GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kartalkaya faciasına ve kurulacak olan Meclis araştırması komisyonuna, demokrasi krizine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:49
Tarih:28.01.2025

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, 21 Ocak 2025 günü, sabah 03.14'te hepimizin canını yakan, 78 yurttaşımızı hayattan koparan, 36 çocuğumuzu bizden alan bir insanlık acısına tanık olduk. Ben, hayatlarını kaybeden tüm yurttaşlarıma Allah'tan rahmet, kederli ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. 51 yurttaşımız yaralıdır, onlara da acil şifa diliyorum. Bu, bir kader değildir kuşkusuz; ortaya konulan üstünü örtme çabalarını görüyoruz. "Bunun siyasetle alakası yoktur." diyenlerin, suçlarını kapatma çabası içerisinde olduklarının da farkındayız. Buna karşın ortak bir komisyon kurulmasına kendi önergemizi muhafaza etmek suretiyle "evet" dedik çünkü burada derdimizi açıkça anlatacağız. Bu komisyona girecek arkadaşlarımız soruşturmanın etkinlikle yürütülmesi konusunda her türlü çabayı gösterecekler ancak bu Meclisin geçmişteki felaketlere karşı tutumu acaba umutlu olmayı gerektirir mi? 13 Şubat 2024'te İliç faciası meydana gelmişti, üzerinden bir yıl geçti. İliç faciası için de bir ortak Komisyon kurmuştuk. Bu Komisyon, çalışmalarını beş ay evvel tamamladı ancak Komisyon raporu yazılmıyor ve kamuoyuna açıklanmıyor. Komisyonun Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri, ilki ekim sonunda, ikincisi de 23 Ocakta olmak üzere hem Komisyon Başkanlığına hem Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına dilekçe verdiler; tık yok. Orada çocuklarımız öldü, orada büyük bir doğa felaketi yaşandı ama Meclis, üzerinden bir yıl geçmiş, hâlâ Komisyon raporunu tamamlayıp da kamuoyuyla paylaşamıyor, hâlâ "Sorumlu şudur." diyemiyor. Eğer Kartalkaya faciasının üstünü de böyle örtmeye çalışmaya niyetiniz varsa buna izin vermeyeceğimizi ifade etmek isterim.

Değerli arkadaşlar, Türkiye yalnızca bu insan eliyle yaratılan felaketlerle uğraşmıyor, bir de büyük demokrasi kriziyle karşı karşıya. Bakın, burada söyleyeyim: İYİ Parti Genel Başkanı, bir videoyla açıkça tehdit edildi. Herhangi bir işlem yapıldı mı? Yapılmadı. Zafer Partisinin Genel Başkanı, kendisine rakip olan bir başka partinin Genel Başkanını eleştirdiği için Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı ve tutuklandı. Selahattin Demirtaş, herhangi bir hüküm giymeden sekiz yılı aşkın süredir cezaevinde, tutuklu olarak sekiz yılı aşkın süredir cezaevinde.

Şimdi, on iki yıl sonra, Gezi direnişine katılanlara ve aslında tüm topluma gözdağı vermek için Gezi üzerinden adam toplamaya çalışıyorlar. Ayşe Barım, etki ajanlığı yasasına muhalefet etme gerekçesiyle gözaltına alındı, tutuklandı. Ya, biz, hepimiz, bu milletvekilleri, bu sandalyeleri paylaşıyoruz; etki ajanlığı yasası, hükmü, maddesi çıkarıldı mı bu Meclisten? Savcı diyor ki: "Ne önemi var? Kanun çıkmamış olsa bile Meclisten, ben bu kavramı kullanırım."

Gazeteciler ev hapsinde, âdeta halhal gibi taşıdıkları kelepçelerle ev hapsinde kalmaya devam ediyorlar.

Ekrem İmamoğlu'na karşı her hafta bir soruşturma açılıyor. Neymiş soruşturma? TCK 277-288 yani bilirkişinin bir işlem tesis etmesi ya da gerçeğe aykırı beyanda bulunması için hukuka aykırı olarak bilirkişiyi etkilemek. Ya, sözü edilen bilirkişi, raporunu zaten çoktan teslim etmiş kardeşim. Neyine acaba etki edecek de hangi hukuka aykırı işlemde bir beyanda bulunmasına neden olacak? Siz o "Satılmış" denilen bilirkişinin bugüne kadar verdiği raporların nasıl yanlı olduğunu gören ve bunu HSK üzerinden soruşturan bir anlayış yerine bunu dile getiren insana "Hadi bakalım, ifadeye..." diyorsunuz. O ifade 2019 Martında, 2019 Haziranında verildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - O ifade 2024'ün Martında da verildi; çok meraklıysanız yakında bir kere daha o ifadeyi alacaksınız, hep beraber göreceğiz.

Sanatçılara yönelik tehditler, kayyum uygulamaları, içeride tutuklu bulunan milletvekilleri... Ben söyleyeyim: 2014 ile 2020 yılları arasında Cumhurbaşkanlığına hakaretten 160 bin soruşturma var ve 35 bin ceza davası var. Bu memleketi bu sopayla yönetemezsiniz, bu millet sopayla yönetilebilecek bir millet değildir; bu millet demokrasiye âşık bir millettir, yaptığınız tüm uygulamalara rağmen ayakta kalmıştır ve ayakta kalmaya devam edecektir; bunu da hep beraber göreceğiz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)