GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kartalkaya'da bir otelde meydana gelen yangına, şehit Piyade Komando Uzman Çavuş Ali Gümüş'e, "Haliç" isimli gemiye ve mavi vatana ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:49
Tarih:28.01.2025

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Geçtiğimiz günlerde Kartalkaya'da bir otelde meydana gelen korkunç yangında hayatını kaybeden 36'sı çocuk 78 vatandaşımıza Allah'tan rahmet; yakınlarına, sevenlerine ve bütün Türkiye'ye başsağlığı diliyorum. Allah bir daha ülkemizi böylesi acı, böylesi ağır felaketlerle imtihan etmesin ve bize bu acıları tekrar yaşatmasın.

Tabii, buna "kader" diyerek geçmeyeceğiz, üzerine gideceğiz; arkasında kimin ihmali var, kimin aymazlığı var, kimin beceriksizliği var, kimin bu vatana ihaneti var, tek tek üzerine gideceğiz. Gidenler geri gelmeyecek ama bir daha böylesi olayların yaşanmaması için bütün Parlamento olarak, bütün partiler olarak hepimiz gayret edeceğiz ve bu işin üzerine kararlılıkla gideceğiz.

Bugün burada yapılacak olan konuşmalardan, bugün burada yapılacak değerlendirmelerden hepimizin bir ders çıkarmasını ve Türkiye'nin bundan bir anlam çıkarmasını ve nihayetinde bir daha böylesi olayların yaşanmaması için tedbir almasını temenni ediyorum.

28 Ocak 2018'de bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen Piyade Komando Uzman Çavuş Ali Gümüş'ü rahmet, saygı ve hürmetle anıyor, bu aziz vatan için gözünü kırpmadan ölüme koşan bütün şehitlerimizi, gazilerimizi ve ekranları başında Genel Kurulumuzu takip eden bütün şehit ailelerini ve yakınlarını saygı ve hürmetle selamlıyorum. Sizleri unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.

Değerli arkadaşlar, geçtiğimiz yıl, 9 Ekim 2024 Çarşamba günü buradan bir konuşma yaptım ve o konuşmada dedim ki: "Türkiye maalesef, küresel uyuşturucu baronlarının bir merkezi hâline gelmiştir. Daha birkaç gün önce Türkiye'den ayrılmış bir gemide İspanya açıklarında 4 bin kilogram kokain bulundu. Geçen yıl yani 2023 yılında ortaya çıkan kokain Türkiye'den kaynaklanmış ve yurt dışında yakalanmış olan kokain miktarı 9 bin kiloyu bulmuş durumda, bu son derece vahim. Kokain kullanımı ve kokainin Türkiye üzerinden dünyaya dağıtımı konusunda da büyük risk ve tehditlerle karşı karşıyayız." Bunu bu kürsüden, buradan dillendirdim fakat buna dair bizlere herhangi bir bilgi verilmedi "Bu olmuştur, olmamıştır, Türkiye'den kalkan bu gemiyi biz denetledik, denetleyemedik." gibi hiçbir şey söylenmedi ve olayın üzeri kapatıldı fakat dün bir haber düştü, çok enteresan; yine Türkiye'den kalkan bir gemi -geminin adı da Haliç- okyanusu aştı ve -adanın adını da söyleyeceğim sizlere- Martinik Adası açıklarında Fransız Deniz Kuvvetleri tarafından yakalandı ve içerisinde 9 ton kokain var, piyasa değeri -kendi ifadeleriyle- 3 milyar dolar. Şimdi -ben burada merak ediyorum- daha birkaç ay önce İspanyolların Türkiye'den kalkan bir gemiyi yakaladığını burada, Meclis kürsüsünde ifade ettik ve ilan ettik. Daha birkaç gün önce aynı şeyin tekrar etmesi, sahibini henüz öğrenemediğimiz, ısrarla sormamıza rağmen sahibinin gizlendiği bu gemiye yüklenmiş olan bu kadar yoğun miktardaki kokainin Fransızlar tarafından yakalanması çok vahim bir durumdur. Acaba Türkiye dünyanın yeni bir kokain merkezi hâline mi geliyor, bir ticaret merkezi hâline mi geliyor? Yine, Fransızların geçtiğimiz üç yıl içerisinde Türkiye'den kalkmış 5 gemiye yaptığı operasyonda tam 10 ton kokain yakaladığı ve bunun milyarlarca dolar olduğu ifade ediliyor. Biz bunları takip edemeyecek miyiz, üstüne gidemeyecek miyiz?

Bakın, Parlamentoda konuşuldu, bütçe zamanlarında da görüşüldü: Türkiye'de kaynağı belli olmayan para miktarı giderek artıyor ve biz bunun bir türlü izahını yapamıyoruz. Geçtiğimiz günlerde yine burada konuştuk, ele aldık, net hata ve noksan 2023 yılında 25 milyar doları geçmiş; 2024 yılında, geçtiğimiz on ay içerisinde net hata ve noksan miktarı 15 milyar doları geçmiş. Yani Merkez Bankası diyor ki: "Bir para var orta yerde ama biz bunu bilmiyoruz; sahibi kim, Türkiye'ye nasıl girmiş?" Yani gemilerde nelerin taşındığı ortada, dünyada bunlar konuşuluyor, ayan beyan ortada. Türk limanlarından çıkmış gemiler var, sahiplerini soruyoruz, bu kadar yoğun uyuşturucu ticaretinin yapıldığı yerler var. Allah aşkına bu son derece ciddi bir konu. Buradan ilgililere, Ticaret Bakanlığına sesleniyorum, özellikle İçişleri Bakanlığına sesleniyorum: Bu gemilere bu yükler Türkiye'ye nereden geldi ve nasıl yüklendi? Dünya limanlarına nasıl yola çıktı, nasıl başka ülkenin gemileri tarafından yakalandı? Bunların üzerine gitmek, çocuklarımızı korumak ve ülkeyi korumak adına son derece önemli.

Değerli arkadaşlar, yine tarih vereceğim: 28 Mayıs.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Beş dakikanız doldu.

Buyurun Sayın Çömez.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Teşekkür ederim, uzatmamaya özen göstereceğim.

28 Mayıs 2024'te burada bir konuşma yaptım ve dedim ki: "Mavi vatan artık konuşulamaz olmuş, Doğu Akdeniz'deki sondaj gemilerimiz limanlarda çürümeye terk edilmiş, Avrupa Birliği mavi vatanı reddetmiş, buna mukabil Sevilla Haritası'nı dayatmış ve bizim deniz yetki alanlarımızın Yunanistan'a ait olduğunu söylemiştir. Buna itiraz edilmediği gibi ya da karşı durulmadığı gibi ne yazık ki aramalara da bu dayatma neticesinde son verilmiştir." Bunu bu kürsüden konuştum ve buradan ilan ettim. Evet, artık iktidar cephesinden bir "mavi vatan" lafını duymaz olduk, "Buraları bizimdir, buralarda enerji kaynağı arıyoruz, arayacağız." lafını duymaz olduk. Fakat geçtiğimiz günlerde ne oldu biliyor musunuz? "Bizim deniz yetki alanı." dediğimiz, "Kendimize ait." dediğimiz -işte harita burada- bu bölgede Kıbrıslı Rumların, Güney Kıbrıs Rum kesiminin sondaj yaptığını gördük ve orada sondajlı aramalar başlattığını gördük. Bizim karasularımızda, "Burası bizimdir." dediğimiz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - ...deniz yetki alanlarımızda Rumların sondaj yaptığını, petrol ve doğal gaz aradığını gördük. Buradan Dışişleri Bakanına sesleniyorum: Mavi vatan ne oldu? Mavi vatanla ilgili bugüne kadar söyledikleriniz ne oldu? Akdeniz'e milyonlarca dolar harcayarak gönderdiğimiz gemiler niye geri çekildi? "Bizim." dediğimiz kara sularımızda, Yunanlılar, Kıbrıslı Rumlar nasıl olur da bizim deniz yetki alanlarımızda petrol arar hâle geldi? Bunun lütfen peşini bırakmayın ve Türkiye'ye, Türk milletine, Parlamentoya bu konuda açık seçik bir açıklamada bulunun ve bu milleti aydınlatın.

Teşekkür ediyorum.