayar verip de "Bu kararı okuyacaksınız." diye talimat verdiğini gördük biz Mecliste. Buradan Meclis Başkanına şunu söylemek istiyorum: Meclisin itibarını bir Meclis Başkanı korur. Meclisin itibarını siz Yargıtay 3. Ceza Dairesine karşı korumadınız. O Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı şimdi nerede biliyor musunuz? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı oldu. Yazıklar olsun! Yazıklar olsun ama umut var. Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında Türkiye'ye hukuk devleti gelecek, demokrasi ve özgürlükler gelecek.

Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)