GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BOLU MİLLETVEKİLİ TANJU ÖZCAN?IN, ORMAN KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ?NİN (2/12) DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:29
Tarih:06.12.2011

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; hatırlarsınız belki, geçen hafta da bu verdiğim kanunla ilgili, İç Tüzük'ün 37'nci maddesi gereğince, değişiklik önergemin ilk ayağını oluşturan Orman Kanunu'nun 40'ıncı maddesiyle ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmıştım. Bugün de yine teklifimin bir parçası olan Orman Kanunu'nun 82'nci maddesiyle ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak için burada bulunuyorum.

Efendim, Orman Kanunu'nun 82'nci maddesindeki değişiklik önerimin temelinde şu yatıyor: Orman köylüsü ile iç içe yaşayan sayın vekillerim bilir, diğerleri belki bilmeyebilir; Türkiye'de orman suçundan dolayı haksız olarak ceza almış çok sayıda vatandaşımız var, binlerce vatandaşımız var. Bunun temelinde de orman muhafaza memurunun tuttuğu tutanağın aksini ispat yükümlülüğünün vatandaşa verilmiş olması var. Ben burada yapılacak düzenlemeyle "Eğer orman muhafaza memuru bir tutanak tuttuysa bu tutanağın doğruluğunu kendisi ispatlasın, ispat yükünü vatandaşa bırakmasın." diyorum. Hiç kimsenin ormanda tanık bulma şansı yok. O anlamda, bu düzenleme bu şekilde yapılırsa bana göre masum olan binlerce insanın da ceza almadan kurtulma şansı doğar diye düşünüyorum.

Sayın milletvekilleri, tabii sizlerle özel bir mutluluğumu da paylaşmak istiyorum. Ben daha önce de ifade ettim, orman köylülerinin çok yoğun olarak yaşadığı bir şehrin temsilcisiyim, Bolu'nun temsilcisiyim: Sayın Orman Genel Müdürünün ifadesine göre de Orman Genel Müdürlüğünün en çok gelir elde ettiği il olan Bolu'nun temsilcisiyim.

Üzülerek ifade ediyorum, özellikle 2004'ten bu yana, AKP Hükûmetinin iktidarının ikinci yılından bu yana, maalesef, AKP İktidarı ormanlara orman gözüyle değil, rant elde edilecek veya yandaşlara rant elde ettirilecek alanlar olarak bakmaya başladı ve bu durum sonucunda ne oldu biliyor musunuz? Orman köylüsü on yıl önceki durumundan çok daha geriye gitmiş oldu.

Bugün rakamlar ortada arkadaşlar. Orman köylüsünün on yıl önceki üretim fiyatlarına bakın, on yıl sonraki üretim fiyatlarına bakın; orman köylüsünün on yıl önce mazotu kaça aldığına bakın, bugün mazotu kaça aldığına bakın; on yıl önce dikiliden satış ne kadardı, buna bakın, şimdi dikiliden satış ne kadar buna bakın, bir de Orman Genel Müdürlüğünün dikiliden satış hedefini dinleyin, ondan sonra bu arkadaşınız doğru mu söylüyor, yanlış mı söylüyor, buna karar verin. "Dikiliden satış" deyince, çoğunuz belki anlamadınız ne demek istediğimi. Dikiliden satış -geçen hafta da ifade ettim- ormanları sadece yandaşlara, müteahhitlere peşkeş çekmek demek. Ormanlar bugüne kadar köylünün ormanlarıydı, bundan sonra müteahhidin ormanı hâline getirilmeye çalışılıyor. Orman köylüsü bugüne kadar orman köylüsüydü, bu düzenlemeyle birlikte orman işçisi, müteahhidin işçisi hâline getirilmeye çalışılıyor ve Orman Genel Müdürü on gün önce Bolu'da diyor ki: Dikili satışımız şu anda yüzde 10 civarında, bunu  bu sene yüzde 30'a, önümüzdeki dönemde yüzde 50'ye, 60'a çıkartma hedefini taşıyoruz." Daha açık anlatayım anlaşılmadı diye, bu şu demektir arkadaşlar: Bugün ormandan hâlâ orman köylüsü faydalanıyor, "Biz bundan sonra daha çok müteahhitlere faydalandıracağız. Orman köylüsü, orman işçisi olarak kalsın, müteahhit ona ne verirse bununla yetinsin." diyor, ben bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Tabii, değerli arkadaşlar, ormanla ilgili söylenecek çok şey var ama bir dakikalık bir süremiz kaldı, beni çok rahatsız eden bir hususu da sizinle paylaşmak istiyorum: Biz geçen hafta burada gece yarılarına kadar, sabaha kadar çalışıp kamuoyunda "şike yasası" olarak adlandırılan maalesef bir yasa çıkardık. Sayın Cumhurbaşkanı -gerekçesi okundu az önce- "kişiye özel düzenleme" diye bunu veto etti. Tabii, bu yasada kişiye özel düzenleme nerede vardı? Ben bilmiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı bunu nasıl çözdü? Bunu da anlayamadım ama ister istemez aklıma şu geldi: Biz sizin gündeminizi, gizli gündeminizi belki çok iyi anlayamıyoruz ama daha düne kadar sizlerle birlikte şu sıralarda oturan Sayın Cumhurbaşkanı bunu bizden daha iyi mi anlıyor diye düşünüyorum. Acaba gerçekten bunun içinde kişiye özel bir düzenleme mi var diye düşünüyorum. Aklıma da -kusura bakmayın ama- iki tane görme engelli vatandaşımızın birlikte dolma yeme hikâyesi geliyor.

Ben buradan soruyorum: Bu yasanın içinde gerçekten  bizim bilmediğimiz kişiye özel bir düzenleme mi var? Bunun cevabını istiyorum. Yoksa böyle bir şey, Sayın Cumhurbaşkanı sizin dolmaları ikişer ikişer nasıl götürdüğünüzü anladı. Bunun cevabını bekliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)